Niyet bazen taş ve cam parçalarını altuna, elmasa çevirdiği gibi, bazen de altun ve elması basit taş ve cam parçalarına çevirir.

İyiyi, güzeli, doğruyu, faydayı ve müsbeti elde etmeyi hedefleyen bir niyet ne kadar çok manilerle, engellerle karşılaşırsa karşılaşsın niyetinde emellerine kavuşur. Fenayı, zoru, yanlışı, çirkini ve menfiyi hedefleyen bir niyet ise gayet kolaylıkla ve her türlü şer ve şeririn yardımıyla arzularına kavuşur. Güzel ve faydalı işlerin daima manilerinin olması normaldir. Önemli olan baştan fenaya ve zararlı işlere karşı sağlam bir niyetle hareket etmek, karşı çıkmaktır.

Ve iyi güzel niyetler daima iyi ve güzel amellere, fiillere er ya da geç ulaşacaklardır. Çektikleri zahmetler ve zorluklar ise rahmetlere, huzura ve rahata yerlerini bırakacaklardır.

Allah’ı sevmeyi ve Allah’ın emrettiği, yapınız dediği her şeyi yapabilmeyi niyet eden adama; Allah daima inayetiyle, yardımıyla niyetinin gerçekleşmesi noktalarından o adamın yanında, yardımında olacaktır. 

Kötü ve şerli işlerin niyetiyle, güzel ve iyi işlerin niyeti küçük gibi görünen böyle büyük bir farka sahiptir. Birisi nefsi, şeytanı ve zararı arkasına alarak niyet ediyor,diğeri ise Allah’ın avn ü inayetini arkasına alarak niyet ediyor.

İyi ve güzel şeyleri yapmak istemeyi niyet eden adam her zaman bu niyeti sayesinde kendisini iyiliklerin, güzelliklerin içerisinde bulacaktır.

Fena ve kötü şeyleri yapmayı niyet eden adam ise daima dünyada da, ahirette de kendisini gayza çukurlarında görecek, hissedecek ve duyacaktır. İyilik iyiliği getirdiği gibi fenalık da fenalığa yol açacaktır. Önemli olan fiillerin, amellerin başındaki niyetimizdir. Burada gaye, hedef ise mü’min ve muvahhid insanlara yakışır bir şekilde daima iyi niyetli olmaktır. İyi, güzeli ve faydayı niyet edebilmektir.

Suret-i haktan gözükmek, riyakârane davranmak ve takiyye yapmak ise niyet hadisesinde; şeytan ve nefsin, vesvesenin ve su-i zannın, insanları tuzağa düşürdüğü gafletkârane bir oyunudur.

Bu işde de tuzağa düşmemek, oyuna gelmemek için daima inayet-i İlâhiyeden yardım talep ederek her işin niyetine girmek ve samimane, halis bir niyetle işe başlamak gerekmektedir.

Velhasıl niyetimiz: Kur’ân okumak, Risale okumak, hizmet-i imaniye ve Kur’âniyede bulunmak, müsbet hareket etmek, ittihad etmek, bir ve beraber, omuz omuza hizmette koşmak ve istihdam olunmak ise… Allah rızası için, hulus-u kalb ile niyetimizin gereklerini yapmaya çalışalım.

Halis bir hizmet niyetinde asla menfilik olmaz… Yeis, ümitsizlik iyi bir hizmet niyetinde yer almaz. Daima şevkli, gayretli ve hamiyetli olmanın en güzel yolu ise; müsbet hizmet yollarında bulunabilmeyi niyet etmek ve bu niyetimizin her halükârda gereğini yapabilmektir.

Niyeti dünya olana dünya, niyeti ahirete ait işler olana hizmet-i imaniye verilir. Bizler daima niyetimizde inşallah hizmet-i imaniye ve Kur’âniyeyi esas alıp tevfik-i İlâhiyeyeye muntazır kalalım.