"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bin aydan hayırlı gece: Leyle-i Kadir

Risale-i Nur'dan
21 Haziran 2017, Çarşamba
Leyle-i Kadrin sırrıyla seksen sene bir ömrü kazandıracak bir vakitte, en iyi, en efdal şeylerle meşgul olmak lâzım geliyor.

İnşaallah, Kur’ân’a ait mesâille iştigal, bir nevi manevî mütefekkirâne Kur’ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-ı Kur’ân manaları risalelerin istinsah ve mütalâalarında vardır itikadındayız. Zaten bu ciheti siz takdir etmişsiniz.

Barla Lâhikası, s. 376 

***

Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve gelecek Leyle-i Kadr’i herbir Nurcu hakkında seksen üç sene ibadetle geçmiş bir ömür hükmüne geçmesini hakikat-i Leyle-i Kadr’i şefaatçi ederek rahmet-i İlâhiyeden niyaz ediyoruz.

Emirdağ Lâhikası, s. 283

***

Risale-i Nur’un sadık şakirdlerinden birisi, Leyle-i Kadr’in hakikatini ve Ramazanın yüksek mertebesini kazansa, umum hakikî sadık şakirdler sahip ve hissedar olmak vüs’at-i rahmet-i İlâhiyeden çok kuvvetli ümitvarız.

Kastamonu Lâhikası, s. 99

*** 

Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a’mâl, bire bindir. Kur’ân-ı Hakîm’in, nass-ı hadis ile, her bir harfinin on sevabı var, on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir.

Ramazan-ı Şerifte her bir harfin on değil, bin; ve Âyete’l-Kürsî gibi âyetlerin her bir harfi binler; ve Ramazan-ı Şerifin Cumalarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir’de otuz bin hasene sayılır.

Evet, her bir harfi otuz bin bâkî meyveler veren Kur’ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî Şecere-i Tuba hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâkî meyveleri Ramazan-ı Şerifte mü’minlere kazandırır.

İşte, gel, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki, bu hurufatın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasarette olduğunu anla.

Mektubat, s. 474

LÛ­GAT­ÇE:

istinsah: Yazarak çoğaltma.

kıraat-ı Kur’ân: Kur’an okuma.

mütalâa: İnceden inceye tetkikle okuma.

vüs’at-i rahmet-i İlâhiye: Allah’ın rahmetinin genişliği.

***

Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları

Binler dil ile istiğfar edip, ibadet etmek

 

Aziz, Sıddık Kardeşlerim ve Hapis Arkadaşlarım!

Evvelâ: Sureten görüşmediğimizden merak etmeyiniz. Bizler manen her zaman görüşüyoruz. Benim ehemmiyetsiz şahsıma bedel, Nurdan elinize geçen hangi risaleyi okusanız veya dinleseniz, benim adi şahsım yerine, Kur’ân’ın bir hâdimi haysiyetiyle beni o risale içerisinde görüp sohbet edersiniz. Zaten ben de sizinle bütün duâlarımda ve yazılarınızda ve alâkanızda hayalimde görüşüyorum ve bir dairede beraber bulunmamızdan her vakit görüşüyoruz gibidir.

Sâniyen: Bu yeni medrese-i Yusufiyedeki Risale-i Nur’un yeni talebelerine deriz: Kuvvetli hüccetlerle, hatta ehl-i vukufu da teslime mecbur eden işârât-ı Kur’âniye ile, “Nur’un sadık şakirdleri iman ile kabre girecekler. Hem şirket-i maneviye-i Nuriyenin feyziyle, her bir şakird, derecesine göre umum kardeşlerinin manevî kazançlarına ve duâlarına hissedar olur. Güya, âdeta binler dil ile istiğfar eder, ibadet eder.” Bu iki fayda ve netice, bu acib zamanda bütün zahmetleri, sıkıntıları hiçe indirir; pek çok ucuz olarak o iki kıymettar kârları sadık müşterilerine verir.

Said Nursî

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ (Afyon Hapsi mektupları), s. 514

Okunma Sayısı: 5396
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı