Hem fertler olarak şahıslarımızın, bizlerin muhatap olduğu, giriftar olduğu belâlar, musîbetler; sıkıntılar ve huzur- suzluklar; hem de toplum olarak, cemiyetler ve cemaatler olarak iman, Kur’ân, İslâmiyet hizmetlerinin muhatabı olanların problemleri, dertleri ve ihtiyaçları ancak ve ancak samimî olarak biraraya gelen ve kudsî iman hizmetinde bulunanlarca hafifletilebilir ve telâfi edilebilir.

Bu zamanın dehşetli musîbetleri, sıkıntıları, huzursuzlukları karşısında Rabbine samimî olarak müteveccih olanlar ve sabırla mukabele edebilenler ancak dayanabilirler. Hem kudsî, imanî hizmetlere koşup, hem de yekdiğerine/başkalarına teselli ve ferah vermeye çalışanlara inşallah Cenâb-ı Hak inayet ve rahmet eder.

Üzüntülü, kederli ve elemli kalplere merhem sürmek; kederlerini, elemlerini hafifletmek, onların omuzlarına yüklenmiş olan kudsî hizmetlere aynen yardım etmek gibidir.

İman hizmetinde muhatap olunabilinen belâlara, musîbetlere ve sıkıntılara karşı gerçek bir samimiyet ve ümitle, sabırla mukabele etmek, ümitsizliğe, yeise, karamsarlığa düşmemek mü’min ve muvahhid kişilerin şiarı, özelliği olabilmelidir.

Evet, maddî-manevî her türlü sıkıntıya, huzursuzluklara insan olmak hasebiyle hepimizin düşmesi, düçar olması muhtemeldir. Paramızla, fakirliğimizle, evlâdımızla, ebeveynlerimizle ve aklımıza gelen her türlü dünya meşgalesiyle imtihan olabileceğimiz gibi ahirete dair her türlü imanî, Kur’ânî ve İslâmî meseleyle de imtihan olabiliriz, Rabbimizce sınanabiliriz.

Bize bu ahirzamanın dehşetli hadisatı karşısında en çok lâzım olan şey; samimî bir şekilde birbirimize tesellici olabilmektir.

Şefkatle ve merhametle birbirimize sarılabilmek ve sahip çıkabilmektir. İman, Kur’ân hizmetinin, İslâmiyetin ve dinin sahibi Allah’tır. Hiçbir zaman haddimizi aşmamaya dikkat etmeliyiz.

Üzerimize düşen kudsî vazifeleri ihlâsla, Allah’ın rızasını tahsil ederek. Samimî bir şekilde yapmaya çalışalım.. Bizi huzura ve saadete götürecek fiiller ancak budur. İki dünya saadetinin şifreli anahtarları ve dâvâsı ancak ihlâsta ve samimiyettedir.