"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lisan-ı siyasette lafız, mananın zıddıdır

Risale-i Nur'dan
23 Aralık 2014, Salı
Zaman olur zıd, zıddını saklarmış. Lisân-ı siyasette lâfız, mânânın zıddıdır. Zulüm, başına adalet külâhını geçirmiş. Esarete hürriyet nâmı verilmiş.

Zulüm, başına adalet külâhını geçirmiş. Hıyanet, hamiyet libasını giymiş. Cihada, bağî ismi takılmış. Esarete hürriyet namı verilmiş. Ezdad, suretlerini mübadele etmişler. 

Mektubat, Hakikat  Çekirdekleri, 35. vecize

***

Bâzan zıd, zıddını tazammun eder

Zaman olur zıd, zıddını saklarmış. Lisân-ı siyasette lâfız, mânânın zıddıdır. Adâlet külâhını, (HAŞİYE) zulüm başına geçirmiş; hamiyet libasını, hıyânet ucuz giymiş. Cihad ve hem gazâya, bâğî ismi takılmış. Esâret-i hayvanî, istibdad-ı şeytanî, hürriyet nâm verilmiş. Zıdlarda emsâl olmuş, sûretlerde tebâdül, isimlerde tekabül, makamlarda becâyiş-i mekânî. 

Menfaati esas tutan siyaset canavardır 

Menfaat üzere çarhı kurulmuş olan siyaset-i hâzıra, müfteristir, canavar. 

Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen, merhametini değil, iştihâsını açar. 

Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister. 

Haşiye: Bu zamanı tam görmüş gibi bahseder. 

Sözler, Lemeât, s. 647

***

Siyâset-i hâzıra, o kadar çok yalan ve hile ve şeytânât, içine girmiş ki, vesvese-i şeyâtîn hükmüne geçmiştir.

Sözler, 27. Söz, s. 445

***

..sıdk ve kizb ortasındaki mesafe azala azala, omuz omuza geldi; bir dükkânda ikisi beraber satılmaya başladığı gibi, ahlâk-ı içtimâiye bozuldu. Propaganda-i siyâset, yalana fazla revaç verdi. 

Sözler, 27. Söz, s. 452

***

..gaflet ve dalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi olan siyâset-i rûy-i zeminin pek çirkin, pek gaddarâne hakiki sûreti görünmesiyle; elbette ve elbette, hiç şüphe yok ki, Şimâlde, Garbda, Amerika’da emâreleri göründüğüne binâen, nev-i beşerin mâşuk-u mecâzîsi olan hayat-ı dünyeviye böyle çirkin ve geçici olmasından, fıtrat-ı beşerin hakiki sevdiği, aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak; ve elbette, hiç şüphe yok ki, bin üç yüz altmış senede, her asırda üç yüz elli milyon şâkirdi bulunan; ve her hükmüne ve dâvâsına milyonlar ehl-i hakikat tasdik ile imza basan; ve her dakikada milyonlar hâfızların kalbinde kudsiyet ile bulunup, lisânlarıyla beşere ders veren; ve hiçbir kitapta emsâli bulunmayan bir tarzda, beşer için hayat-ı bâkiyeyi ve saadet-i ebediyeyi müjde veren; ve bütün beşerin yaralarını tedâvi eden Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın şiddetli, kuvvetli ve tekrarlı binler âyâtıyla, belki sarîhan ve işareten, on binler defa dâvâ edip haber veren; ve sarsılmaz katî delillerle, şüphe getirmez hadsiz hüccetleriyle, hayat-ı bâkiyeyi katiyetle müjde ve saadet-i ebediyeyi ders vermesi, elbette nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse, maddî veya mânevî bir kıyâmet başlarına kopmazsa, İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’ân’ı kabul etmeye çalışan meşhur hatipleri ve Amerika’nın Din-i Hakkı arayan ehemmiyetli cemiyeti gibi, rûy-i zeminin geniş kıtaları ve büyük hükümetleri, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar. Çünkü, bu hakikat noktasında, katiyen Kur’ân’ın misli yoktur ve olamaz; ve hiçbir şey bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz. 

Sözler, 13. Söz, s. 140

Okunma Sayısı: 6420
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • kamil dağıstanlı

    23.12.2014 13:51:02

    Bediüzzaman Said Nursi, bu hakikatleri taa meşrutiyetin ilânından beri haykırıyor. Aynen öyle; doğruluk ve yalan ortasındaki mesafe azala azala omuz omuza geldi. Dikkat ederseniz müslüman alimler 'yolsuzluk, hırsızlık değildir', 'yüzde 20 çalabilir' diye fetva bile vermeye başladılar. Bundan cesaret alan avam da; 'Başbakanımız yolsuzluk yapmışsa halkı için yapmıştır'. sözünü dillendirmektedirler. Ne diyelim, 'imtihan dünyası' demişler atalarımız.

  • Selman

    23.12.2014 08:31:51

    Bu kadar isabetli ifadeleri daha önceleri kaç kez okudum bilmiyorum. Anlamak ise, bugünlerde aynı hissiyatı derinden hissederek mümkün olabiliyormuş. Üstad'ım BÜYÜKSÜN!..

  • Polat Müstear

    23.12.2014 06:33:00

    Evet, siyasette zit anlamli kelimelerle ifade ediliyor meseleler. Bir olayin delilleri beyaz perdedeki film gibi apacik ortadaysa "montaj" deniliyor. Emniyet libasina bürünmüs istibdat ile devlet tekeline alinip nesriyati sukut ettirilen Risaleler icin, korumamiz, himayemize aldik deniyor... Siyasiyyuna ahirette mukabele-i bimisal ile muamele edilmesinden endise olunur. Haydi girin hakkettiginiz dostlariniza komsu olmaya denililir de ya orasi Cennet'in ziddi ise: Vay hallerine !

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı