"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sevmeyi denemek

Rifat OKYAY
21 Mart 2018, Çarşamba
Gerçek manada mü’min mü’mini sever ve sevmeli.

Eğer sevmezse bunu hisseder. Eğer adavet ederse adavetkârane bir tavrı sergilemek zorunda kalır.  Yoksa muhabbet mecazi olur. Muhabbet etme, sevmek mü’minler için dinimizin bir emri ve bir gereğidir. İllâ ki sevmelidir. Ama düşmanlık etmek, adavetkârane tavırlara girmek asla mü’minlerin mabeyninde/arasında yoktur, kesinlikle yoktur. Asla yoktur. Eğer düşmanlık/adavet hakikî manada varsa o zaman kardeşlik ve yoldaşlıkta yoktur.

İmanî meselelerin okunması, elde edilmesinden ortaya çıkan huzur, hazz-ı nefis ve zevkler. Mü’minin mü’mine adaveti zamanında hissedilmez ve olamaz. Olsa olsa sıkıntı olur, ruh darlığı olur ve inkıbaza sebebiyet verir.

Mü’min için elbette sevmek ve sevilmeye medar hallere girmek en önemli bir fırsattır. Bu fırsatın düşmanları ise pek çoktur. Nefis ve şeytanın yetmiş çeşit oyunu tuzağı adaveti, kin ve nefreti pompalamakta ve desteklemektedir. Önemli olan bu fırsatı daima müsbet çizgisinde tutabilmek, menfiye kaydırmamaktır.

İllâ ki, düşmanlık/adavet edilecekse; nefis ve şeytanın mü’minlerin yollarının üzerine döşediği tuzaklara, fenalıklara, kötü hasletlete, insi ve cinni şeytanî fikirlere ve nefisperestliğin enva-ı çeşidine düşmanlık etmek adavet göstermek lâzımdır.

En önemlisi de şu hizmet-i imaniye ve Kur’âniyenin bütün dairelerindeki; bütün çarkları muhabbetle dönmekte, sevgiyle, sevmekle çalışmaktadır. En küçük bir adavet ve düşmanlık, adeta bu çarkların arasına çomak sokmak, taş atmak gibidir. Ve bütün daireleri rahatsız edecek, yerinden oynatacak bir tahribata sahiptir.

Severek ve isteyerek Risale-i Nurları okuyan bir insan severek Risale-i Nurlar’a sahip çıkar. Ve sevgisinin gücüyle elde edebildiği imanî, Kur’ânî bilgilerle bu kudsî hizmetin deryalarına açılır. Kendindeki muhabbet bir iken binler olur, başkalarının muhabbetine ve sevmesine de medar olur, vesile olur.

Bizlere hiddetle, hırsla, düşmanlık ve menfice bakan herkese bizler ancak sevgiyle, muhabbetle, kavl-i leyyinle, yumuşak huyluluk ve kuvvetli bir imanın tezahürleriyle yaklaşabilir, cevap verebilir, mukabele edebilir ve karşılık verebiliriz.

Mü’minin özellikle de kudsî Kur’ân, iman dâvâsının hizmetkârlarının en büyük özelliği bu güzel hasleti ve en belirgin sıfatı; Allah için sevmek, muhabbet etmek ve aynı çizgide koşturduğu kardeşlerini, arkadaşlarını, yoldaşlarını, dostlarını daima sevgi ile kucaklamak, korumak ve kollamak, müsbet hizmetlerine yardımcı olmak; muhabbetini/sevgisini onların üzerinden hiç eksik etmemek olmalıdır.

Okunma Sayısı: 1938
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Alihan KAHRAMAN

    21.3.2018 10:45:14

    Allah razı olsun çok harika bir makale yazmışsınız. Rabbım ömrünüze bereket versin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı