"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İyilik ve ümit arasında çocuk

Rifat OKYAY
19 Ekim 2018, Cuma
Yetişkinlerin seneler süren tecrübelerle elde ettiklerini, hal, davranış ve karakter özelliklerini çocuklarından esirgememelidirler.

Onları ümitsizliğe sevk edecek şekilde: “Biz su hallere kolay gelmedik!.. Sen de çek sende zorlukları gör!.. Öyle beleş yaşamak yok, beleş iş yok!.. vb.” söylem ve konuşmalarla  kötümserliğe ve ümitsizliğe  düşürmemek gerekiyor.

İnsan psikolojisi, insaniyet ve adam olmanın başlangıcı çocuklarımıza bir temel ahlâkî değer olarak; iyiliği, iyimserliği, ümidi ve ümitvar olmayı öğretmekle ve onları bu konuda fiile tecrübe aktarımıyla eğitmekle başlar.

Cenâb-ı Hakk’ın bizleri ümit ve iyimserliğe yönlendirdiği: “Kulum, Benim nasıl olduğumu düşünüyor ve kendisi için ne yapacağımı ümit ediyorsa Ben öyleyimdir. O, Bana duâ ettiği zaman Ben onunla beraberim…” Bakara Sûresi’nin 186. âyetine eğitimciler, anne-babalar muhakkak kulak vermelidirler.

Elbette ki herkes bütün iyiliklerin Allah’tan geleceği ümidini fıtrî olarak, insanî yaratılış sebebiyle ümit eder ve olacağına inanarak kalbini, aklını ve ruhunu ikna ederek bağlanır. Önemli olan ise bu gerçeğin çocuklarımızda huy, karakter ve kabiliyet ve fiiliyat olarak yerleştirilebilmesidir.

Bebekken, konuşmazken, anlayıp da anlatamazken nasıl ki Cenâb-ı Hakk’ın yaratılıştan verdiği, kazandırdığı fıtrî bir kabiliyetle çocuklarımıza bir ağlama sesiyle herşey istihdam olunuyor, veriliyor. Öyle de, anne-babanın ve öğretmenin, eğitimcilerin bağrına basacakları, her türlü problemlerine eğilecekleri ve eğitecekleri her konuda; onlara merhametle, şefkatle, aşk, şevk ve ümidle davranmak ve bu davranışların sebeplerini, neticelerini çocuklarımıza; kafalarına kakmadan, kavl-i leyyin/yumuşak ve anlayışlı bir dil ile izah etmek ve anlatmak da topyekûn ilgili taraflar olarak hepimizin vazifesidir.

Hedefimiz karamsar, ümitsiz ve çaresiz değil; iyimser, daima hayatın iyi yönlerinin olabileceğini düşünebilen ve sahip çıkan; her zaman yapılacak her işte her türlü çarenin bulunabileceğini öğrettiğimiz çocuklarımızın olabilmesi bizlerin maddî manevî çocuk terbiyesinde, eğitiminde birinci hedefimiz olmalıdır.

Allah’ın kendisine her türlü nimeti verdiğini ve başta da anne-babasının büyük bir nimet olduğunu çocuklarımıza ihsas etmemiz lâzımdır.

Kendisine verilen nimetlerin her zaman farkında olduğunu bilen bir çocuğun karamsarlığa düşmeden Allah’a yönelerek bir şükredici kul olabileceğini; bu ise çocuklarda kendilerinden daha kötü veya nimetlere ulaşamayan çocukların varlığının bilinmesiyle fevkalâde büyük ve önemli bir davranışı: Paylaşabilmeyi ve yekdiğerinin eksikliklerini tamamlayabilmeyi sağlama da mühim bir rol oynayacağını bilmemiz gerekiyor.

Elindekilerle yetinen… Kıskanmayan… Paylaşmanın nimeti arttıracağını bilen… İyiliğin her zaman şükrü netice veren bir davranış olduğunu anlayan ve ümit eden çocuklarımız, torunlarımız, talebelerimiz ve öğretmenlerimiz olsun istiyorsak daima iyimserliğin ve ümitvar olmanın yollarını yapmalı, aramalı, bulmalı ve bu yolların kapılarını herkese daima açık tutmalıyız.

Okunma Sayısı: 1149
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı