Şimdi müsbet milliyetin, İslâmiyet milliyetinin şemsiyesinin kıymeti daha çok ve daha iyi anlaşılıyor.
Dahilde bir kısım vatandaşlarımızın kendi itiraflarıyla yaşadıkları tecrübeyle düştükleri ırkçılık tuzağından dolayı ortadadır.
Hariçte ise otuz küsur İslâm adıyla müsemma devletin ayrılık ve gayrılıkları, ırkçılığın kesinlikle İslâmiyet milliyetinin yeri ikâme edilemeyeceğini göstermiştir.
Dahilde ve hariçte halen ırkçılığın artarak devam etmesi ise yerli ve global zındıka komitelerinin menhus plân ve programlarıyla gerçekleşmektedir. Çünkü kendilerine dinin olmadığı ve frenlemediği her türlü ırkçı fikir, düşünce ve akımlar bu menfaat ve zındıka komitelerinin ekmeğine yağ sürmekte ve bu şekilde milletlerin kanlarını emmek için daima ırkçılığı ellerinde bir menfaat ve faide kozu olarak canlı tutmaktadırlar.
Yardımlaşmaya, birbirine kuvvet vermeye ve ortak paydalardan faydalar elde etmeye yönelik uhuvvet-i İslâmiyeyi daha fazla arttıracak ve kuvvetlendirecek müsbet milliyetin anlaşılmasını, kabul edilmesini ve revaç bulmasını ise maalesef derin zındıka komiteleri istemiyor, devamlı ve düzenli propaganlarla engellemeye çalışıyor. Onların menfaatleri açısından din ve dinin müsbet gördüğü uhuvvet-i milliyeye dayanan her türlü fikrin ve düşüncelerin önünün kesilmesi şarttır, lâzımdır.
Bizler Kur’ân’a ve İslâma, dinî hizmetlere zırh olan, dinin emirlerinin ve yaşanmasının yanında yardımcı olan müsbet İslâmiyet fikrini cân-ı gönülden destekliyoruz ve benimsiyoruz…
Müsbet milliyet fikrinin zırh olduğu ve beslendiği uhuvvet-i İslâmiye fikri ve düşüncesi içerisinde; Kur’ân’ın, İslâmın, nübüvvetin ve ahiretin Nurlar’ı var. Tarihin kayıtları içerisinde bu Nurlar’dan hiç kimse zarar görmemiştir. Bilâkis bu Nurlar’la İslâmiyet milliyeti çatısı altında milyarlarca kişi faide görmüş; hem dünya ve hem de ahiret saadet ve mutluluğuna kavuşmuşlardır. Ne bahtiyardır onlar ki, Allah’ın (cc) dinini yüceltecek, müsbet İslâmiyet milliyeti içerisinde olabilmişlerdir.