"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İşi ‘talihe’ bırakanlara!...

Rifat OKYAY
19 Ocak 2018, Cuma
Bir zamanlar tabir-i caizse parmakla gösterilen, sayıları belli olan ve “kahraman” sıfatıyla anılan ehl-i iman ve Kur’ân hizmetkârlarının şimdilerde sayılarının çok olmasına ve gruplar, meşrep mensupları, fraksiyonlar olarak anılmalarına rağmen maalesef “kahramanlık”ları pek anılmıyor, söylenmiyor, konuşulmuyor…

Herkes diyor ki ben Nurcuyum, ben hizmet ediyorum. Fakat tesiri efkâr-ı âlemde herkes kadar görüntü vermiyor, veremiyor… Çünkü “Talihine” inananlar var… “Tabîliğine” inananlar var… “İnayet-i İlâhiye’ye” inananlar var…

Yüzünden okumaların ve başkalarının okuduklarıyla idare etmenin neticesi kafasındaki yanlış tabir “talihliyim” bile değişmemiş ismi bilmem ne insanlar var… Okumayan, anlamayan, iyice dinlemeyen, ama hüküm veren, tenkid eden, her işi ben yaparım diyen “talihliliğine” sevinen… Yanlış tabir ve yanlış anlayışla hareket eden, hayatlarını devam ettirenler var maalesef… Bunların ilâcı, çaresi ancak çok iyi okumak ve anlamaktan geçer… Geçiştirmeyle değil…

Taklid ağanın eline düşüp de her işi, her hizmeti şu şöyle yapıyor, bu böyle yapıyor… Filan ağabey, filan hatip, filan marifetli zatların elindeki akıllara teslim olanlar var… Burada da çaresiz bir hastalık söz konusudur… Onlar yanlış yaparsa sen de otomatik olarak yaptın… Onlar gaflete düşerse sen de düştün… Onlar hizmete ihanet ederse sen de ettin demektir. Ancak başkalarının aklıyla elde ettikleri kadar varsın ve tabi olmayı yanlış anlamışsın.

Evvelâ tersten başlayalım ki: Hizmet-i İmaniye ve Kur’âniye ancak ve ancak inayet-i İlâhiye ile mümkündür ve vardır… Bu kadar insanın içinden intihap edilmiş ehl-i iman arasından da seçilmek, ihsan ve ikramlara mazhar olarak inayet-i İlâhiye ile imanımızı kurtarmak ve başkalarının imanlarının kurtulmasına çalışmak, ancak Cenâb-ı Hakk’ın keremiyle, ikramıyla mümkündür… Bu yolda da muvaffak olabilmek için de Risale-i Nurlar’ı kendi telifimiz, kendi malımız bilerek önce kendimizin anlayarak okumasından geçer… Aklımızı başkalarının cebine koymamamız lâzım. Hiç kimsenin kanatlarına ve tekerleklerine ihtiyaç yoktur. Bu yolda halis bir niyetle yürümeyi hedeflesen kâfidir… Zamanı gelince hem araba gibi gider hem de uçak gibi uçarsın… Yeter ki nefsini araya koyma…

İkincisi, Kur’ân’a, Risale-i Nurlar’a, Üstad’ına, şahs-ı maneviye sadâkatle tabi olan hiç kimse başka ikinci bir tabi olacak merci ve makam aramaz… Aramamalıdır da… Hiçbir zaman imanın kuvvetli tesiratını eksiltecek, yanlış bir şekilde azaltacak veya zayi ettirecek; kudsî olmayan aracılara, merdiven ve basamaklara iltifat edilmemeli ve onlara fırsat verilerek teslim olunmamalıdır… İşte aklının tabi olacağı, sadâkatle uyacağı mercii ve kaynak; Kur’ân ve Kur’ânın bu asra hitap eden muhteşem tefsiri Risale-i Nur ve müellifi ve şahs-ı maneviyesidir… Bunun yolu yordamı da; ısrarla, şiddetle, azimetle okumak ve anlamaktır… 

Üçüncüsünün ehl-i iman arasında telâffuzu bile gariptir… Sen çalışma, gaflette ol, okuma, anlama, filan filan gibi olurum, filan “talihli” de bekle… Daha çok beklersin… Bu hizmetin içerisinde yerin ancak çekirgenin ayaklarının değdiği yer kadar olur… Öylece bomboş, gezer durur, zıplar, uçar gidersin… Bahanelerin bitmez, çünkü “talihliliğin” kafanda bitmez… Ancak okusan, anlasan belki bir fırsat ile inayetlere mazhar olsan o zaman başka… 

Niyeti sağlam tutup çalışmak, okumak, anlamak ve inayet-i İlâhiye’yi bekleyip kabul etmek en iyi yol olarak gözüküyor…    

Okunma Sayısı: 1681
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı