"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya Risale-i Nur’un bayraktarlığını yaptı

Rifat OKYAY
14 Şubat 2016, Pazar
Üstad Hazretleri’nin yaşayan talebelerinden Rıdvan Utangaç Ağabey.

Rıdvan Utangaç Ağabey daha on iki yaşlarındadır. Köylerinde Yaşar isminde bir Nur Talebesi vardır.

Onun yanına sık sık gelip gider.

Bir sohbet esnasında Bediüzzaman’dan bahsedilir.

Bu ismi ilk olarak duyan Utangaç Ağabey Yaşar Bey’e sorar:

“Yaşar Ağabey bu Bediüzzaman dediğiniz şahıs kimdir ?”  

Yaşar Bey sözü kestirmeden söyler:

“O bu zaman da Peygamberimizin (asm) vekilidir“ Bu söz dünyası da yeni bir kapı açmıştır.  Zaman zaman köylerine uğrayan Fırıncı Ağabey, 1952’de geldiği zaman ondan birkaç Risale ister ve bu vesile ile Risaleleri temin etmiş olur ve doyasıya okur. Daha sonra Bursa’ya taşınırlar Utangaç ailesi. Bursa halinde kabzımallık yaparlar.

Hem kendi bahçelerinin mahsullerini, hem de diğer müşterilerin meyvelerini pazarlamaktadırlar.

Bursa’da ağabeylerle yapılan derslere katılır. Artık hizmetin temposuna alışmıştır. İşyerine sonra bir müşteri gelir.

Onunla tanışırlar.

Bu zat “Urfalı Ahmet” adlı Nur Talebesidir. Emirdağ’da ikamet etmektedir.

Bunu duyan Utangaç Ağabey’in yıllarca hasretle beklediği talebi yerine gelecektir artık.

Çok sevinir.

“Ağabey, biz senin aradığın siparişleri temin ederiz. Fakat bir şartım var, beni Üstadım ile görüştürür müsün?”

Urfalı Ahmet Ağabey’den söz alır:

“Tamam kardeşim, ben telefon ederim sana gelirsin Üstad’ın olduğu zaman seni görüştürürüm”

Aradan üç yıl geçmiştir.

Nihayet Urfalı Ahmet Ağabey’den haber gelir: “Kardeşim hemen Emirdağ’a gel Üstadımız ile burada seni görüştüreyim” der. Rıdvan Ağabey’in içine bir kor ateş düşer.

Üstad ile görüşecektir.

Babasından müsaade ister.

Yaşı on sekiz olmuştur.

Babası iki yüz lira harçlık verir.

O günün ulaşım şartları ile Emirdağ’a ulaşır. Akşam vakti yakındır.

O gece bir otelde kalır.

Fakat, gece uyumak ne mümkün?

Sabah ezanları okununca giyinir, abdest alır camiye gider.

Fakat imam efendi Rıdvan Ağabey’in yabancı olduğunu ve Üstad’ı görmek için geldiğini anlar ve namazdan sonra yanına yaklaşır.

“Kardeşim benim adım Mustafa Acet. Her halde Üstadımızı ziyarete gelmişsiniz?” “Evet hocam Üstadı ziyarete geldim” Namazdan çıkarlar Mehmet  Çalışkan Ağabey’in dükkânına giderler.

Mehmet Çalışkan, Üstad’ın talebesi Ceylan Ağabey’in babasıdır.

“Kardeşim siz hoş geldiniz”

“Hoş bulduk Ağabey”

“Haber gönderelim Üstadımız müsait olduğu zaman sizi görüştürürüz”

Biraz sonra haber gelir.

Ceylan Çalışkan:

“Sen şimdi Urfalı Ahmet Ağabey’in evine git, Üstadımız çıktığı zaman onun çocuklarını sevmeden bir yere gitmez”

Böylece buluşma yeri belli olmuştur.

Urfalı Ahmet Ağabeyin evine giderler.

Kucaklaşırlar ve hasretlik giderirler.

Tarih 17 Kasım 1958.

Rıdvan Ağabey, bundan sonrasını şöyle anlattı: “Üstad sekizi on geçe geldi arabası durdu. Hemen gidip Üstad’ın elini üç defa öptüm. O da sırtımı sıvazladı.

-Kardeşim sen nereden geldin?

-Üstadım ben Bursa’dan geldim.

-Kardeşim ben Bursa’ya hiç gelemedim, nasip  olmadı. Bursa’nın altı da üstü de evliyadır.

- Sen Risaleleri okuyor musun?

-Okuyorum Üstadım.

-Aferim, başkalarının okumasına da yardım edin.

-Senin ismin nedir?

-Erdoğan efendim.

-Senin ismini Rıdvan olarak değiştiriyorum. -Bu ağabeylerini görüyorsun, seni onlar gibi talebeliğe kabul ediyorum.

Orada Zübeyir, Sungur, Ceylan ve Bayram ağabeyler vardı.

Daha sonraki yıllarda fasılasız hizmetlere devam etti Rıdvan Ağabey.

Üstadımızı görmesi ona dünyaları kazandırmıştı.

Sonra asker oldu.

Amasya’da askerlik yaparken, Şerafettin Kartal başçavuşu idi.

Burada da hizmetler ile ilgisini devam ettirdi. Üstad’ın vefatını askerde öğrendi.

Çok üzüldü, ama takdir ne denilir ki. 

Kendisine sorduk Rıdvan Ağabeyin:

Daha sonra hizmetleriniz nasıl geçti ?

“Kardeşim, daha sonra merhum Zübeyir Ağabey Üstad’ımızın vefatından sonra İstanbula geldi.

İstanbul bize yakın olduğu için devamlı ağabeyler ile irtibatımız devam etti.

Neşriyatımız o zaman hangi durumda idi? “Üstad’ımız hayatta iken Emirdağ Lâhikasının ikinci cildi hariç hepsi basılmıştı.

Tabi mahkemeler, tutuklamalar günbegün devam ediyordu.

Gazete ve neşriyata olan ihtiyaç artık zarurî hale gelmişti.

Zülfikar, Bediülbeyan ve İttihat.

Bunlar yayınlandıkça alıyorduk.

Sonra günlük olarak Yeni Asya çıkmaya başladı. Bu cemaate büyük bir moral vermişti. Hatta Zübeyir Ağabey Galata Köprüsü’ne çıkıp hasta halinde Yeni Asya’yı haykırmıştı. Yeni Asya çok şeyler yaptı.

Nurculuğu âleme ilân etti.

Birçok menfi imajı Yeni Asya sildi.

Adeta Risale-i Nur’un bayraktarlığını yaptı. Aradan 46 yıl geçti.

Ona çok çelmeler takmaya çalıştılar, ama yolundan dönmedi, cesaret ile nurların neşriyatını yaptı ve halen yapıyor, kıyamete kadar da yapacak inşallah.

Hele lâhika sayfası ve Üstad’ımızın her gün bir Risaleden bir bölümün makale olarak Üstadın aynı dilinde neşri her şeye bedeldir.

Gazete birlikteliğimizi sağlıyor.

İrtibatımızı sağlıyor.

1963 yılında Kutlular Ağabey’i bir hafta evimde misafir ettim.

Cesur ve kahraman bir Nur Talebesidir.

Bizim elimiz de nur var topuz yok.

Gazetemizin günlük yayınlanması ile beraber dergiler ve yüzlerce çıkardığı kitaplar ile ülkemizin mânevî dünyasına hizmet etmiştir.

Kıyamete kadar da hizmet edecektir inşallah.

Her Nur Talebesinin alacağı yegâne gazete Yeni Asya’dır.

Nurların anlatıldığı tek gazete Yeni Asya’dır”

Çok teşekkür ederiz Rıdvan Ağabey. Okuyucularımıza son bir mesajınız nedir?

“Herkese selâmlarımı iletiyorum, duâlarını bekliyorum.”

Fotoğraf: Instagram/@okuokuoku_

Okunma Sayısı: 3559
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı