Çocuğa dinî bilgileri öğretmen, dinî objeleri tanıtmak, dindar olmanın; hem dünya, hem de ahiret hayatı için en çok lâzım olan ve en faydalı bilgi olduklarını kavratmak bütün eğitimcilerin birinci ve aslî görevi olmalıdır.
Sadece, bu aslî ve birinci görevi anne-babaya bırakmak veya havale etmek muhakkak ki, yanlış olur.
Dinî bilgiler; sadece okulda, sadece ailede ve her türlü eğitim faktörlerinin yer aldığı mekân ve mevkilerde öğrenilmez ve öğretilmez. Hemen her yerde dinî konularla alâkalı bilgiler öğretilebilir ve öğretilmelidir.
Dinî bilgilerin verilmesinde eğitimin bütün şubelerine müracaat edildiği gibi; ilmin, ahlâkın ve görgü kurallarının da bütün şık ve şekilleri, tanım ve tanıtımları, faraziye ve tatbikatlardan faydalanmak ve çocuk eğitiminde boşluğa yer vermemek esas olmalıdır.
İlmin, ahlâkın ve görgü kurallarının kendilerine göre kuralları ve kaideleri; hedef ve gayeleri çocuk eğitiminde daima teferruatıyla en basit ve karmaşık şekilleriyle terbiyenin her safhasında kullanılabilmelidir.
Adam olmayı ilim yoluyla ve tam adam olmayı ahlâk kaideleriyle tanıyıp, taşıma ve paylaşabilmeyi ahlâkın ve ilmin görgü kurallarında yaşamayı öğretebilmek çocuk eğitiminde bir sır, bir gizem ve/veya ulaşılabilmesi zor ve uzak bir hedef, gaye ve kazanım olmamalı ve çocuklarımıza da bu böyle yansıtılmamalıdır.
Sadece anne baba, eğitimci ve yakın akraba tavsiye ve telkinlerinin yer aldığı ahlâkî, ilmî ve görgü kurallarına dayalı eğitimlerin fasid bir dairede kalmaması, bırakılmaması, muhakkak bir surette okul ve çevre faktörlerinin tamamı da devreye sokulmalıdır.
Besmeleyle yemeğine başlayan bir çocuk, her yapacağı müsbet iş ve amelinde besmeleyle başlanılacağını ve gerçekleşeceğini; Allah’ı bilmek ve Allah’ın her işteki marifetinin, varlığının, vücudunun mevcut olduğunu bilmekle anlayabilir, kavrayabilir ve yapabilir.
Büyüklere görgü kurallarında dahil olan bir uygulama ile büyüklerine yer gösteren çocuk; ruhunda, aklında, kalbinde, hatta hayalinde bile Allah’ın varlığına, birliğine farklı bir farkındalıkla yer verebilmeli ve bunun eğitimini alabilmelidir. Her zaman ve her yerde, her halükârda sığınılacak ve teslim olunacak, saygı ve hürmet gösterilecek, boyun büküp yalvarılacak ve her şeyin isteneceği birisi muhakkak vardır. Ve bu esas itibariyle Allah inancında saklıdır.