Risale-i Nur hizmetlerinin en belirgin daimî karakteri ve özelliği kendisiyle alâkalı olanlara: başka bir ifadeyle Risale-i Nurlarla Kur’ân, iman hizmetine talip olanlara kolkanat germesi, sahiplenmesi ve sahip çıkmasıdır.
Evet tecrübeyle sabittir ki, fizikî bir güç gibi aynen Nurlara sahip çıkanlara Nurlar sahip çıkar…
Her zaman söylediğimiz; Kimse Nurlara yapabildikleri hizmetlerinden dolayı bir katkıda bulunamaz… Belki katkı alır, feyiz alır, şerefyab olur… Çünkü Nurların kaynağı, kudsîdir… Mehazı ilâhidir… Manaları âlidir…
Risale-i Nur hizmetlerini bir bütün olarak düşünmek ve öylede hareket etmek gerekir. Nurlarla hizmete talib olan bilmelidir ki; evvelâ kendisi nurun feyizli, bereketli, tesirli ve kudsî manalarına muhtaçtır. Kendi nefsini ve şeytanını ikna eden ve susturan bir dersten çok daha tesirli hiçbir fikir ve düşünce atmosferi yoktur.
Unutmamalıdır ki, Risale-i Nur hizmetlerinin esas umdesi, kaynağı ve hizmet tarzı; Risale-i Nurların anlamlarına vakıf olarak okunmasındadır. Risale-i Nurlar dikkatlice ve kendimize hitap edilecek tarzda okunabilir ve manaları elde edilirse Nurların aslına, hizmet tarzının birinci ve önemli basamağına inilmiş ve ihlâsla, mütevazi bir başlangıç yapılmış olur…
Akıllı olmak başkalarına ükalalık yapmayı gerektirmez. Nurun hizmetinde ise akıl daima hizmetin bir adım gerisinden gelmelidir. Hizmet akılları istihdam eder, yönlendirir ve hizmet ettirir. Akıl ise daima hizmeti kudsî hedeflerinden ziyade nefsi mecralara sürükler. Bunun çaresi aklı hizmetin peşine takmaktır…
Hiç kimse unutmasın ki iki milyar Müslümanın içerisinde yirmi milyon insan kendi kendini seçmişte Nurlara hizmet ediyor değil!... Belki seçilmişler, ihsan ve ikram-ı İlâhî ile Nur’un hizmetinde istihdam olunanlar hizmet ettiriliyor.
Elbette ki herkes bir, aynı karakterde ve aynı kapasitede değildir. Bu bakımdan hâle rıza ve hizmete sabırla devam; hizmet gönüllülerinin en güzel vasfı, özelliği olmalıdır.