İnsanın yapacağı işlere muhatabiyeti, onun en önemli bir vazifesi olmalıdır. Mahiyeti öğrenilmemiş ve etraflı bir şekilde malûmatı elde edilmemiş bir işe soyunmanın neticesi daima hüsrandır.
İman, Kur’ân dâvâsında; hizmetkârlık iddiasında bulunan bir kimsenin en büyük ve en önemli meselesi şu olmalıdır ki, İman, Kur’ân ve İslâmiyete bilmek; bilmek için çalışmak ve öğrenme gayreti içerisinde olmak. Ve meydana, hizmet meydanına donanımlı olarak çıkmak…
İnsanlar ve özellikle de hizmet ehli kendilerine ait hususî ve şahsî işlerinde ihmalkâr olabilirler. Bazı kendi kanaat ve görüşleri doğrultusunda kararlar verebilip; yapılacak hizmeti kendi akıl ve kabiliyetlerine göre ehemmiyet, önem bakımından bir sıralamaya koyabilirler. Yalnız bu konuda tehlike azimdir. Çünkü umumî ve cemaatî bir hizmetin içerisinde yer alan şahıslar; fevri ve yalnızca kendileri açısından düşünerek, fikir üretip, hareket edemezler. Umum adına ve cemaat namına karar vermenin ve hareket etmenin de bir mes’uliyeti, bir bedeli vardır. Bu bedel ve mes’uliyet prensipler ve düsturlar dairesinde; kurallara göre hareket etmeyi iktiza eder.
Çok basit kılık kıyafet gibi önemsiz şeyler de bile insanları nefis ve şeytan oyalayabiliyor, vakitlerini çalabiliyorsa; varın siz kâinat çapındaki imanî, Kur’ânî meselelerin bu insanların zihinlerindeki önem, ehemmiyet ve sıralamasını düşünün…
Şu şiddet ve hiddet; benlik ve gurur asrında kimse “ayranım ekşidir” demiyor. Bilâkis, “Herkesin ayranı da illa ki benim ayranım gibidir.” diye ısrarcı ve inatçı oluyor… Etrafındaki insanları, hizmet ehlini bu yolda istihdam etmek için elinden geleni yapıyor. Ve hatta buna kudsî meşveret gerekçelerini bile alet etmeye çalışıyor… Netice de fikri kabul görmese de; illa ki bu budur diyor, bildiğini okumaya devam ediyor…
Zarar böyle meselelerde Kur’ân, iman hizmetinin ehemmiyeti bakımından hiçbir zaman bir ve kısmî kalmaz daima umumîleşir ve herkese zarar verecek şekilde binleri bulur…
Bu işin çaresi, Kur’ân’a, imanî meselelere ve hizmetin kudsî düstur, prensip, kural ve kaidelerine uymayı, yapmayı, yerine getirmeyi, öğrenmeyi ve topyekûn muhatap olmayı yerine getirebilmektedir.
Bu gibi kudsî hizmetlere soyunanlara ve niyet ve gayreti içerisinde olanlara Cenâb-ı Hak inayetiyle muvaffakiyet ihsan etsin inşallah.