Birkaç hafta önce Güney Amerika boyunca en az 7 tarihî Afro-Amerikan kilisesi ateşe verildi. Ağırlıklı olarak siyahî Hıristiyanlara ait olan bu kiliselerin kundaklanması, geçtiğimiz ay beyaz bir teröristin Güney Carolina’da gerçekleştirdiği, toplu ölümlerle sonuçlanan silâhlı saldırısıyla birlikte ülke genelindeki kilise cemaatlerinin ve aktivistlerin kaygılarını canlandırdı. 

Siyahî kiliselerinin ateşe verilmesi, beyaz tenli Hıristiyanların sırf ten rengi farklılığından dolayı siyahî mahallelerine saldırıp ailelere terör estirdiği günleri akıllara getirdi.

Korku aşılamak, siyahî ırkın beyaz ırka karşı itaat bağlarını güçlendirmek ve siyahî insanların kendilerini beyazların üstün gücünden kurtaracak bir Allah’ları olmadığını etkisini uyandırmak için siyahîlere ait kiliseleri ateşe verdiler.

Çoğunluğu Afro-Amerikalılara ait kiliselere düzenlenen saldırılar, Amerikan tarihinin uzun ve üzücü bir özelliği. Ve bu olaylar sadece sivil savaş öncesi Amerikan köleliği dönemine ait değil. Beyaz üstünlüğünü savunanlar, Amerikan tarihinin büyük çoğunluğu boyunca siyahî kiliseleri hedef aldı.

1995-1996 arası Amerika’nın güneyinde yaklaşık 145 kilisenin yakılıp yerle bir edildiğinde; ABD Kongresi, siyahîlerin beyaz Amerikalıların elinden gördüğü şiddete bir son vermek adına Başkan Bill Clinton’un kurduğu “Ulusal Kilise Kundaklama Görev Gücü” desteğiyle hazırlanan “Kilise Kundaklamalarını Önleme Yasası”nı onayladı.

Meselâ, beyaz ırkçı Dylann Roof’un 9 siyahî Hıristiyanın ölümüyle sonuçlanan silâhlı saldırı çılgınlığını gerçekleştirdiği Emanuel Afrikan Metodist Episkopal Kilisesi; kurucusu Denmark Vesey’in köle ayaklanması entrikasına karışmasının ardından yakılarak yerle bir edilmişti. Bir yüzyıl sonra, 1963’te, Alabama, Birmingham’daki 16. Cadde Baptist Kilisesi’nin bombalanması; ABD’de modern vatandaşlık hakları hareketi için bir dönüm noktası oldu. 

Geçtiğimiz son hafta siyahî Hıristiyanlar, ABD’deki bir grup Müslüman cemaatlerinin, Charleston‘daki kanlı kilise saldırısından sonra Tennessee, Güney Carolina, Kuzey Carolina, Florida, Ohio, ve Georgia’da yakılıp kül edilen 8 siyahî kilisesini yeniden inşa etmek ve bağış toplamak için kampanya oluşturduklarından haberdar oldular.

Kampanyayı organize eden gruplardan MuslimARC ve Ummah Wide, “Bu saldırıların siyahî kültürüne, siyahî dinine ve siyahîlerin hayatlarına kast ettiği gayet açık” diyor ve ekliyorlar: “Kendimiz için istediğimizi diğerleri için de istiyoruz: Tehdit unsuru olmadan ibadet etme hakkı, güvenlik hakkı ve mülk edinme hakkı.”

2 Temmuz’da başlatılan kampanyaya Müslümanların ilgisinin büyüdüğü, 500’den fazla bağışçının ateşe verilen siyahî kiliselerinin yeniden inşası için 35,000$ bağışladığı bildirildi.

Girişim 18 Temmuz’a kadar devam etti. Toplanan para ihtiyacı olan kiliselerde değerlendirilmek üzere papazlara ve kilise liderlerine gitti. 

Kaliforniya’da bulunan Müslüman lider ve âlim Zaid Shakir, aşağıdaki satırlarda kampanyanın amacını şöyle izah ediyor:

“Amerikan Müslüman cemaati, Afrikalı Amerikanlara uygulanan sistematik ve kurumsallaşmış ırkçılığın ve ırkçı şiddetin bir benzerinin kendisine de uygulandığını iddia edemez. Irk farklılıklarından kaynaklı doğan nefret ve bağnazlık ikliminin bu ülkeyi yeniden kasıp kavurduğunu anlıyoruz. Afrikalı Amerikan kardeşlerimizin ve bacılarımızın, bu kara günlerde kendileriyle birlikte dayanışma içinde olduğumuzu bilmelerini istiyoruz. Bu dayanışmanın küçük bir nişanesi olarak, bu kutsal Ramazan ayında, Charleston’daki ırkçı katliâmın ardından yakılıp kül edilen yedi kilisenin yeniden inşasına yardım etmek için bağış topluyoruz.”

Gerçekten bu girişim, Amerikalı Müslümanların İslâm’a ne kadar bağlı olduklarının yanı sıra, Amerika’daki kardeşlerine yönelik insanlık dışı saldırılara karşı sergilediği sağlam duruşu ve cesareti de bir kez daha gösteriyor.

Allah, bu cesur Müslümanları korumaya devam etsin.