Kur’ân, iman, İslamiyet hizmetlerinde bulunan, koşan, koşturan, çalışan veya bu şekillerde gözükmeye çalışanların dilinde bir şahs-i manevi ifadesi vardır.... Acaba bu şahs-i maneviye iştirak nasıl oluyor veya iştirak edilebiliniyor mu?...
Dünyanın, dünyayı kazanmak için teşkil ettiği dünyalık şirketleri, ortaklıkları, maddi manevi güç birlikteliklerini düşünün... Dünya gözü ile bakın ve ne kadar büyük işleri başarabildiklerini ve ne kadar fazla kazanç elde edebildiklerini gözünüzde, aklınızda, hayalinizde canlandırırın...
Ve bu başarıların, kazançların dünyaya ait her türlü kazançla birlikte, herkesin ölümü ve kıyameti başına kopmasıyla dünya denilen fani ile birlikte fani olduğunu, bittiğini görün, anlayın ve şahit olun...
Evvela unutmamak gerek ki ahiret var... Evet ahiret varsa aynen dünya işleri gibi ahiretinde yapılacak işleri var... Ve bu yapılacak işlerle, amellerle kazanıkacaklar ve karlarda var...
Yaşadığımız zaman öyle bir zaman ki şahısların, fertlerin, kişilerin tek başına devamlı ve bol kazançları ahiret adına kazanmaları çok zor görünüyor... Hatta!... Dünya işleri, meşgaleleri ve kazanımları adına yapılan çok büyük keşif , çok ağır işler, meşgaleler ve harcanan zamanlardan dolayı hiç yapılamayacak gibi veya az yapılacak veya eksik olarak yapılacak gibi duruyor.... Hepimiz hayatımızda şahidiz...
O zaman ne yapalım bir ortaklık olsun... Ahiret adına bir ortaklık... Manevi bir ortaklık... Şahs-i manevi ortaklığı...
Her zaman namazlarımızda okuduğumuz Fatiha-yı şerifenin “ iyyakenagbüdun” deki “nagbüdu” onun etrafindaki daireler halinde teşkil edilen, teşbih,tehlil, tahmis ve şükür hallerinde ve topyekûn hepsinin bir atmosfer gibi teşkil ettiği: “BİZ” e dahil olalım... Bu “BİZ” dairelerinde ki aminlerimizi , dua ve isteklerimizi; vücudi, cemaati ve manevi bütün alemlerde yankılandığı, yayıldığı ve taksim edildiği bir bütün olarak manen teşkil edilen ve bir zırh , bir tahassungah, bir çadır manalaında BİZ ŞAHS-I MANEVİSİNE dahil olalım inşallah...