"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tenkit ukalası

Rifat OKYAY
25 Nisan 2018, Çarşamba 00:37
Anlamak, anlayış ve ifade edebilmek… Üçlü terakki… Üçlü tedenni… Üçlü murakebe… Ve üçlü muvaffakiyet veya mağlûbiyet...

Gerçekten ifade edilen bir mananın anlaşılması veya anlayışla karşılanması çok önemlidir. Bütün neticelerin çıkmasına kaynak teşkil eden bu anlamak ve anlayış şifrelerini evvelâ kendimizde uygulayarak, tatbik ederek; sonra başkalarından da bekleyebilmeliyiz.

Bizi alâ-yı illiyine, yükseklerin yükseğine çıkaracak veya esfel-i sâfiline, alçakların alçağına düşürecek manaların tamamı bizlerin anlamak; anlayış ve ifade edebilmek şifrelerinde, sırlı cümlesinde saklıdır.

Manalar anlaşıldıkça, insanlar anlaşır. Hatta önce kendi kendine anlar ve kendisiyle görüşür, barışır ve sarmaş dolaş olur. Anlaşılmanın ilk ve son basamağı mananın anlaşılması ve kavranmasıdır.

Evet, eğer anlamak olmazsa… Anlayış olmazsa ve anlayıp, anlaşabildiğimiz ifadeler güzelce anlatılamaz, konuşulamaz ve söylenemezse; ne mi olur? Tenkit… Bilip bilmeden… Sadece ve sadece kuru sıkı bir değerlendirme… Muvazene… Ve dengesiz bir tartma ve haklı, haksız ayıramadan hiçbir şeyi kabul etmeyerek, reddederek; yalnız ve yalnız tenkit.

Hele hele ehl-i iman arasında hiç olmayacak, olması lâzım gelmeyen ve istenmeyen; her türlü anlayışsızlıktan tevellüd eden bu tenkit hastalığına Allah’tan korkmamak ve ahirette hesaba çekilmeyi hesaba katmamak gibi tehlikeli hâlât ve tavırlar da ilâve edildiğinde anlamak ve anlayış tamamen şirazeden çıkmış bir şekilde zararlı ve yıkım bir hal alacaktır.

Esas itibariyle bilmediğini bilmek!.. Kendimizden daha iyi bilenlerin varlığını kabul etmek. Ve noksansız, kusursuz kul olmayacağının varlığından haberdar olmak bizleri; tenkit ukalası olmaktan; her önümüze gelenin, her dinlediğimizin, her yapılan fiilin/işin münekkidi olmaktan inşallah kurtaracaktır.

Tamamlayıcı unsurların ve şahısların; her zaman birlikte yaşadığımız ve içerisinde hayatı paylaştığımız insanların içerisinde bulunduğunu, var olduğunu belki de bunlardan birisinin de kendimizin olduğunu kabullenmek ve doğrulamak bizleri tenkit hastalığından ve tenkit ukalalığından kurtarabilir.

Kudsî hizmetlerle uğraşanlar tenkit etmekten çekindikleri miktarca, tenkit edilmeyi gerektiren hal ve tavırlardan da çook çook uzak durabilmelidirler.

Okunma Sayısı: 2856
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    25.4.2018 08:50:26

    "..Bütün neticelerin çıkmasına kaynak teşkil eden bu anlamak ve anlayış şifrelerini evvelâ kendimizde uygulayarak, tatbik ederek; sonra başkalarından da bekleyebilmek.." ne güzel olurdu. Keşke herkes böyle yapsa! Kutlu nesil o zaman gelir belki!.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı