Isınma ihtiyacının olmaması, bunun telâşelerinin bulunmaması, üstbaş giyim kıyafet derdinin az olması; yemek ihtiyacının daha az olması, yaz mevsimi itibariyle kitap okuyabilmek için bizlere büyük ölçüde zaman kazandırıyor…

Yazın en hareketli zamanımız olmasına rağmen herkesin bir bahane gibi sarıldığı “rehavet” var… Bu rehavet esasında yazın işlerin çokluğu veya kısmen havaların ısınmasından değil; bilâkis yazın istirahatin, dinlenmenin, gezmenin-tozmanın çok olmasından hasıl olan bir gevşeme, keyfi bir bıkkınlıktır… Çünkü kendimize göre menfaatli ve önemli çok işleri yazın yaparız ve bunlar yapılırken herhangi bir usanç bize gelmez…

Demek ki bizler yaz mevsiminin dinlenme, gezme tozmalarının arasına da kışın yapageldiğimiz Risale-i Nur okumalarını serpiştirebilmeli ve bir plan program dahilinde kitap takibi ve okumalarını aksatmadan yapabilmeliyiz…

Yazın önemli bir avantajı da ikazat-ı İlâhiye nev’inden gelen hastalıkların daha az olması… Dinçliğin ve diriliğin daha çok vücudumuza hakim olmasıdır… Bu da kaçırılmaz bir fırsattır Risale-i Nur okumaları için…

İlla ki kafamızda yaz okumaları programı olmalı ve bunun devamlı takibi de “yaptık mı, yapmadık mı?“ tarafımızdan yapılabilmelidir… Her önemli işimizi böyle takip ediyoruz ya!..

Risale-i Nur Külliyatı’nın yeniden yayınlanan eserlerini de okumadan kitaplığımıza koymamak gibi bir prensip ve inatla kendimize yaz okuma programı kitaplarını da seçmiş oluruz… Fırsatları kaçırmayalım!.. Bu kârlı ticareti muhakkak yapalım inşallah…