"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hakikat meydana çıkacaktır, inşallah

Risale-i Nur'dan
18 Haziran 2018, Pazartesi
Ey paşalar, zabitler!

Bütün kuvvetimle derim ki:

Gazetelerde neşrettiğim umum makalâtımdaki umum hakaikte nihayet derecede musırrım. Şayet zaman-ı mazi canibinden, Asr-ı Saadet mahkemesinden adaletname-i Şeriatla dâvet olunsam, neşrettiğim hakaikı aynen ibraz edeceğim. Olsa olsa o zamanın ilcaatının modasına göre bir libas giydireceğim.

Şayet müstakbel tarafından üç yüz sene sonraki tenkidat-ı ukalâ mahkemesinden tarih celbnamesiyle celbolunsam, yine bu hakikatleri, tevessü ve inbisat ile çatlayan bazı yerlerini yamalamakla beraber, taze olarak orada da göstereceğim. (HAŞİYE)

Demek, hakikat tahavvül etmez, hakikat haktır; “Hak yücedir ve hiçbir şey ondan daha yüce değildir.” [Keşfü’l-Hafâ, 1:127, hadis no: 362]. Millet uyanmış, mugalâta ve cerbezeyle iğfal olusnsa da devam etmeyecektir. Hakikat telâkki olunan hayalin ömrü kısadır. Feveran eden efkâr-ı umumiye ile o aldatmalar ve mugalâtalar dağılacaktır ve hakikat meydana çıkacaktır inşaallah.

“Akıllı olanlara bu dediklerim yeterlidir. Ben köyü çağırdım, eğer köyde kimseler varsa.” [Farisî ibarenin meali]

Sizin işkenceli hapishanenizin hâli: Zaman müthiş, mekân muvahhiş, mahpusîn mütevahhiş, gazeteler mürcif, efkâr müşevveş, kalpler hazin, vicdanlar müteessir ve me’yus, bidayet-i hâlde memurlar şematetli, nöbetçiler müz’iç olmakla beraber, vicdanım beni tazib etmediği için o hâl bana eğlence gibiydi. Musîbetlerin tenevvüü, musıkînin nağmelerinin tenevvüü gibi bana geliyordu.

Hem de geçen sene tımarhanede tahsil ettiğim dersi, şimdi bu mektepte itmam ettim. Yani, kırk yedi sene evvel tımarhane hükmündeki mahkeme-i zalimânede aldığım dersi, şimdi bu gaddarâne hazır mektepte imtihan verdim; iki şehadetname aldım. Musîbet zamanının uzunluğundan, uzun dersler gördüm. Dünyanın ruhanî lezzeti olan hüzn-ü masumâne ve mazlumâneden, zayıfa şefkat ve gadre şiddet-i nefret dersini aldım.

Ümidim kavîdir ki çok masumların kalplerinden hararet-i hüzünle tebahhur eden “ay,” “vay” ve “ah”lar rahmetli bir bulut teşkil edecektir. Ve âlem-i İslâm’da yeni yeni İslâm devletlerinin teşekkülleriyle o rahmetli bulut teşekküle başlamıştır.

İstitrad olarak bir lâtife söyleyeceğim: Böyle ciddiyat esnasında lâtife söylemekten maksadım, dünyaya bir mel’abe nazarıyla baktığımı ima ve işarettir. Zaten şuunat-ı dünya satranç oyununa benzer. Ben geçen sene ‘garibüzzaman’ idim. Sonra ‘Bediüzzaman’ oldum. Şimdi de ‘bid’atüzzaman’ oldum. O da bana şeametli oldu. Beni sathında kabul etmez, batnına geçirmek istiyor. Bahusus Mart ve Mayıs müstebit aylardır. Martı kadro haricine çıkarmalı, Mayısı da tekaüt etmeli; tâ muvazene-i malî husûle gelsin. Çıkılmayacak yola sapılmış bir işarettir. Elhâsıl, ya ben İstanbul’da kalacağım; yahut bu iki ay gitmeyecekse, ben veda edeceğim.

HÂŞİYE: Şimdi kırk yedi senedeki dehşetli mahkemelerimde, aynen on bir buçuk cinayetleri ve on bir buçuk suallerimi o Divan-ı Harb-i Örfî’deki gibi tekrar ediyorum.

Eski Said Dönemi Eserleri, D.H.Ö. s. 136

LÛ­GAT­ÇE:

cerbeze: Demagoji.

ibraz etmek: Ortaya koymak, göstermek.

iğfal olunma: Kandırılma, gaflete düşürülerek aldatılma.

inbisat: Yayılma, genişleme, açılma.

istitrad: Asıl konudan olmayıp yeri gelmişken söylenen söz.

lâtife: İnce manalı tuhaf ve güzel söz.

mahpusîn: Hapsedilmiş olanlar, mahpuslar.

mugalâta: Yanıltacak şekilde söz söyleme.

musırr: Israrlı.

muvahhiş: Dehşete düşüren, ürkütücü.

mürcif: Fitneci, yalancı.

müşevveş: Karışık, düzensiz, karmakarışık.

mütevahhiş: Ürkmüş, korkmuş.

müz’iç: Sıkan, rahatsız eden.

şematetli: Başkasının düştüğü kötü duruma sevinen; gürültü, şamatalı.

tahavvül etmek: Değişmek.

tenkidat-ı ukalâ: Akılların tenkidi, eleştirisi.

tenevvü’: Çeşitlilik.

tevessü: Genişleme.

zaman-ı mazi: Ğeçmiş zaman.

Okunma Sayısı: 3048
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı