"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’un iman dersleri, fitnelerden uzak tutar

Risale-i Nur'dan
01 Ekim 2016, Cumartesi

Eğer insaniyetin mahiyetini, hayvaniyetin en bedbaht ve en aşağı derecesinde telâkkî ve dünyayı daimî ve lâyezal tevehhüm ve insanı bakî ve lâyemût tahayyül eden bir sarhoş vicdansız tarafından denilse: “Senin bütün risalelerin, îmanî pek kuvvetli ders veriyor; dünyadan soğutuyor, nazarı ahirete çeviriyor. Biz ise, bütün kuvvet ve dikkat ve zihnimizle dünya hayatına müteveccih olmamız ile bu zamanda yaşayabiliriz. Çünkü şimdi yaşamak ve düşmanlardan sakınmak çok müşkülleşmiştir.” 

Elcevap: Îman-ı tahkîkînin dersleri, gerçi nazarı ahirete baktırıyor; fakat, dünyayı o ahiretin mezraa ve çarşısı ve bir fabrikası göstermekle, daha ziyade dünya hayatına çalıştırır. Hem, îmansızlıktaki müthiş bir sûrette kırılan kuvve-i maneviyeyi, gayet kuvvetli bir tarzda kazandırır ve me’yusiyet içinde atalet ve lâkaydlığa düşenleri şevk ve gayrete, sa’ye sevk eder, çalıştırır. Acaba, bu dünyada yaşamak isteyenler; böyle, hayat-ı dünyeviyenin lezzetini, hem çalışmaya şevki, hem hadsiz musîbetlerine karşı dayanmaya medar kuvve-i maneviyesini temin eden ve îtiraz kabul etmeyen deliller ile ispat edilen îman-ı tahkîkînin derslerine yasak denecek bir kanunun vücudunu kabul ederler mi ve öyle bir kanun olabilir mi?  Eğer, idare-i millet ve asayiş-i memleketin hakîkî esaslarını bilmeyen bir cahil hamiyetfüruş dese: “Senin risalelerin, asayişi bozanlara ve idareyi karıştıranlara bir medar olabilir cihetiyle ve sen dahi ihtiyatsızlık edip idare-i hazıraya îtiraz etsen, risalelerin kuvvetiyle bir gaile açmak ihtimaliyle sana ilişiyoruz.” 

Elcevap: Risale-i Nur’dan ders alan, elbette çok masumların kanını ve hukukunu zayi eden fitnelere girmez ve bilhassa, tecrübeleriyle, mükerreren akîm ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmaz. Ve bu on senedeki on fitnelere, Risale-i Nur’un şakirtlerinin ondan birisi, belki asla hiçbirisi karışmadığı gösterir ki; risaleler bu fitnelere zıt ve asayişi temine medardırlar. Acaba, idarece ve asayişi muhafazaca, bin îmanlı adam mı, yoksa on dinsiz serseri mi daha kolaydır? Evet, îman, güzel seciyeler vermekle hem merhamet hissini, hem zarar vermekten sakınmak meylini verir.

Amma benim ihtiyatsızlığım ise; bu on üç senedir, imkân dairesinde ne kadar elimden gelmişse, hükûmetin nazar-ı dikkatini celb etmemek ve onunla uğraşmamak ve işlerine karışmamak için Isparta vilayetine malûm olan harika bir sûrette münzeviyane ve merdümgirîzane ve müşfikkârane ve siyasetten müçtenibane yaşadığımı bu memleket bilir. 

Ey beni bu belâya sevk eden insafsızlar! Anlaşılıyor ki, asayiş aleyhinde hareket etmediğimden, benden kızdınız, hiddet ettiniz; asayişe düşmanlık damarıyla beni tevkif ettirdiniz. Evet, asayişi bozmak ve idareyi karıştırmak isteyenler, benim hakkımda hükûmeti iğfal ederek adliyeyi lüzûmsuz işgal edip beni tevkif ettirenlerdir. Onların hakkında değil yalnız biz, belki memleket namına başta müdde-i umûmi olarak, heyet-i hâkimeye dâvâ etmelidir. 

Tarihçe-i Hayat, Eskişehir Hayatı, s. 362

Okunma Sayısı: 3264
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı