Ve müsbet hareket etmekle vazifeliyiz… Bizlerin Kur’ân, iman, İslâmiyet, Risale-i Nur hizmeti bunu iktiza etmekte ve gerektirmektedir… Asrın imamı Bediüzzaman Said Nursî’nin dâvâsı, arzusu ve gayreti bu yolda bu minvaldeydi… Bizler de bu şekilde hareket etmekle mükellefiz…
Müsbet hareketin elde edilmesi ve devam ettirilmesi ise asrın devası, ilâcı ve halaskârı olan muhteşem Kur’ân tefsirleri Risale-i Nurları dikkatle, anlayarak ve kendimize sabırla okumaktan geçer… Muhakkak ahirzaman insanı Risale-i Nurları elde edip okuyarak anlamaya çalışmalıdır… Bu zaman insanının en mühim meselesi bu olmalıdır…
Okuyanlar biraz daha fazla okumaya devam etmelidir… Okumayanlar okumaya düzenli bir şekilde okumaya başlamalıdır… Vakit kaybetmek hatadır… Çünkü iki günlük dünyanın fani metaı ve haletleri için olmadık zahmetlere ve zorluklara katlanan ve hatta dinini değiştirir gibi mukaddesatlarını bu kudsî meselelerini feda edenler ortalıktadır.
Dinin kudsî hakikatları hiçbir hatıra, hiçbir fani umura tercih edilmemelidir… Aynı şekilde bizlere bu kudsî hakikatleri öğreten ve sahip çıktıran ve taviz verdirmeyen Risale-i Nur okumaları da ertelenmemeli ve inkıtaa uğratılmamalıdır… Bilâkis daha fazla alâkamızı celbederek bizler için birer muharrik güç olmalıdır…
Okumalar olmazsa ne olur? Boş tenekelerden ne çıkıyorsa o olur… Gelen vurur bir ses, giden vurur bir ses, duran vurur bir ses, koşan vurur bir ses velhasıl her halükârda boş bomboş bir sesten başka bir neticeye varılmaz ve hem mağduriyet ve hem de mes’uliyet söz konusu olur…
Hiçbir zaman unutmamalıyız ki, bizim dünya ve ahiret saadetimiz dikkatlice ve devamla muhteşem Kur’ân tefsirleri olan Risale-i Nurları okumak ve anlamaktan geçer… Bizler bunu biliyoruz tecrübeyle sabittir… Ve yine bunu yapabilmeliyiz… Okumalıyız, okumalıyız, okumalıyız vesselâm…