Gördüğümüz ve göründüğü kadarıyla etrafımızda gelişen, meydana gelen hadiseler geçtiğim senelerden çok farklı…
Ahireti düşünmek ve dinî hayata revaç vermek geçici de olsa bu hastalık sebebiyle biraz tahakkuk etti. İşte imtihan sırrını zorlamak bu kadar oluyor. Yasaklar kalkar kalkmaz dünya adına bütün günahlar pervasızca işlenmeye başlıyor. Sadece burnu ve ağzı alınacak hava için kapatmakla yetmiyor demek ki.
Aklı, ruhu, kalbi terbiye etmek lâzım. Bunları Allah yolunda Allah için maskelemek veya açmak lâzım!.. Emir nasıl gelmişse öyle olmak lâzım.
Nefsin her zaman aradığı ve şeytanın daima desteklediği bahaneler ve bu bahanelerin arkasına sığınmak mü’minleri daima dünya ve ahiret adına zora sokmuştur.
Her halükârda, her zaman ahiret adına, dünya imtihanının devam ettiğini her Müslümanın derk etmesi, kafasına iyice yerleştirmesi lâzım. Anlayacağınız imtihan tatili ve ertelemesi olmuyor. Çünkü imtihan sadece dünyaya bakmadığı gibi neticesi de dünyalık değil! Ahiretin işlerinin imtihanın şartlarını ise yine ahiret inancı ve imanı belirliyor. Mesele o ki belirlenen şartları iyi bilmek ve falso yapmamak gerekiyor. İyi ya da kötü iki halde de kaybeden yine insan olacaktır.
Mü’min piyasanın etrafta gezen silik ve değersiz sözlerin esiri, müptelâsı olamaz. Çünkü Allah indinde imanından dolayı zâtı itibariyle kıymetlidir, değerlidir. Öyleyse bu değerini, kıymetini; kıymetsiz dünya fikir ve metağı ile düşürmemeli ve aşağılara indirmemelidir.
Ahirete ve baki âleme bakan yüzü ile dünyaya muhatap olan insan kendisini bu muhatabiyete hazırlamalıdır. İmanî, Kur’ânî, İslâmî bilgilerle daima donanımlı ve hazır olmalıdır.
Öyle ise mü’min, Efendimize (asm) kulak vermelidir. İki gününü Allah için birbirine eşit yapmamalı, Allah yolunda daima bir adım önde olmaya çalışmalıdır.
İmanın, inancın ertelemesi olmadığı gibi bazı zamanlar iptali, bazı zamanlar geçerliliği de olmaz. Hastalıkta da, sıhhatte de, musîbet zamanında da, normal zamanda da imanın, inancın, İslâmî emir ve yasakların hakkıyla ve istenildiği gibi yaşanması ve gösterilmesi, sahip çıkılarak yerine getirilmesi lâzımdır. Çünkü Rabbimiz böyle istiyor.