Bilsek de meşveret etsek, istişare etsek, sorsak, sual etsek, araştırsak ve sonra konuşsak ve karar versek neyimiz eksilir?
Her halükârda, her şartta ve zamanda daima hakkı yüce tutsak, haktan taraf olup, haksızlığın boynunu eğdirsek neyimiz eksilir?
Çalışanı, koşup koşturanı, emek sarf edeni, müsbet işleri başaranı, hizmet edeni, alınteriyle ayağı kalkanı ve kazananı takdir etsek neyimiz eksilir?
Asık suratı, bedbin ve ümitsiz yüzleri terk etsek, daima güleryüzlü ve tebessüm eden birileri olmaya çalışsak neyimiz eksilir?
Şüpheye düşene, yolunu şaşırana yardımcı olsak, onu inandırmaya ve kafasının almadıklarını ispat etmeye; azarlamadan ve terslemeden yardımcı olsak neyimiz eksilir?
Bizlere sunulan mazeretleri hoş karşılasak, kabul etsek, telâfi ve tamamlama imkânları varsa karşımızdakine sunsak ne- yimiz eksilir?
Gariplere, düşmüşlere, düşkünlere, fakir-fukaraya daima aklımızın ve kalbimizin kapılarını açık tutarak yardım elimizi uzatsak neyimiz eksilir?
Çocuklarımızı terbiyede ilk ve son adımların daima başarılarının tebrik ve takdirden geçtiğini bilip uygulayabilsek neyimiz eksilir?
İşimizde gücümüzde, hizmetimizde dai- ma kazanabilmeyi, muvaffak olabilmeyi hedeflesek ve bunun gayret, ümid ve aşkı içerisinde olsak neyimiz eksilir?
Hastalarımızı ziyaret etsek, ihtiyaçlarını gidermeye çalışsak, onların hayır duâlarını almaya çalışsak neyimiz eksilir?
Kızgınlığımızın, öfkemizin, bağırıp çağırmamızın yerini; şefkatimiz, merhametimiz, kavl-i leyyin hareketlerimiz ve konuşmalarımız alsa neyimiz eksilir?
Kendi güç ve iktidarımızın olmadığını anlayarak, bizi yaratan ve bize hayatın her türlü levazımatını veren Rabbimize tevekkül ve duâ ile itaat etsek, O’na bağlansak, O’ndan istesek, O’ndan beklesek neyimiz eksilir?