Şu dehşetli, dalâletâlud, fısklı, fitneli asrın dağlarvari küfrü, fücuru ve günahları arasında ve hücumlarına muhatabiyetin gerçekleştirildiği zamanımızda en büyük halaskâr, kurtarıcı, mürşid ve muhafız, mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Hakimle bir ve beraber olmak, okumak, anlamak ve her bir hükmünü eksiksiz ve tam olarak hayatımızın her safhasında tatbik edebilmek…
Her iş bu dünya hayatı itibariyle zordur. Ama hiçbir işte zorluğuna bakılmadan, ertelenmeden yapılır veya yapılmaya çalışılır… Kur’ân okumanın, Kur’ân’la beraber olmanın en birinci düşmanı nefsimiz ve şeytanımızdır… Nefis ve şeytan, ehl-i dalâletle de kolkola girince Kur’ân okumalarında, Kur’ân’ı anlayıp emirlerini yapabil- mekteki vazifelerimizde ertelemeler, eksiklikler ve hiç okumama gibi haller bizlerde vukuû bulmaktadır…
Elhamdulillah! Risale-i Nurlar gibi Kur’ân’ın mu’cizevari bir tefsiri bizlere daima Kur’ân’ı okumaya, Kur’ân’ı anlamaya teşvik etmektedir… Kur’ân’ın özellikle asrımıza bakan âyetlerinin bütün veçheleriyle tefsir edildiği Risale-i Nurlar Kur’ân’ın muhteşem bir dellâlı ve mübelliği, ilânatcısı ve müfessiridir…
Yirmi Beşinci Söz’ün anlatımlarıyla, Kur’ân nedir, tarife nasıldır, soruları zirvede cevaplandırılmış ve âleme ilân edilmiştir. Kur’ân’ın âyetlerinin tefsiriyle Kur’ân en görkemli bir şekilde anlatılmıştır… Kur’ân kendisini anlatmak için başka bir tebliğ edici aramamaktadır…
Yine Risale-i Nurlar’ın müellifi Bediüzzaman Said Nursî’nin marifetiyle Kur’ân’ın tevafukatı ve harfleriyle mu’cize oluşu bu zamanda nazarlar önüne serilmiştir…
Bu arada münasebeti gelmişken talebesi Van’lı Molla Hamid Ağabeyin oğlu Hasan Ekinci’den naklen bir mübarek hadiseyi aktarmak isterim:
“Babam Molla Hamid, Seyda’yı ziyaretine gittiğinde Emirdağ’ında Bediüzzaman’ın mu’cizeli Kur’ân üzerinde çalışıyor görür. Üstad çok dalgın ve sıkıntılıdır. Babam kendisine ‘Seyda binlerce Kur’ân yazan var. Siz niye bu kadar kendinizi yoruyorsunuz?’ demiş. Üstad kendisine şu cevabı vermiş. ‘Kardeşim, Levh-i Mahfuzdaki Kur’ân’ın aynısını burada yazıp, âlem-i İslâm’a hediye etmek istiyorum.” Yanındaki talebelerinin ifadesine ilâveten şu şekilde aktarıyordu. ‘Üstadımız mu’cizeli Kur’ân’la alâkalı çalışmaları yaparken bazen fanilası sırılsıklam ter olurdu. Bu Kur’ân’ı o kadar zorluklarla vücuda getirdi, mu’cizeli tevafukatını ve lâfızlarını yazdı…”
Nüzûlünden bu yana Kur’ân’ı her şeyiyle başlar üstünde tutan, emirlerini harfiyen yerine getirmek için gayret içinde bulunan ve getiren herkesten Allah razı olsun, inşallah, ebeden daimen…