"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çok masumların hukuku mahvoluyor

Risale-i Nur'dan
02 Ağustos 2018, Perşembe
Zemin yüzünde bu dehşetli düelloda semavatı ağlatacak zulümler ve tahribat oluyor. Çok masum ve mazlûmların hukukları kayboluyor, mahvoluyor.

Zemin yüzünde bu dehşetli düelloda semavatı ağlatacak zulümler ve tahribat oluyor. Çok masum ve mazlûmların hukukları kayboluyor, mahvoluyor. Mim’siz gaddar medeniyetin zalimâne düsturu olan “Cemaat için fert feda edilir; milletin selâmeti için cüz’î hukuklara bakılmaz” diye öyle dehşetli bir zulüm meydanı açmış ki Kurûn-u Ulâ vahşetlerinde de emsali vuku bulmamış. Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın adalet-i hakikiyesi, bir ferdin hakkını cemaate feda etmez; “Hak, haktır; küçüğe, büyüğe, aza, çoğa bakılmaz” diye kanun-u semavî ve hakikî adalet...

Kastamonu Lâhikası, s. 157

***

Beşerde, hayvanın aksine olarak, kuvâ ve müyul fıtraten tahdit edilmemiş. Meyl-i zulüm, hubb-u nefis dehşetli meydan alıyor. 

Evet, ene ve enaniyetin eşkâl-i habîsesi olan hodgâmlık, hodbinlik, hodendişlik, gurur ve inat o meyle inzimam etse, öyle ekberü’l-kebâiri icad eder ki, daha beşer ona isim bulmamış. Cehennemin lüzumuna delil olduğu gibi, cezası da yalnız Cehennem olabilir. (…)

Medeniyet-i hazıra itibarıyla görüyoruz ki, şu medeniyet-i meş’ume öyle gaddar bir düstur-u zulüm beşerin eline vermiş ki, bütün mehasin-i medeniyeti sıfıra indiriyor. Melâike-i kiramın “Yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökecek birisini mi yaratacaksın?” (Bakara Sûresi, 2:30.)’deki endişelerinin sırrını gösteriyor. 

İşte, bir köyde bir hain bulunsa, o köyü mâsumeleriyle imhâ etmek veya bir cemaatte bir âsi bulunsa, o cemaati çoluk çocuğuyla ifnâ etmek veya Ayasofya gibi milyarlara değer mukaddes bir binaya, kanun-u zâlimanesine serfurû etmeyen birisi tahassun etse, o binayı harap etmek gibi, en dehşetli vahşetlere şu medeniyet fetva veriyor. 

Acaba bir adam, kardeşinin günahıyla hak nazarında mes’ul olmadığı halde, nasıl oluyor ki bir karyenin veya bir cemaatin binlerle mâsumları, hiçbir zaman fena tabiatlı ihtilâlciden hâli kalmayan bir şehirde veya bir mahallede bulunan bir serkeş adamın isyanıyla, hiç münasebet olmadığı halde, o mâsumlar mes’ul, belki ifnâ ediliyor?

Sünûhat, s. 41

***

Lugatçe:

ekberü’l-kebâir: Büyük günahların en büyüğü.

ene: Benlik.

enaniyet: Kendini beğenmişlik, benlik.

eşkâl-i habîse: Pis ve çirkin şekiller.

fıtraten: Yaratılıştan.

hubb-u nefis: Nefis sevgisi, kendini sevme.

ifnâ etmek: Yok etmek.

Kurûn-u Ulâ: İlk Çağ.

kuvâ: Kuvveler, duygular.

meyl-i zulüm: Zulüm meyli.

müyul: Meyiller, arzular.

tahdit: Sınırlama.

 

Okunma Sayısı: 3152
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı