Tarihçe-i Hayat - page 666

Bediüzzaman Hazretleri Denizli hapsinde iken, gayet
mühim dokuz meseleyi ihtiva eden Meyve Risalesi’ni iki
Cuma gününde telif etmifltir. Bu eser, Risale-i Nur’un ha-
kikatlerini hulâsaten cem eden k›ymettar bir risaledir.
Hapis müddetinde Nur Talebeleri bu Meyve Risalesi’ni
müteaddit defalar yazmak ve okumak suretiyle meflgul
olmufllar. Ve ilk önce gayet gizli olarak kibrit kutular› içi-
ne yaz›l›p ko¤ufllar aras›nda neflredilen Meyve Risalesi,
bilâhere gayet k›ymetli ve menfaatli ve hapislere tiryak
gibi faydal› oldu¤u anlafl›lmas›yla, serbest yaz›lm›fl; De-
nizli Mahkemesine, Temyiz Mahkemesine ve Ankara
makamlar›na Risale-i Nur’un hakikî müdafaas› olarak
gönderilmifltir.
Denizli hapsinde çok mühim tesiri oldu¤u ve tafl›d›¤›
kudsî hakaik-› imaniye itibar›yla bir cihette Denizli bera-
atine vesile oldu¤u için, ehemmiyetine binaen bu Meyve
Risalesi’nden Alt›nc› ve Yedinci Meselelerinin buraya
derci münasip görülmüfltür.
Meyve Risalesinden Alt›nc› Mesele
Risale-i Nur’un çok yerlerinde izah› ve kat’î hadsiz
hüccetleri bulunan “iman-› billâh” rüknünün binler küllî
bürhanlar›ndan bir tek bürhana k›saca bir iflarettir.
Kastamonu’da lise talebelerinden bir k›sm› yan›ma
geldiler. “Bize Hâl›k›m›z› tan›tt›r; muallimlerimiz Al-
lah’tan bahsetmiyorlar,” dediler.
beraat:
aklanma.
bilâhere:
sonra, sonradan, sonra-
lar›.
binaen:
den dolay›, -den ötürü, -
için, -dayanarak, yap›larak, bu se-
bepten.
bürhan:
delil, ispat, tan›k, hüccet
cem:
toplama, toplanma, bir yere
getirme, biriktirme, y›¤ma
cihet:
yan, yön, taraf
ehemmiyet:
k›ymet, de¤er,
önem.
gayet:
çok, fazla, son derece
hakaik-› imaniye:
imana ait ha-
kikatler, imanî gerçekler.
hakikat:
as›l, esas
hakikî:
gerçek, sahici
Hâl›k:
yoktan yaratan, her fleyi
yoktan var eden, yarat›c›; Allah.
hazret:
sayg›, ululama, yüceltme,
övme maksad›yla kullan›lan tabir
hulâsaten:
hulâsa olarak, k›saca,
özet olarak muhtasaran.
hüccet:
delil, ispat, burhan; bir id-
diân›n do¤rulu¤unu ispat için
gösterilen vesika, senet
ihtiva:
içine alma, içinde bulun-
durma
iman-› billâh:
Allah’a inanma, Al-
lah’›, onun kâinatta tecelli eden
bütün s›fat ve isimleriyle beraber
kabul ederek Ona inanma.
izah:
aç›kça ortaya koyma, aç›k-
lama yapma, bir konuyu ayr›nt›-
666 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
D
EN‹ZL‹
H
AYATI
lar›yla ortaya koyma, eksiksiz
anlatma.
kat’î:
kesip atan, flüpheye ve
tereddüde mahal b›rakma-
yan, kesin, flüphesiz
k›ymet:
de¤er.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli,
pahal›.
ko¤ufl:
hastahane, k›flla, ha-
pishane gibi umumî binalarda
çok say›da kiflinin oturmas›na
veya yatmas›na mahsus bü-
yük oda.
kudsî:
mukaddes, kutlu, mu-
azzez, aziz
küllî:
külle ilgili, bütüne ait,
umumî, bütün, hepsi
menfaat:
fayda, kâr, gelir, ih-
tiyaç karfl›l›¤› olan fley.
muallim:
ders veren, ö¤reten,
talim eden, hoca, ö¤retici, ö¤-
retmen.
müdafaa:
koruma, korunma
müddet:
vakit, zaman, süre,
bir fleyin devam etti¤i zaman
parças›
mühim:
önemli, ehemmiyetli
münasip:
uygun, yerinde
müteaddit:
ço¤alan, çok, bir-
çok, türlü türlü, çeflitli, birden
fazla.
neflr:
da¤›tma, yayma, saç-
ma, serpme
rükn:
esas, kaide, prensip
talebe:
ö¤renci, tahsil gören.
telif:
kitap yazma, eser orta-
ya koyma
temyiz:
bir davan›n karar›n›n
bir üst mahkeme taraf›ndan
tekrar incelenmesi
tiryak:
en iyi çare, bafl ilâç.
vesile:
bahane, sebep
1...,656,657,658,659,660,661,662,663,664,665 667,668,669,670,671,672,673,674,675,676,...1390
Powered by FlippingBook