"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yarına bırakmadan

Rifat OKYAY
11 Haziran 2017, Pazar
Risale-i Nurlar’ın kalplerdeki, ruhlardaki, akıllardaki yeri zaman geçirilmeden tesis edilmelidir. Bunun en birinci yolu, en emniyetli, selâmetli ve kolay yolu Risale-i Nurlar’ın anlayarak okunmasından geçmektedir…

Risale-i Nur okumalarının; her tanıyan, bilen fert gibi umumun okumasıyla hasıl olan, teşkil edilen şahs-ı manevî çadırı da umum mü’minleri, Müslümanları içine alarak, onlara faydalar vermesi, manevî muhafazası yolunda yardımcı olması tecrübeyle sabittir ki inkâr edilemez…

Dünyanın her yerinden, memleketin her inançsız kesiminden, ehl-i imana, mü’min ve muvahhid insanlarımıza saldırılar insafsızca ve merhametsizce yapılırken elbette ki Müslümanlara tahassüngâh olacak; Kur’ân’ın, Risale-i Nurlar’ın ve mübarek duâların teşkil ettiği şahs-ı manevî çadırının ihtiyacı inkâr edilemez. Çünkü ehl-i küfür, ehl-i dalâlet, ehl-i gaflet, ehl-i sefahat ve ehl-i zındıka bu zaman ve zeminde Müslümanlara, ehl-i imana tek tek ve ferden ferda saldırmıyorlar, tuzaklar hazırlamıyorlar… Belki muhakkak bir surette cemaat şeklinde, bir şahs-ı manevî kuvveti teşkil ederek saldırıyorlar, hücum ediyorlar, tuzak hazırlıyorlar…

Menfilerin ve menfiliğin teşkil ettiği şahs-ı manevî insanlarımızı imansızlığa, dinsizliğe ve sefihane, gafletkârane tuzaklara çekerken ehl-i iman bundan birinci derecede ve en çok zararı görmektedir…

Bu saldırıların, hücumların, tuzakların yegâne ve tek çaresi ancak ve ancak imanî eserleri okuyarak, anlayarak imanımızı tahkiki ve daha ileri mertebelere çıkarmak ve kuvvetlendirmekten geçmektedir…

Evet okumak, imanî bilgileri elde etmek çaredir… Fakat anlayarak okumak, anladıklarımızı; anlatabilecek ve yaşayabilecek kadar fazla okumak, sahip çıkmak ve neşrine çalışmak bizler için esas olmalıdır…

Bugünün okumalarını yarına bırakmadan, sabırla, devamla ve anlayarak okumaya devam inşallah…

Okunma Sayısı: 1878
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yalçın Bosnalı

    11.6.2017 22:45:23

    Bu fakir kardeşiniz yirmi seneden evvel, kesret-i mütalaa ile bazen bir günde bir cilt kitabı anlayarak mütalaa ederken yirmi seneye yakındır ki Kur'an ve Kur'an'dan gelen Resaili'n-Nur bana kâfi geliyorlardı. Bir tek kitaba muhtaç olmadım, başka kitapları yanımda bulundurmadım. Risale-i Nur çok mütenevvi hakaike dair olduğu halde, telifi zamanında, yirmi seneden beri ben muhtaç olmadım. Elbette siz, yirmi derece daha ziyade muhtaç olmamak lâzım gelir. Hem madem ben sizlere kanaat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum, meşgul olmuyorum. Siz dahi Risale-i Nur'a kanaat etmeniz lâzımdır, belki bu zamanda elzemdir. Risale-i Nur - Kastamonu Lâhikası(62) Saygılarımla Allah'a emanet olunuz

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı