"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bahar da bir çiçektir

Risale-i Nur'dan
21 Mayıs 2017, Pazar
O nimetlerde, o neticelerde, öyle lemaat-ı hüsün ve cemal görünüyor ki, hakikî bir şevk ve şefkatle yoğrulmuş halis bir şükür ve safî bir muhabbete lâyık olur. O sahifede, yâ Cemîl-i Zülkemâl, yâ Kâmil-i Zülcemal isimleri yazılı okunuyor.

İşte, yalnız bir güzel çiçek ve hasnâ bir insan ve yalnız maddî ve zâhir suretinde bu kadar esmayı gösterirse, acaba umum çiçekler ve bütün zîhayat ve büyük ve küllî mevcudat ne derece ulvî ve küllî esmayı okutuyor, kıyas edebilirsin.

Hem insan ruh, kalb, akıl cihetiyle ve hayat ve letaif sahifeleriyle Hayy, Kayyum ve Muhyî gibi ne kadar esma-i kudsiye-i nuraniyeyi okur ve okutturur, kıyas edebilirsin.

İşte, Cennet bir çiçektir. Huri taifesi dahi bir çiçektir. Rû-yi zemin dahi bir çiçektir. Bahar da bir çiçektir. Sema da bir çiçektir; yıldızlar, o çiçeğin yaldızlı nakışlarıdır. Güneş de bir çiçektir; ziyasındaki yedi rengi, o çiçeğin nakışlı boyalarıdır. Âlem, güzel ve büyük bir insandır; nasıl ki insan, küçük bir âlemdir.

Huriler nev’i ve ruhanîler cemaati ve melek cinsi ve cin taifesi ve insan nev’i, birer güzel şahıs hükmünde tasvir ve tanzim ve icad edilmiştir. Hem her biri, külliyetiyle, hem her bir ferdi tek başıyla, Sâni-i Zülcemal’inin esmasını gösterdikleri gibi, O’nun cemaline, kemâline, rahmetine ve muhabbetine birer ayrı ayrı âyinelerdir. Ve nihayetsiz cemal ve kemâline ve rahmet ve muhabbetine birer şahid-i sâdıktır. Ve o cemal ve kemâlin ve rahmet ve muhabbetin birer âyâtıdır, birer emârâtıdır. İşte, şu nihayetsiz envâ-ı kemâlât, daire-i vahidiyette ve ehadiyette hâsıldır. Demek, o daire haricinde tevehhüm olunan kemâlât, kemâlât değildir.

Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf, s. 708

LÛ­GAT­ÇE:

daire-i vahidiyet ve ehadiyet: Birlik dairesi; her şeyin tek bir Zatın elinden çıkarak yaratıldığı daire.

esma-i kudsiye-i nuraniyeyi: Allah’ın nuranî ve kudsî isimleri.

hasnâ: Güzel.

lemaat-ı hüsün ve cemal: Cemal ve güzellik parıltıları.

rû-yi zemin: Yeryüzü.

zîhayat: Hayat sahibi.

***

Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları

İhlâs dersini tam almak için buraya sevk edildik

Aziz, sıddık Kardeşlerim!

Bu kaza-i İlâhînin adalet-i kaderiye noktasında, yeni talebelerden bir kısım zatların sırr-ı ihlâsa muvafık olmayan, dünya cihetini de Risale-i Nur ile arzu etmesinden, bazı menfaatperest rakipleri karşısında bulup, yirmi beş sene evvel aslı yazılan ve sekiz sene zarfında bir-iki defa elime geçen ve aynı vakitte kaybettirilen Beşinci Şuâ benden uzak bir yerde ele geçmesiyle, o hoca bozması gibi kıskançlar, onunla adliyeyi evhamlandırdılar. Aynı vakit, benim arzu ettiğim yeni harfler ile Miftahü’l-İman mecmuası yerine Âyetü’l-Kübra muvafakatim olmadan tab olması ve nüshaları gelmesi hükûmete aksetmiş, iki mesele birbiriyle karıştırılmış. Güya, Kanun-u Medeniyeye karşı o Beşinci Şuâ tab edilmiş diye, ehl-i garaz, bir habbeyi yüz kubbe yaparak gadren bizleri şu çilehaneye soktu. Fakat kader-i İlâhî ise, menfaatimiz için buraya sevk etti ve eski zamanlarda ihtiyârî çilehanelerin sevap noktasında çok fevkinde sevabdar etmek sırrıyla, bizi, ihlâs dersini tam almak ve hakikaten kıymetsiz olan dünya umuruna karşı alâkalarımızı ta’dil etmek için yine Medrese-i Yusufiyeye çağırdı.

Ehl-i dünya evhamına karşı deriz:

Yedinci Şuâ baştan aşağıya kadar imandır; aldanmışsınız. Ve gayet mahrem tutulan ve şiddetli taharrîlerde bizde bulunmayan ve aslı yirmi sene evvel yazılan Beşinci Şuâ bütün bütün ayrıdır. Biz, bunun değil tab’ına, belki bu zamanda hiç kimseye göstermesine razı olmamakla beraber, orada doğru çıkmış bir ihbar-ı gaybîdir; mübareze etmiyor.

Şuâlar, On Üçüncü Şuâ (Denizli Hapsi mektupları), mektup no: 3, s. 327

LÛ­GAT­ÇE:

adalet-i kaderiye: Kader cihetinde adalet.

kaza-i İlâhî: Allah’ın kaderde takdir edilmişleri yaratması.

menfaatperest: Menfaatine tapar derecede düşkün olan.

muvafık: Uygun.

mübareze: Çekişme, kavga.

umur: İşler.

Okunma Sayısı: 1952
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı