"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hak ve hakikat mesleğinde iş görüyoruz

Risale-i Nur'dan
03 Aralık 2016, Cumartesi
Aziz, tam sıddık kardeşlerim,

Benim, bu dünyada medâr-ı tesellim ve sürurum sizlersiniz. Eğer sizler olmasaydınız, bu dört sene azaba dayanamazdım. Sizin sebat ve metanetiniz, bana da kuvvetli bir sabır ve tahammülü verdi. 

Birden hatıra gelen dört nokta: 

Birincisi: Kardeşlerim, bu zelzele benim itikadımda “şakk-ı kamer” gibi bir mu’cize-i Kur’ân’dır; en mütemerridi dahi tasdike mecbur eder bir vaziyete girdi. 

İkincisi: Eski zamandan beri hiçbir cemaat, Risale-i Nur’un şakirtleri kadar hak ve hakikat mesleğinde pek çok iş görmekle beraber, pek az zahmetle kurtulmamışlar. Bizim hizmetimizin ondan birini yapanlar, zahmetimizin on mislini çekmişler. Demek biz, daima “Şükür ve elhamdülillah” dedirten bir haldeyiz. 

Üçüncüsü: Ben gönderilen risaleleri mütalâa ettim. Bir kısım hakikatleri mükerrer gördüm. Makam münasebetiyle tekrar edilmiş. Benim arzu ve belki ihtiyarım olmadan niçin böyle olmuş, kuvve-i hafızama gelen nisyandan sıkıldım. Birden, şiddetli bir ihtarla “On Dokuzuncu Sözün ahirine bak” denildi. Baktım, risalet-i Ahmediyenin (asm) mu’cize-i Kur’âniyesinde tekraratının çok güzel hikmetleri, tam tefsiri olan Risaletü’n-Nur’da tamamıyla tezahür etmiş. O tekrarat, o hikmetler için tam yerinde ve münasip ve lâzım olmuş. 

Hem Lütfü, hem Abdurrahman, hem Hafız Ali hükmünde Küçük Ali sizin namınıza da Yirmi Dokuzuncu Lem’a-i Arabiyenin tefsir ve tercümesini istemiş. Benim şimdi onunla meşgul olmaya ne vaktim var ve ne de halim müsaade eder. İnşaallah ileride Risaletü’n-Nur’un başka bir şakirdi o vazifeyi yapacak. Hem Yirminci Mektup’la Otuz İkinci Söz bir derece o Lem’ayı izah ederler. Hazret-i Ali (ra) iki defa “Tükàdü sirâcü’n-nûri sırran”1 sırrıyla, perde altında gizli parlamasına işareti bizi ihtiyata sevk ve emreder.

Dipnot: 1- Siracünnur [Nur Kandili] gizliden gizliye yandırılıp intişar eder [yayılır]. (Celcelûtiye)

Kastamonu Lahikası, 6. mektup, s. 28.

LÛ­GAT­ÇE:

medâr-ı teselli ve sürur: Teselli ve sevinç kaynağı.

sebat: Kararlılık, azimlilik, sabit durma.

metanet: Metin olma, sağlamlık, dayanıklılık.

şakk-ı kamer: Ay’ın ikiye bölünmesi mucizesi.

mütemerrid: İnatçı.

risalet-i Ahmediye: Efendimizin (asm) peygamberliği.

Okunma Sayısı: 2080
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı