"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zırhımız, Kur’ân tezgâhında yapılan takva

Risale-i Nur'dan
12 Aralık 2018, Çarşamba

İKİNCİ İŞARET

Sual: Şerr-i mahz olan şeytanların icadı ve ehl-i imana taslitleri ve onların yüzünden çok insanlar küfre girip Cehenneme girmeleri, gayet müthiş ve çirkin görünüyor. Acaba Cemîl-i Alelıtlak ve Rahîm-i Mutlak ve Rahman-ı Bilhakkın rahmet ve cemali, bu hadsiz çirkinliğin ve dehşetli musîbetin husûlüne nasıl müsaade ediyor ve nasıl cevaz gösteriyor? Şu meseleyi çoklar sormuşlar ve çokların hatırına geliyor.

Elcevap: Şeytanın vücudunda cüz’î şerlerle beraber birçok makàsıd-ı hayriye-i külliye ve kemalât-ı insaniye vardır. Evet, bir çekirdekten koca bir ağaca kadar ne kadar mertebeler var; mahiyet-i insaniyedeki istidadda dahi ondan daha ziyade meratib var. Belki zerreden şemse kadar dereceleri var. Bu istidadatın inkişafatı, elbette bir hareket ister, bir muamele iktiza eder. Ve o muameledeki terakki zembereğinin hareketi, mücahede ile olur. O mücahede ise, şeytanların ve muzır şeylerin vücuduyla olur. Yoksa, melâikeler gibi, insanların da makamı sabit kalırdı. O halde insan nev’inde binler envâ’ hükmünde sınıflar bulunmayacak... Bir şerr-i cüz’î gelmemek için bin hayrı terk etmek, hikmet ve adalete münafidir.

Çendan, şeytan yüzünden ekser insanlar dalâlete giderler. Fakat ehemmiyet ve kıymet, ekseriyetle keyfiyete bakar; kemiyete az bakar veya bakmaz. Nasıl ki, bin ve on çekirdeği bulunan bir zat, o çekirdekleri toprak altında bir muamele-i kimyeviyeye mazhar etse, ondan on tanesi ağaç olmuş, bini bozulmuş. O on ağaç olmuş çekirdeklerin o adama verdiği menfaat, elbette, bin bozulmuş çekirdeğin verdiği zararı hiçe indirir. Öyle de, nefis ve şeytanlara karşı mücahede ile, yıldızlar gibi nev-i insanı şereflendiren ve tenvir eden on insan-ı kâmil yüzünden o nev’e gelen menfaat ve şeref ve kıymet, elbette, haşarat nev’inden sayılacak derecede süflî ehl-i dalâletin küfre girmesiyle insan nev’ine vereceği zararı hiçe indirip göze göstermediği için, rahmet ve hikmet ve adalet-i İlâhiye, şeytanın vücuduna müsaade edip tasallutlarına meydan vermiş.

Ey ehl-i iman! Bu müthiş düşmanlarınıza karşı zırhınız, Kur’ân tezgâhında yapılan takvadır. Ve siperiniz, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Sünnet-i Seniyyesidir. Ve silâhınız, istiaze ve istiğfar ve hıfz-ı İlâhiyeye ilticadır.

Lem’alar, On Üçüncü Lem’a, s. 153

LÛ­GAT­ÇE:

Cemîl-i Alelıtlak: Kusursuz güzellik sahibi olan Allah.

çendan: Gerçi.

dalâlet: Hak yoldan sapma; dinsizlik.

envâ’: Türler, cinsler.

husûl: Meydana gelme.

inkişafat: Açılmalar, gelişmeler.

istiaze: Şeytandan Allah’a sığınma.

kemalât-ı insaniye: İnsana ait mükemmellikler.

kemiyet: Sayıca çokluk, nicelik.

keyfiyet: Nitelik, nasıllık, kalite.

makàsıd-ı hayriye-i külliye: Büyük hayırlı maksatlar, gayeler.

meratib: Mertebeler.

münafi: Zıt, aykırı, ters.

şerr-i cüz’î: Küçük bir kötülük, az ve sınırlı kötülük.

şerr-i mahz: Tamamıyla şer ve kötü, iyi tarafı hiç olmayan.

takva: Allah korkusuyla günahlardan sakınma.

taslit: Musallat edilme.

tenvir etmek: Nurlandırmak, aydınlatmak.

terakkî: Yükselme, gelişme.

zemberek: Hareketi sağlayan güç kaynağı.

Okunma Sayısı: 2836
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı