Tarihçe-i Hayat - page 1020

Üstad›n Emirda€’a Gidißi
Üstat Bediüzzaman, ‹stanbul’daki muhakemesinin be-
raatle neticelenmesini müteakip Emirda¤›’na geldi.
Emirda¤›’nda Ramazan ay›n›n bir gününde k›ra ç›kt›¤›
zaman, bir baflçavufl ve üç silâhl› jandarma yan›na gön-
derilerek, gelecek f›krada beyan edildi¤i gibi, kendisine
flapka giymesi teklif ediliyor; bu sebeple karakola celb
ediliyor. Bunun üzerine, Üstat bir istida yazarak Adliye
ve Dâhiliye Vekâletine gönderiyor. Ayn› zamanda Anka-
ra’daki bir talebesine de göndererek, alâkadar mebusla-
ra hâdisenin duyurulmas›n› bildiriyor. Ankara’daki tale-
beleri, bu flekvan›n bir nüshas›n›, Samsun’da münteflir
Büyük Cihad
gazetesine gönderiyorlar. Yaz›,
Büyük Ci-
had
’da “En Büyük ‹spat” bafll›¤› alt›nda ve bir hafliye ilâ-
ve edilerek neflrediliyor. Sonra, Ankara ve ‹stanbul Üni-
versitesindeki Nur Talebeleri de iki-üç makale yaz›p,
Bü-
yük Cihad
gazetesine gönderiyorlar ve neflrediliyor.
Bu s›ralarda Malatya hâdisesi vukua geliyor, dindarlar
aleyhinde bir sürü yalan, iftira, tezvir propagandas› bafl-
l›yor. Bu tahriklere aldanan baz› flahsiyetler, dinî gazete-
lerden medar-› ittiham noktalar bulmak için çal›fl›yorlar.
Samsun’da da mezkûr “En Büyük ‹sbat” bafll›kl› yaz› ve
üniversite Nur Talebelerinin makaleleri dolay›s›yla, gaze-
te neflriyat müdürü ile Ankara’dan bu yaz›lar›n baz›lar›n›
gönderen bir Nur Talebesi tevkif edilerek mahkemeye
alâkadar:
ilgili, iliflki.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
beraat:
temize ç›kma; bir dava-
n›n neticesinde suçsuz oldu¤u
anlafl›lma.
beyan:
aç›klama, bildirme, izah.
celp:
yaz› ile ça¤›rma.
Dahiliye:
‹ç iflleri.
dindar:
dinin emirlerini yerine
getiren.
f›kra:
k›s›m, fas›l, bölüm.
hâdise:
olay.
hafliye:
dipnot.
1020 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
iftira:
asl› olmadan birine suç
yükleme, olmayan bir suçu
baflkas›na yükleme.
istida:
resmî makamlara bir
iflin yap›lmas›n› istemek
maksad›yla yaz›lan yaz›, di-
lekçe.
mebus:
milletvekili.
medar-› ittiham:
suçlanma
sebebi.
mezkûr:
zikredilen, ad› ge-
çen, an›lan.
muhakeme:
bir dava ile ilgili
taraflar›n hakim huzuruna
ç›kmalar›, duruflma.
münteflir:
neflredilmifl, bas›l-
m›fl ve yay›lm›fl.
müteakip:
den sonra.
neflr:
kitap basma, ç›karma;
herkese duyurma, yayma.
neflriyat:
yay›nlar.
nüsha:
birbirinin ayn› olan
yaz›l› metinlerden her biri.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
flahsiyet:
kiflilik.
flekva:
flikayet.
tahrik:
bir kimseyi kötü bir ifl
yapmas› için ileri sürme, k›fl-
k›rtma.
talebe:
ö¤renci.
tevkif:
tutuklama.
tezvir:
süslü yalan söyleme;
yalan› süsleyerek gerçek diye
yutturma.
Vekâlet:
nezaret, bakanl›k.
vuku:
olma, gerçekleflme,
meydana gelme.
1...,1010,1011,1012,1013,1014,1015,1016,1017,1018,1019 1021,1022,1023,1024,1025,1026,1027,1028,1029,1030,...1390
Powered by FlippingBook