Eğer iman ilacı ve imani tedavi olmazsa ahirzamanın sıkıntıları, her türlü inançsızlıkları; bu ahirzaman insanını öyle bunaltıyor, huzursuz ediyor, boğuyor ki insanların dimağı kuruyor, aklı şaşırıyor, kalbi asli mihverinden çıkıyor.

Gerçekten de huzur, güzellik, sükûnet, iyilik ve fayda; sıkıntılara, zahmetlere, boğucu zorluklara nazaran çok düşük oranlarda gerçekleşiyor.

Bu konuda Rabbimiz şefkat ve merhameti ile bizlere dua kapısını açmış ve yardımcı oluyor.

Taha suresi 25 ve 26. ayetlerde “Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır.” deniliyor ve bizlere huzur ve saadet için hitap ediyor.

İnsan daima başına ne iş açmışsa Rabbini yerinde ve zamanında dinlemediğinden ve onun emirlerini yerine getirmekte gaflete düştüğünden dolayıdır.

Bütün zamanlarda olduğu gibi ahirzamanda da huzursuzluğun, sıkıntının, zahmet ve müşkülatın ilacı; Rabbimizin emirlerini yerine getirmekte tembellik yapmamak ve gaflete düşmemektir.

Rabbinin razı eden her türlü akli, kalbi, ruhi hal ve hareketlerin neticesi huzur olmuştur, sevinç ve memnuniyet olmuştur.

Ahirzamanın hususi ve özel, dinsizlikten, inançsızlıkdan kaynaklanan huzursuzluğunun ve saadetsizliğinin ilacı, tedavisi ise yalnız ve yalnız imani tahkiki derslerinde, bunları hayatta yaşayarak uygulayabilmektedir.

Risale-i Nurlar ise ahirzamanda insanlığa hitap eden, onu tedavi eden tefsir-i Kur’ani olarak; muhteşem bir ilaçtır, devadır. Huzur, saadet ve sevinç kaynağıdır. Okumak yeterlidir. Milyarların tecrübesi ortadadır. Bunalmaya, huzursuzluğa, sıkıntıya düşmeye gerek yoktur.