"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Biz emniyet ve asayişin fahrî, manevî muhafızlarıyız

Risale-i Nur'dan
08 Ekim 2017, Pazar
Bana zulüm ve cefayı reva gören Devr-i Sâbıkın yaptığı isnadların ikincisi, emniyet ve asayişi ihlâldir.

Bu vehim ve hayal ile, bu düzme isnad ile, yirmi sekiz sene bana ceza çektirdiler, memleket memleket, mahkeme mahkeme süründürdüler, zindandan zindana attılar, kimse ile görüştürmediler, tecrid ettiler, zehirlediler; türlü türlü hakaretlerde bulundular.

Biz ki beş yüz bin fedakâr Nur Talebeleri, memleketin her tarafında emniyet ve asayişin fahrî, manevî muhafızlarıyız; bize böyle bir isnadda bulunmaları günahların en büyüğüdür. Onlar bize o kadar zalimâne ihanetlerde bulundukları halde; biz asla hislerimize kapılmayarak, gönüllerde emniyet ve asayişi temin yolunda, iman ve Kur’ân’a hizmet yolunda, gafletle anarşiye sapanları düştükleri fevzâ gayyasından kurtarmak yolunda çalışmaktan bir an hâlî kalmadık.

Muhterem hâkimler, şunu kat’î olarak arz ederim ki; bu, delilsiz bir iddia değildir. Bizim zulüm ve menfâ sahamız olan altı vilâyetin altı mahkemesi, uzun ve ince tetkikler neticesinde, emniyet ve asayişi ihlâl yolunda hiçbir vukuat kaydetmemiştir. Bu hareketimiz ispat eder ki, Nur mekteb-i irfanının talebeleri kalpler üzerinde işler; emniyet ve asayişin bekçisini, kafalara, kalplere yerleştirir. Bizim iman derslerimiz anarşiye karşıdır, bozgunculuğa karşıdır, farmasonlara ve komünistlere karşıdır. Memleketin bütün zabıta dairelerinden sorulsun, beş yüz bin Nur irfan mektebi talebesinden birinin olsun, nizam ve intizama aykırı bir vukuatı var mıdır? Yoktur. Elbette yoktur. Çünkü hepsinin kalbinde nizam ve intizamın en sağlam muhafızı olan iman bekçisi vardır.

B. S. N. Tarihçe-i Hayatı, Isparta Hayatı, s. 668

LÛ­GAT­ÇE:

Devr-i Sâbık: Geçen devir, tek parti (Halk Partisi) dönemi.

fahrî: Gönüllü.

fevzâ: Anarşi, kargaşalık.

gayya: Derin kuyu.

isnad: Asılsız suçlama, yafta.

menfâ: Sürgün.

vehim: Kuruntu.

***

Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları

Bütün eşya tek bir Zat’a verilse, bir tek şey gibi kolay olur

(Dünden devam)

Üçüncü Nokta: Eğer bütün eşya bir Zat-ı Ferd-i Vahid’e verilse, bir tek şey gibi kolay olmasına; eğer esbaba ve tabiata havale edilse, bir tek şeyin vücudu, umum eşya kadar müşkülâtlı olduğuna işaret eden, başka risalelerde izah edilen iki üç temsili muhtasaran beyan edeceğiz.

Meselâ: Bir zabite, bin nefere ait vaziyet ve idare havale edilse ve bir nefer de on zabitin idaresine verilse, o bir neferin idaresi, bir taburun idaresinden on derece daha müşkülâtlı olur. Çünkü ona emredenler birbirine mâni olurlar; bir keşmekeşle, o nefer hiçbir istirahat yüzünü görmeyecek. Hem bir taburdan matlub vaziyet ve netice bir tek zabite havale edilse, külfetsiz, kolayca o neticeyi istihsal eder ve o vaziyeti verebilir. Eğer o vaziyeti almayı ve o neticeyi istihsal etmeyi, o taburdaki başsız, âmirsiz, çavuşsuz neferata havale edilse, o matlub vaziyeti ve neticeyi almak için, çok karışıklık içinde münakaşalarla, ancak nâkıs bir sureti, müşkülâtla tahsil edebilir.

İkinci temsil: Meselâ, Ayasofya gibi kubbeli bir camiin kubbesindeki taşlarını durdurmak vaziyeti ve muallâkta durdurması bir ustaya verilse, o vaziyeti onlara kolayca verebilir. Eğer o vaziyete girmesi taşlara havale edilse, her bir taş, umum taşlara hem hâkim-i mutlak, hem mahkûm-u mutlak olmak lâzım gelir; tâ ki, birbirine baş başa verip muallâkta durabilsinler. O halde, o ustanın kolayca gördüğü işini görmek için, yüz usta kadar, yüz derece işinden daha ziyade işler görülecek, sonra o vaziyetler alınacak.

(Devamı var)

Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir 

Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Dördüncü Nükte, s. 620

LÛ­GAT­ÇE:

esbab: Sebepler.

istihsal etme: Ortaya çıkarma.

keşmekeş: Karışıklık.

muallâk: Boşlukta asılı.

zabit: Subay, kumandan.

Zat-ı Ferd-i Vahid: Tek olan Allah.

Okunma Sayısı: 2076
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı