"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstibdatta sû-i istimalin yolu açıktır

Risale-i Nur'dan
15 Temmuz 2018, Pazar
Meşrûtiyet ile sû-i istimalâtın ekser yolları münsed olur; istibdatta ise açıktır.

Sual: “Bazı adam, ‘Şeriata muhaliftir’ diyor?”

Cevap: Ruh-u Meşrûtiyet, Şeriattandır; hayatı da ondandır. Fakat ilca-i zaruretle teferruat olabilir, muvakkaten muhalif düşsün. Hem de her ne hâl ki Meşrûtiyet zamanında vücuda gelir; Meşrûtiyetten neş’et etmesi lâzım gelmez. Hem de hangi şey vardır ki her cihetle Şeriata muvafık olsun; hangi adam var ki bütün ahvali Şeriata mutabık olsun? Öyle ise şahs-ı manevî olan hükûmet dahi masum olamaz; ancak Eflâtun-u İlâhînin medine-i fazıla-i hayaliyesinde masum olabilir. Lâkin Meşrûtiyet ile sû-i istimalâtın ekser yolları münsed olur; istibdatta ise açıktır.

Sual: “İtiraz ettiğin şeye nasıl cevap veriyorsun?”

Cevap: Ben libasa ilişiyordum. Hükûmet iyi bir adamdır. Pislerin libasını giymişti. Biz o libası yırtmak ve yıkamak isterdik, olamadı. Zamana bıraktık, tâ yavaş yavaş yırtılsın. Evet, namazı kılıyordu, kıbleyi tanımıyordu, sonra tanıdı ve tanıyacaktır. Ehven-i şerreyn, bir adalet-i izafiyedir. Fakat kemal-i telehhüf ile bağırıyorum ki şiddete inkılâb eden fikr-i intikamın tedâhülü ve heyecânâtı intâc eden tecrübesizlik, üzerimize emri şiddetlendirdi, pahalaştırdı. Muvakkaten bir nevi karanlık çöktü. Emin olunuz ki çekilecektir.

Sual: “Neden makine-i ahval güzelce işlemiyor?”

Cevap: Zira tecrübe, hamiyet, nur-u kalp ve nur-u fikri cem edenler vezaife kifayet etmezler. Bazı ehl-i gayret ve hamiyette meyl-i tahrip meleke olmuş; tamire pek alışık değildir. Bazı ehl-i tecrübe ve tamir ise eskisine bir derece meyil ile istidatları pek müsait değildir. Demek bize bir nesl-i cedid lâzımdır.

Bunu da cidden söylüyorum: Eğer, meşveret Şeriattan bir parmak müfarakat ederse, eski hâl yüz arşın ayrılmıştır.

Eski Said Dönemi Eserleri, Münâzarât, s. 168

LÛ­GAT­ÇE:

adalet-i izafiye: Zamanın şartlarının zorlaması neticesinde kullanılan ve iki şerden hafifini tercih etmeye dayalı olan adalet; nisbî adalet.

ehven-i şerreyn: İki kötüden zararı en az olanı tercih.

ilca-i zaruret: Zaruretin zorlaması.

istibdat: Kanuna ve nizama tâbi olmayan, keyfî, baskıcı yönetim; zulüm ve tahakküm.

kemal-i telehhüf: Kederle son derece yanıp yıkılmak.

libas: Elbise.

medine-i fazıla-i hayaliye: Eflâtun’un, felsefesinde tarif ettiği, ancak hayalde mümkün olabilen “fazilet şehri.”

muvakkaten: Geçici olarak.

müfarakat: Ayrılma, uzaklaşma.

münsed: Set çekilmiş, engellenmiş.

nesl-i cedid: Yeni nesil.

neş’et: Meydana gelme.

Okunma Sayısı: 16080
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı