Eskiden olduğu gibi bu uzun gecelerin uzun, bol vakitlerini dolu dolu, faydalı ve isabetli bir şekilde geçirmek mümkündür.

Mazide hane büyükleri daima bir plân ve program dahilinde, hane halkına zamanlarını boşa geçirtmezlerdi. İbretlik, güzel hatıralar anlatmak, kitap okumak, zihni ve iradeyi güçlendirecek basit oyunlar oynamak, hiçbir şey yapılmasa bile zararlı olmayan herkesin katılabileceği dolu dolu faydalı sohbetler yapmak.

Evlerin tecrübeli, görgülü hanımefendileri, özellikle yaşlı olan nineler, babaanne ve anneanneler en küçükten en büyüğe kadar tatlı hitapları, konuşmaları ve onlara özel hatıraları nakletmeleriyle gönülleri, ruhları hoş ederler, kalpleri dinlendirirlerdi.

Eğer o evde mürekkep yalamış, bilgili, ilim ehli aile efradı da varsa… aliyülâlâ… Herkesin konuşmasını beklediği, merakla ağzına bakarak dinlemeye ve faydalanmaya baktığı güzide ve güzelim insanlar.

Esasında bütün bunlar israfı sevmeyen uzun vakitleri faydalı bir şekilde geçirmeye çalışan cedlerimizin, atalarımızın çok güzel halleriydi.

Velhasıl, uzun kış gecelerinin uzun vakitleri çok güzel  bir şekilde değerlendirildi. Öyle bir zamana geldik ve öyle bir zamanı yaşıyoruz ki… Of of zaman geçmiyor… Ne yapsam da boş vaktimi eğlenceye, zarara, ziyana, boşa çevirsem diye insanlar bir gayret ve vesveseli endişe içerisindeler.

İnançsızlık, iman zaifliği, israfat, kanaatsizlik insanlara yön verir halde olunca, vakti değerlendirmek yerine, vakti nasıl boşa geçiririz, nasıl faydasız ve boş eğlenceli vakitlere çeviririz endişesi ve karamsarlığı zamanımız insanının yaşadığı gayet normal, sıradan hallerden olmuş.

Rabbim hepimizi, şu uzun gecelerin kıymetini bilip, fırsata çevirmeyi nasip etsin. Kur’ân, hadis, tefsir okumalarında gayretli kılsın. İmanlarımızı taklidi imandan tahkiki imana ve mertebelerine çıkartabilmek şuuru ve şevki, ümidi ve ihlâsını bizleri ihsan ve ikram etsin inşallah.