İman, Kur’ân, İslâmiyet hizmeti bu zamanda o yolun şifreleridir. Tahkiki imanı elde etmek ve kıymettar maaniy-i Kur’âniye’ye vukufiyet kesbetmek, anlamak, anlatmak ve yaşayarak fiiliyatımızla ilân ve neşretmek, o yolda müstakim hizmet-i Kur’âniye ve imaniye yolunda olabilmektir.

İşte bu yolda böyle meşguliyetler ile taşlarda konuşur, kayalarda, otlarda anlatır çiçeklerde, ağaçlarda bahçelerde ve bütün zeminde tahkiki imaniyi kazandıran, okutturan bütün malûmatları konuşur, anlatır ve bildirir, gösterir ve işaret ederler…

Yeter ki bizler bir gayenin, hedefin ve maksadın arkasında, peşinde ve kazanımı yolunda olalım. Bir insanın bu dünyada ve ahirette en büyük emeli ve gayesi ise Hâlık-ı Kâinatı tanımak, tanıtmak, anlamak ve anlatabilmek olmalıdır. O’nun yolunda, O’nun emir ve yasaklarıyla, O’nun gösterdiği yolda, O’nun sevdiği Habibiyle ve O’nun mukaddes hitabı kitabıyla bir ve beraber olmak insanım diyen insanın elde etmek için gaye edindiği meselesi olabilmelidir.

Şimdi gelelim dört paragrafta anlattığımız bu umdeleri, düstur ve hakikatleri anlamaya, anlatmaya ve yaşamaya bu zemin ve zamanda bir imkân bir yol, bir yordam var mıdır? Evet vardır. Bu zamanda, bu ahirzaman hadisatının ve yalçın kayalıklarının ve keskin virajlarının arasında, içerisinde iman-ı tahkikiyi elde etmek ve iman, Kur’ân, İslâmiyet hizmetinde bulunabilmek, muhteşem Kur’ân tefsiri Risale-i Nurların okunmasıyla ve anlaşılmasıyla mümkündür ve vakidir.

Risale-i Nurları tanıdıktan ve okuduktan sonra bir ot’ta bile Cenâb-ı Hakk’ın elli beş tane esmasını okuyabilecek hale gelebilen bir adam her halde “beş bin ot” manasından fersah fersah uzaktır. Bu manada bir ot değil “zamanın mühim bir âlimi” olmaya adaydır ve liyakat kesbetmiştir.