"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm ahlâkının kemâlâtını fiilen göstermeliyiz

Risale-i Nur'dan
13 Eylül 2018, Perşembe
Asr-ı Saadetten şimdiye kadar hiçbir tarih bize göstermiyor ki; bir Müslümanın muhakeme-i akliye ile ve delil-i yakînî ile ve İslâmiyet’e tercih etmekle, eski ve yeni ayrı bir dine girdiğini tarih göstermiyor.

Avamın delilsiz, taklidî bir surette başka dine girmesinin bu meselede ehemmiyeti yok. Dinsiz olmak da başka meseledir. Hâlbuki bütün dinlerin etbaları ise, hatta en ziyade dinine taassup gösteren İngilizlerin ve eski Rusların, muhakeme-i akliye ile İslâmiyet’e dâhil olduklarını ve günden güne, bazı zaman takım takım kat’î bürhan ile İslâmiyet’e girdiklerini tarihler bize bildiriyorlar. (HAŞİYE)

Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-ı imaniyenin kemalâtını ef’alimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle İslâmiyet’e girecekler, belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyet’e dehalet edecekler.

Hem nev-i beşer, hususan medeniyet fenlerinin ikazatıyla uyanmış, intibaha gelmiş, insaniyetin mahiyetini anlamış; elbette ve elbette dinsiz, başıboş yaşamazlar ve olamazlar. En dinsizi de, dine iltica etmeye mecburdur. Çünkü acz-i beşerî ile beraber hadsiz musîbetler ve onu inciten haricî ve dâhilî düşmanlara karşı istinad noktası ve fakrıyla beraber hadsiz ihtiyacata müptelâ ve ebede kadar uzanmış arzularına medet ve yardım edecek istimdad noktası, yalnız ve yalnız Sâni-i Âlem’i tanımak ve iman etmek ve ahirete inanmak ve tasdik etmekten başka, uyanmış beşerin çaresi yok.

Kalbin sadefinde din-i hakkın cevheri bulunmazsa, beşerin başında maddî manevî kıyametler kopacak ve hayvanatın en bedbahtı, en perişanı olacak.

HÂŞİYE: İşte bu mezkûr dâvâya bir delil şudur ki: İki dehşetli harb-i umumînin ve şiddetli bir istibdad-ı mutlakın zuhuruyla beraber, bu dâvâya kırk beş sene sonra şimalin İsveç, Norveç, Finlandiya gibi küçük devletleri Kur’ân’ı mekteplerinde ders vermek ve kabul etmek ve komünistliğe, dinsizliğe karşı set olmak için kabul etmeleri; ve İngiliz’in mühim hatiplerinin bir kısmı Kur’ân’ı İngiliz’e kabul ettirmeye taraftar çıkmaları; ve küre-i arzın şimdiki en büyük devleti Amerika’nın bütün kuvvetiyle din hakikatlerine taraftar çıkması ve İslâmiyetle Asya ve Afrika’nın saadet ve sükûnet ve musalâha bulacağına karar vermesi ve yeni doğan İslâm devletlerini okşaması ve teşvik etmesi ve onlarla ittifaka çalışması, kırk beş sene evvel olan bu müddeayı ispat ediyor; kuvvetli bir şahit olur.

Eski Said Dönemi Eserleri, Hutbe-i Şamiye, s. 239

LÛ­GAT­ÇE:

bürhan: Delil.

dehalet etmek: Sığınmak, himayesine girmek.

delil-i yakînî: Kesin delil.

ef’al: Fiiller.

etba: Tâbi olanlar, bağlılar.

hakaik-ı imaniye: İman hakikatleri.

intibah: Uyanma, uyanış.

istibdad-ı mutlak: Hiçbir hak ve hürriyeti tanımayan tam baskı, tam diktatörlük.

istimdad: Yardım isteme.

istinad: Dayanak.

izhar etmek: Göstermek.

kemalât: Faziletler, iyilikler, mükemmellikler.

küre-i arz: Yer küre, dünya.

musalâha: Barışma, uzlaşma.

sadef: Kabuk, kap; inci kabuğu, değerli bir nesnenin olduğu kap.

Okunma Sayısı: 1616
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı