"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bahar ve yaz sayfasındaki Kudret nakışları

Risale-i Nur'dan
23 Mayıs 2017, Salı
Nakkaş-ı Ezelî, gözümüzün önünde, kışın beyaz sahifesini çevirip, bahar ve yaz yeşil yaprağını açıp, rû-yi arzın sahifesinde üç yüz binden ziyade envâı, kudret ve kader kalemiyle ahsen-i suret üzere yazar; birbiri içinde birbirine karışmaz.

Beraber yazar; birbirine mâni olmaz. Teşkilce, suretçe birbirinden ayrı, hiç şaşırtmaz; yanlış yazmaz. Evet, en büyük bir ağacın ruh programını bir nokta gibi en küçük bir çekirdekte derc edip, muhafaza eden Zat-ı Hakîm-i Hafîz, vefat edenlerin ruhlarını nasıl muhafaza eder, denilir mi? Ve küre-i arzı bir sapan taşı gibi çeviren Zat-ı Kadîr, ahirete giden misafirlerinin yolunda, nasıl bu arzı kaldıracak veya dağıtacak, denilir mi?

Hem hiçten, yeniden bütün zîhayatın ordularını bütün cesedlerinin taburlarında kemâl-i intizamla zerratı emr-i kün feyekûn ile kaydedip yerleştiren, ordular icad eden Zat-ı Zülcelâl, tabur misal cesedin nizamı altına girmekle, birbiriyle tanışan zerrat-ı esasiye ve ecza-i asliyesini bir sayha ile nasıl toplayabilir, denilir mi?

Hem, bu bahar haşrine benzeyen, dünyanın her devrinde, her asrında, hatta gece-gündüzün tebdilinde, hatta cevv-i havada bulutların icad ve ifnâsında haşre numune ve misal ve emare olacak ne kadar nakışlar yaptığını gözünle görüyorsun. Hatta, eğer hayalen bin sene evvel kendini farz etsen, sonra zamanın iki cenahı olan mazi ile müstakbeli birbirine karşılaştırsan, asırlar, günler adedince misal-i haşir ve kıyametin numunelerini göreceksin. Sonra, bu kadar numune ve misalleri müşahede ettiğin hâlde, haşr-i cismanîyi akıldan uzak görüp istib’âd  etmekle inkâr etsen, ne kadar divanelik olduğunu sen de anlarsın.

Sözler, Onuncu Söz, Dokuzuncu Hakikat, s. 102

LÛ­GAT­ÇE:

ahsen-i suret: en güzel şekilde.

emr-i kün feyekûn: “Ol” emri. [“Allah bir şeyi dilediği zaman, onun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir” (Yasin Suresi 82. ayete atfen)]

envâ’: nev’ler, türler.

Nakkaş-ı Ezelî: varlığının başlangıcı olmayan ezelî nakşedici, Allah.

rû-yi arz: yeryüzü.

***

Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları

Musibete şükür, uhrevî ve dünyevî faydaları içindir

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Şimdi zuhr namazını kıldım. Tesbihat içinde siz hatırıma geldiniz ki, her biri hem kendini, hem hanesindeki akrabasını düşünmekle mahzun olur. Birden kalbe geldi ki, madem eski zamanlarda ahiretini dünyasına tercih edenler, hayat-ı içtimâiyenin günahlarından kurtulmak ve ahiretine hâlisâne çalışmak niyetiyle mağaralarda, çilehanelerde riyazet ile hayatlarını geçirenler bu zamanda olsaydılar, Risale-i Nur Şakirdleri olacaktılar; elbette şimdi bu şerâit altında, bunlar onlardan on derece daha ziyade muhtaçtır ve on derece fazla fazilet kazanıyorlar ve on derece daha rahattırlar.

***

Aziz Kardeşlerim!

Ben, bu sabah tesbihatta Hafız Tevfik’e acıdım. Bu iki defadır zahmet çekiyor tahattur ettim. Birden hatıra geldi: “Onu tebrik et!” O, kendini faydasız bir ihtiyat ile Risale-i Nur’daki çok ehemmiyetli makamından ve büyük hissesinden bir derece çekmek isterdi. Fakat hizmetinin kudsiyeti ve azameti, onu yine o büyük hisseye ve pek büyük sevaba muvaffak eyledi. Az bir sıkıntı ve geçici bir küçük zahmet ile böyle bir şeref-i manevîden geri kalmamak gerektir.

Evet kardeşlerim, madem her şey gidiyor ve gittikten sonra, eğer lezzet ve keyif ise, boşu boşuna gider, bir hasret kalır; eğer sıkıntı ve zahmet ise, hem dünyevî ve uhrevî, hem böyle bir kudsî hizmet noktasında öyle bir lezzetli faydalar var ki, o zahmeti hiçe indirir. İçinizde biri müstesna, en ihtiyarı ve en ziyade başına sıkıntılar toplanan benim. Sizi temin ederim; tam bir sabır ve şükür ve tahammül ile halimden memnunum. Musibete şükür ise, musibetteki sevap ve uhrevî ve dünyevî faydaları içindir.

Şualar, On Üçüncü Şua (Denizli Hapsi mektupları), mektup no: 7 ve 10, s. 329-330

LÛ­GAT­ÇE:

hayat-ı içtimâiye: sosyal hayat.

şerâit: şartlar.

uhrevî: ahirete yönelik.

zuhr: öğle.

 

Okunma Sayısı: 2194
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı