"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şeytanın bile kimseyi inandıramadığı iftira

Risale-i Nur'dan
21 Ekim 2016, Cuma
Hata-Savab Cetveli’nden:

57: Böyle acip dâvâlarla belki bir zaman peygamberliğini dâvâ ile hezeyan hali başlamış oluyor. 

Bunun bu iftira ve isnat ve hatasından el’iyazübillâh derim. Böyle hiç kimsenin hatırına gelmeyen ve bizi bilen hiç kimseyi kandırmayan isnatları, elbette kanun, siyaset ve idarenin haricinde bunda dehşetli bir mana hükmediyor ki, şeytanın da kimseyi inandıramadığı iftirayı ediyor. 

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 660

***

Hem hiçbir münasebeti olmadığı halde, bir adam Risale-i Nur’un ikinci bir ismi olan “Risaletü’n-Nur” tâbirinden, “Kur’ân’ın nurundan bir risalettir, yani bir ilhamdır ve risaletin şeriat vazifesini yapan bir vâristir” demiş. Bir iddianamede, başka yerin verdiği yanlış mânâ ile, güya “Risale-i Nur bir resuldür” diye benim için bir sebeb-i itham tutulmuş.

Hem müdafaatımda yirmi yerde kat’î bir surette hüccetlerle ispat etmişiz ki, bütün dünyaya karşı da olsa, dini ve Kur’ân’ı ve Risale-i Nur’u âlet edemeyiz ve edilmez. Ve biz onların bir hakikatını dünya saltanatına değiştirmeyiz ve bilfiil öyleyiz. Ve bu dâvânın emâreleri yirmi senede binlerdir.

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 588 

PEYGAMBERLERİN EN SONUNCUSU, HZ. MUHAMMED (ASM)

Peygamberlerin en âhiri ve en büyükleri ve dini ve dâveti umum nev-i beşere baktığı için ve mu’cizâtça ve dince umuma fâik ve bütün nev-i beşere bütün hakâikte üstadlık edip, on dört asırda, parlak bir sûrette ispat eden ve nev-i beşerin medâr-ı iftiharı bir zâtın terbiye-i esâsiyelerini ve usûl-ü dinini terk eden, elbette hiçbir cihette bir nur, bir kemâl bulamaz; sukût-u mutlaka mahkûmdur. 

Sözler, s. 235

***

..Hâtemü’l-Enbiyâ Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımalıyız, dinlemeliyiz. 

Evet, o bürhanın şahs-ı mânevîsine bak:

Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medîne bir minber; o bürhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imâna imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyâya reis, bütün evliyâya seyyid, bütün enbiyâ ve evliyâdan mürekkeb bir halka-i zikrin serzakiri; bütün enbiyâ hayattar kökleri, bütün evliyâ tarâvettar semereleri bir şecere-i nurâniyedir ki, herbir dâvâsını, mu’cizâtlarına istinad eden bütün enbiyâ ve kerâmetlerine itimad eden bütün evliyâ tasdik edip imza ediyorlar. Zîrâ, o ‘Lâ ilâhe illallah’ der, dâvâ eder. Bütün sağ ve sol, yani mâzi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nurânî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icmâ ile mânen “Doğru dedin ve söylediğin haktır” derler.

Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesapsız imzalarla teyid edilen bir müddeâya parmak karıştırsın.

Sözler, s. 370

Okunma Sayısı: 2459
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Vefalı

    21.10.2016 08:44:43

    Allah Üstadımızdan razı olsun, şefaatine nail eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı