Tarihçe-i Hayat - page 276

On Üçüncü Mektup
2
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
íu
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
Àn
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
1
¯ /
¬p
ª°r
SÉp
H
3
i'
ƒn
¡ r
dG n
™n
Ñs
JG p
øn
e '
¤n
Y o
?n
Ón
ª` r
dGn
h ...i'
óo
¡ r
dG n
™n
Ñs
JG p
øn
e '
¤n
Y o
?n
Ós
°Sn
G
Aziz kardefllerim,
Hal ve istirahatimi ve vesika için adem-i mü-
racaat›m› ve hâl-i âlem siyasetine karfl› lâkaytl›-
¤›m› pek çok soruyorsunuz. fiu sualleriniz çok te-
kerrür etti¤inden, hem manen de benden soruldu-
¤undan, flu üç suale Yeni Said de¤il, belki eski
Said lisan›yla cevap vermeye mecbur oldum.
Birinci Sualiniz:
‹stirahatin nas›l? Hâlin nedir?
Elcevap:
Cenab-› Erhamürrâhimîn’e yüz bin flükür edi-
yorum ki, ehl-i dünyan›n bana etti¤i enva-› zulmü, enva-›
rahmete çevirdi. fiöyle ki:
Siyaseti terk ve dünyadan tecerrüt ederek bir da¤›n
ma¤aras›nda ahireti düflünmekte iken, ehl-i dünya, zul-
men beni oradan ç›kar›p nefyettiler. Hâl›k-› Rahîm ve Ha-
kîm o nefyi bana bir rahmete çevirdi. Emniyetsiz ve ihlâ-
s› bozacak esbaba maruz o da¤daki inzivay› emniyetli, ih-
lâsl› Barla da¤lar›ndaki halvete çevirdi. Rusya’da esarette
iken niyet ettim ve niyaz ettim ki, ahir ömrümde bir
adem-i müracaat:
baflvurmama,
müracaat etmeme.
ahir:
son, sonraki, en sonra.
ahiret:
k›yametten sonra kurula-
cak olan âlem.
arzu:
bir fleye karfl› duyulan istek,
heves.
aziz:
muhterem, sayg›n.
Cenab-› Erhamürrâhimîn:
inayet
ve rahmet, yard›m ve lütuf sahip-
lerinin en merhametlisi olan, fle-
ref ve azamet sahibi olan yüce
Allah (c.c.).
ehl-i dünya:
dünyaya ba¤l›, dün-
ya adam›, ahireti düflünmeyen.
el-cevap:
sorulan fleye verilen
karfl›l›k; söz veya yaz› ile cevap.
emniyet:
eminlik, güvenlik, kor-
kusuzluk.
enva-› rahmet:
rahmetin çeflitle-
ri.
enva-› zulüm:
zulüm çeflitleri,
zülmün türlüsü.
esaret:
esirlik, tutsakl›k.
esbap:
nedenler, sebepler.
hâl-i âlem:
dünyan›n vaziyeti,
âlemin durumu.
halvet:
ibadet, riyazet, zikir mak-
sad›yla bir hücreye kapanma.
hamd:
Allah’a karfl› olan flükran
ve memnuniyetini onu överek
bildirme, Allah’›n yüceli¤ini övme.
ihlâs:
bir ifli, bir ameli, baflka bir
karfl›l›k beklemeksizin, s›rf Allah
r›zas› için yapma.
inziva:
bir köfleye çekilme, tek
bafl›na yaflama, dünya ifllerinden
vaz geçme, dünyadan el-etek
çekme.
istirahat:
dinlenme, rahatlama.
lâkayt:
kay›ts›z, ilgi göstermeyen,
ilgisiz, ald›r›fl etmeyen.
manen:
iç varl›k bak›m›ndan,
duyguca, gönülce, yürekçe, ruh-
ça, mana itibariyle, manaca.
maruz:
bir fleyin karfl›s›nda, tesiri
alt›nda bulunan ve önünde engel
ve siper bulunmayan.
mecbur:
icbar edilmifl, zorla bir
ifle giriflmifl, bir ifli yapmak zorun-
da kalm›fl.
nefis:
kötü vas›flar›, nitelikleri
kendisinde toplayan, kötülü¤e
sevk eden, flehevî istekleri kam-
ç›lay›p hay›rl› ifllerden al›koyan
güç.
nefiy:
sürme, sürgün etme, ceza-
land›rarak baflka bir yerde ika-
met etmeye mecbur etme; sür-
gün.
niyaz:
rica, dua.
niyet:
bir ifli yapmay› önceden
düflünme.
rahmet:
ac›ma, merhamet etme,
esirgeme, ba¤›fllama, flefkat gös-
terme.
siyaset:
politika.
flükür:
nimet ve iyili¤in sahibini
1.
Allah'›n ad›yla.
2.
Hiçbir fley yoktur ki, Onu övüp Onu tesbih etmesin. (‹sra Suresi: 44.)
3.
Selâm, hüdaya (do¤ru yola) tabi olanlar›n üzerine olsun… K›nama ve kötüleme de hevaya
(nefsinin kötü arzular›na) uyanlara olsun.
276 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
B
ARLA
H
AYATI
tan›ma ve ona karfl› minnet
duyma.
tâbi:
boyun e¤en, uyan, itaat
eden, itaatte bulunan, ba¤la-
nan.
tecerrüt:
Her fleyden bofl ol-
ma, her fleyden uzak olma.
tekerrür:
tekrarlanma.
terk:
b›rakma, sal›verme,
vazgeçme.
tesbih:
Allah’› bütün kusur ve
noksan s›fatlardan uzak tut-
ma, Sübhanallah deme, Ce-
nab-› Hakk› (c.c.) flan›na lây›k
ifadelerle anma, Allah’a söz,
ifl, davran›fl ve kalple içten
ibadet etme.
vesika:
bir mal veya yiyece-
¤in halka eflit flekilde da¤›t›l-
mas› için hükümetçe verilen
izin k⤛d›.
zahmet:
s›k›nt›, eziyet, me-
flakkat.
zaif:
zay›f, güçsüz, kuvvetsiz,
takatsiz, dermans›z.
zulmen:
zulümle, haks›zl›kla,
zulmederek.
1...,266,267,268,269,270,271,272,273,274,275 277,278,279,280,281,282,283,284,285,286,...1390
Powered by FlippingBook