İnsan, nihayetsiz acziyle nihayetsiz beliyyata maruz ve hadsiz a’dânın hücumuna mübtelâ ve nihayetsiz fakrıyla beraber nihayetsiz hâcâta giriftar ve nihayetsiz metalibe muhtaç olduğundan vazife-i asliye-i fıtriyesi, imandan sonra duâdır.
Duâ ise, esas-ı ubudiyettir. ....... Duâ, bir sırr-ı ubudiyettir.
Ubudiyet ise, halisen livechillâh olmalı. Yalnız aczini izhar edip, duâ ile O’na iltica etmeli; rububiyetine karışmamalı. Tedbiri O’na bırakmalı, hikmetine itimad etmeli, rahmetini ittiham etmemeli.
Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, s. 353-354
MÜ’MİNİN MÜ’MİNE DUÂSI NASIL OLMALI?
Birinci Sualiniz: Mü’minin mü’mine en iyi duâsı nasıl olmalıdır?
Elcevap: Esbâb-ı kabul dairesinde olmalı. Çünkü bazı şerâit dahilinde duâ makbul olur. Şerâit- i kabulün içtimaı nisbetinde makbuliyeti ziyadeleşir. Ezcümle, duâ edileceği vakit, istiğfar ile manevî temizlenmeli; sonra makbul bir duâ olan salâvat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli ve âhirde yine salâvat getirmeli. Çünkü, iki makbul duânın ortasında bir duâ makbul olur.
* Hem, “bizahri’l-gayb” yani “gıyaben ona duâ etmek,” * Hem hadiste ve Kur’ân’da gelen me’sur duâlarla duâ etmek; meselâ “Allah’ım, Senden kendim ve onun için dinde, dünyada ve ahirette af ve afiyet diliyorum.” [Hâk_m, Müstedrek, 1:517.] “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Ve bizi Cehennem azabından koru” [Bakara Sûres_: 201.] gibi câmi’ duâlarla duâ etmek, * Hem hulûs ve huşû ve huzuru kalp ile duâ etmek, * Hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra, * Hem mevaki-i mübarekede, hususan mescidlerde, * Hem Cuma’da, hususan saat-i icabede, * Hem şuhur-u selâsede, hususan leyali-i meşhurede, * Hem Ramazan’da, hususan Leyle-i Kadirde duâ etmek, kabule karin olması rahmet-i İlâhiyeden kaviyyen me’muldür.
O makbul duânın ya aynen dünyada eseri görünür; veyahut duâ olunanın ahiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek, aynı maksat yerine gelmezse, duâ kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir.
Mektubat, Yirmi Üçüncü Mektub, s. 327
***
Bu mübarek Ramazan-ı Şerifteki duâlar, ihlâsı bulmak şartıyla inşaallah makbuldür.
Kastamonu Lâhikası, mektup no: 163, s. 275
LÛGATÇE:
câmi’: Kapsamlı.
esbâb-ı kabul: Kabul sebepleri.
gıyaben: Gıyabında, hâzır olmadığı bir
şekilde.
karin: Yakın.
leyali-i meşhure: Meşhur geceler.
me’sur: Tesirli.
mevaki-i mübareke: Mübarek mevkiler.
saat-i icabe: Cuma vaktinde gizlenmiş,
duâların makbul olduğu saat (vakit).
şerâit: Şartlar.
şerâit-i kabul: Kabul şartları.
şuhur-u selâse: Üç Aylar.