"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şükür nimeti, şikâyet musîbeti ziyadeleştirir

Risale-i Nur'dan
22 Ekim 2018, Pazartesi
Dördüncü Nükte

Yirmi Birinci Söz’ün Birinci Makamında beyan edildiği gibi, Cenâb-ı Hakk’ın insana verdiği sabır kuvvetini evham yolunda dağıtmazsa, her musîbete karşı kâfi gelebilir. Fakat vehmin tahakkümüyle ve insanın gafletiyle ve fânî hayatı bâkî tevehhüm etmesiyle, sabır kuvvetini mazi ve müstakbele dağıtıp, hâl-i hâzırdaki musîbete karşı sabrı kâfi gelmez, şekvaya başlar. Âdeta –hâşâ– Cenâb-ı Hakk’ı insanlara şekva eder. Hem çok haksız bir surette ve divanecesine şekva edip sabırsızlık gösterir.

Çünkü geçmiş her bir gün, musîbet ise zahmeti gitmiş, rahatı kalmış; elemi gitmiş, zevalindeki lezzet kalmış; sıkıntısı geçmiş, sevabı kalmış. Bundan şekva değil, belki mütelezzizâne şükretmek lâzım gelir. Onlara küsmek değil, bilâkis muhabbet etmek gerektir. Onun o geçmiş fânî ömrü, musîbet vasıtasıyla bâkî ve mes’ud bir nevi ömür hükmüne geçer. Onlardaki âlâmı vehimle düşünüp, bir kısım sabrını onlara karşı dağıtmak divaneliktir.

Amma gelecek günler ise, madem daha gelmemişler; içlerinde çekeceği hastalık veya musîbeti şimdiden düşünüp sabırsızlık göstermek, şekva etmek ahmaklıktır. “Yarın, öbür gün aç olacağım, susuz olacağım” diye bugün mütemadiyen su içmek, ekmek yemek ne kadar ahmakçasına bir divaneliktir; öyle de gelecek günlerdeki şimdi adem olan musîbet ve hastalıkları düşünüp, şimdiden onlardan müteellim olmak, sabırsızlık göstermek, hiçbir mecburiyet olmadan kendi kendine zulmetmek öyle bir belâhettir ki, hakkında şefkat ve merhamet liyakatini selb ediyor. 

Elhâsıl, nasıl şükür nimeti ziyadeleştiriyor; öyle de, şekva, musîbeti ziyadeleştirir. Hem merhamete liyakati selb eder.

Birinci Harb-i Umumî’nin birinci senesinde, Erzurum’da mübarek bir zat müthiş bir hastalığa giriftar olmuştu. Yanına gittim. Bana dedi: 

“Yüz gecedir ben başımı yastığa koyup yatamadım” diye acı bir şikâyet etti.

Ben çok acıdım. 

Birden hatırıma geldi ve dedim: 

“Kardeşim, geçmiş sıkıntılı yüz günün şimdi sürurlu yüz gün hükmündedir. Onları düşünüp şekva etme. Onlara bakıp şükret. Gelecek günler ise, madem daha gelmemişler; Rabbin olan Rahmanü’r-Rahîm’in rahmetine itimad edip, dövülmeden ağlama, hiçten korkma, ademe vücud rengi verme. Bu saati düşün, sendeki sabır kuvveti bu saate kâfi gelir. Divane bir kumandan gibi yapma ki, sol cenah düşman kuvveti onun sağ cenahına iltihak edip ona taze bir kuvvet olduğu halde, sol cenahındaki düşmanın sağ cenahı daha gelmediği vakitte, o tutar, merkez kuvvetini sağa sola dağıtıp, merkezi zayıf bırakıp, düşman edna bir kuvvetle merkezi harap eder.”

Dedim: “Kardeşim, sen bunun gibi yapma. Bütün kuvvetini bu saate karşı tahşid et. Rahmet-i İlâhiyeyi ve mükâfat-ı uhreviyeyi ve fânî ve kısa ömrünü uzun ve bâkî bir surete çevirdiğini düşün. Bu acı şekva yerinde ferahlı bir şükret.”

O da tamamıyla bir ferah alarak, “Elhamdülillâh” dedi, “Hastalığım ondan bire indi.”

Lem’alar, İkinci Lem’a, s. 24-25

LÛ­GAT­ÇE:

adem: Yok, yokluk.

âlâm: Elemler, acılar.

belâhet: Aptallık.

evham: Vehimler, kuruntular, var olmayanı var zannetmeler.

Harb-i Umumî: Dünya Savaşı.

mükâfat-ı uhreviye: Ahirette verilecek olan mükâfat.

mütemadiyen: Devamlı.

selb etmek: Ortadan kaldırmak; engellemek.

sürurlu: Sevinçli, mutlu.

şekva: Şikâyet.

tahakküm: Baskı kurma, zorbalık etme.

tahşid etmek: Yığmak, biriktirmek, desteklemek.

tevehhüm etme: Olmadığı halde kabullenme, zannetme.

vehim: Kuruntu, var olmayanı var zannetme.

zeval: Sona erme, yok olma.

Okunma Sayısı: 5197
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı