"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mevtalara ayrı, sağlara ayrı duâ ediyorum

Rifat OKYAY
07 Nisan 2018, Cumartesi
Bir hazan mevsiminde dört mekân, dört su - 8

Üstad: “Allah Allah! Ben memleketimin mevtalarına ayrı, sağlarına ayrı duâ ediyorum. Bu mevtalar arasında geliyor. Sen diyorsun ki sağdır!.” 

Ben yine haddimi aşarak ve biraz yüksek sesle kendimi Van’da Erek Dağı’nda zannederek: “Seyda sen Van’dayken böyle değildin, neden kendine bakmıyorsun? Yemeğini neden pencerenin dışına bırakıyorsun. O adamları bana gösterin hadlerini bildireyim…” dedim. Seyda, “Hamid! Ben üçüncü Said dönemini yaşıyorum. Allah murad etmezse bizi öldüremezler. Merak etme!..” dedi.   

Daha sonra bana mazi perdelerini çevirmemi, Van’da kimler gitmiş, kimler kalmış anlatmaya devam etmemi istedi. Üstad ölenlere ölmüş demezdi. Ben gidenleri saymaya başladım. Üstad, Molla Resul’ü çok severdi. Kendisine öldüğünü söylememiştim. İçimden “Üzülmesin, bunu söylemeyeyim” diyordum. 

“Üstad’ım annem vefat etti.” dedim. “Evet, annen duâma dahildir…” dedi. “Başka” diye sordu. Falan filan diye saymaya başladım, birden durdu: “Benim ilim arkadaşım, sadâkatli, ciddî kardeşim de gitmiş değil mi?” dedi… Ben yine kim diye sordum. “Molla Resul vefat etmiş değil mi?...” dedi. Evet, dedim, gitmişler bizi bekliyorlar. Arvasi’lerden Üstad’la sürgüne giden Muhammed Salih Efendi vardı. O da Hicaz’a gitmiş, gelmemişti. 

Biraz durdu, “Benim vefadar, fedakâr, aziz kardeşim de dünyasını değiştirdi değil mi?..” dedi. “Efendim, size yanlış anlatmışlar, o Hicaz’a gitti, vefat etmedi” dedim. Üstad, “Allah Allah! Ben memleketimin mevtalarına ayrı, sağlarına ayrı duâ ediyorum. Bu mevtalar arasında geliyor. Sen diyorsun ki sağdır!.” 

ZERNEBAT EVE GELDİ

Daha sonra “Zernebat’a gidiyor musunuz?” diye sordu. Ben de “Efendim, Zernebat Van’a gelmiş, evlerimize almışız” dedim. “Afiyetle için!..” dedi. Ben Üstadımın yanındaki Van’da, Erek ve Nurşin Camii’ndeki geçirdiğimiz günlerin hasretiyle olsa gerek, hep o zamanlar gibi davranıp konuşuyordum. Akşam namazı vakti girmişti. 

Üstad, ”Siz öteki odada kılın, sonra gelin yine sohbet ederiz” dedi. Yanımızdaki bütün talebeler kalktılar. Ben durdum. Üstadın arkasında namazı kılmak istiyorum. Kendisine, “Siz kıldınız mı?” diye sordum. “Yok” dedi. “O zaman ben öbür odaya gitmem” dedim. “Ben buraya Van’dan senin arkanda namaz kılmak için gelmişim” dedim. Bana lâtife olarak bir sille vurdu ve, “Keçeli bu eski Said değil, İkinci Said’e inkılâp etmiştir” dedi. Ben ısrarlı bir şekilde “Ben ikiyi, üçü, inkılâbı bilmem. Ben Üstadımın arkasında namaz kılacağım diye gelmişim” diye söyleyince gülerek: “Bu ikinci Hulusi’nin kafasını taşıyor, buna söz anlatamayız. Gelin beraber kılalım!” dedi. Sungur, Bayram, Ceylan kardeşler de geldiler. Sungur kamet etti, arkasında namazı kıldık. Tesbihatı yaptık. Üstad bana dönerek, “Hamid başka bir arzun var mı?” dedi. “Seyda! Annem vefat etmiştir. Onun ruhuna senden bir Yasin-i Şerif okumanı istiyorum. Okur musun?” dedim. Şefkatli Üstad, hasta olmasına rağmen beni kırmadı Yasin-i Şerifi okudu. 

Yasin’den sonra Sûre-i Feth’in ahirini okudu. Sonra ihlâs ve kul euzüleri okudu, vefat edenlere bağışladı. 

ON BEŞ GÜNDE BİR İHLÂS RİSALESİ OKUMA EMRİ!

Hasan Ekinci Ağabey: “Babam Üstad’ı ikinci defa Emirdağı’nda  bir Kadir Gecesi’nde ziyareti sırasında İhlâs Risalesi’yle alâkalı olarak şu soruyu sormuş: ‘Efendim, İhlâs Risalesi’nin on beş günde bir okun- masını emretmişsiniz. Bu İhlâs Risalesi duâ değil, salâvat değil, acaba hikmeti nedir?’  Üstad cevaben, ‘Kardeşim, mümkünse her gün okuyun, bütün ibadetlerin başı, mayesi ihlâstır!’ buyurmuştur.      

Üstad bir ara Risale-i Nurlar’dan birisini ele alarak bana hitaben: “Kardeşim, ulema da olsa, vüzera da olsa, yine bu kitapların önünde diz çökmeye mecbur kalacaklar. Bu kitaplar dünyanın kanun-u esasisi olacak ve bazıları elini dizine vuracak; ‘Âh keşke Risale-i Nur Talebesinin arkadaşı olsaydım!’ diyecek, ama iş işten geçmiş olacak!...” dedi. 

Kendisine hitaben, “Üstad’ım yanınızda kalıp hizmet etmek istiyorum” dedim. “Kardeşim sen evlenmişsin, çoluk çocuğun var” dedi. “Olsun onlardan izin almışım, onlar razıdırlar” dedim. Seyda, “Bir insanın memlekette nafakası kesilince, oradan hicret eder, yoksa kendi memleketini terk etmez, manen mesul olur. Sen Van’ı terk etme!..” dedi. 

Ve devamla: “Beni ve evimi yirmi dört saat tarassut altına almışlar, perdelerin çekilmesine bile izin vermediler!.. Sizler yeise düşmeyin, Rahmet-i İlâhiyeden ümidinizi kesmeyin!... Küfrün belini kırmışım, artık doğrultamazlar. Risale-i Nur intişar edecek. Zalimler ne yapsalar da, daha da alevlenecek. Nasıl ki dört bir yana benzin döküp yaktıktan sonra rüzgârla her tarafa yayılırsa, bunun gibi Nurlar da her tarafta inkişaf edecektir…” dedi.

VAN’A EKMEK

Emirdağı’ndan ayrılmama yakın Üstad’la ve kardeşlerle birlikte ye- mek yiyorduk. Ben önümdeki ekmeği bir kenara ayırdım. 

Zübeyir bana, “Bunu niye ayırdın?” diye sordu. “Van’a gidince kardeşler Üstad’dan bir teberrük isterler. Ben de birer parça onlara veririm!..” dedim. Üstad Zübeyir’e hitaben, “Ne diyor” diye sordu. O da “Ekmeğini ayırdı. Teberrüken Van’a götürecek” dedi. Üstad, “Sen ye ben kendi hissemden vereceğim” dedi. Ertesi gün arpa ekmekleri vardı. Bir tanesini dörde böldü, dörtten bir parçasını bana verdi. “Al bunu Van’a götür!..” dedi. Aldım baktım küçük bir parça ekmek. “Bunun neresini Van’a götüreyim Üstadım, bu kime yeter…” dedim. Seyda, “Allah Allah, yirmi dört saatte benim iaşem budur. Değil mi Zübeyir? Bu ekmeği yirmi dört saat içinde ya ayran, ya yoğurda doğrarım yerim. Sonra da üzerine bol bol su içerim…” dedi. Ben de artık bir şey demedim, aldım. 

DİZİ: RİFAT OKYAY

[email protected]

Okunma Sayısı: 3235
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı