"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB’de 21 milyon Müslüman var

16 Şubat 2016, Salı
Prof.Dr. Faruk Şen: “AB’nin Şu andaki nüfusu 507 milyon. Bunun 21 milyonu Müslüman. 21 milyon Müslüman ne demek biliyor musunuz? Hollanda’nın nüfusundan 6 milyon fazla, 4 kere Danimarka, 2.5 kere Yunanistan, vs. Demek ki AB’de artık Müslüman bir ülke var.”

‘Aç Bir Parantez’in bu haftaki konuğu “Türk-Avrupa Eğitim Ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK)” Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen. Şen’e Avrupa Birliği’ne katılma serüvenimizde geldiğimiz noktaları değerlendirmesi için “Aç Bir Parantez” dedik.

2005’de başladığımız AB’ye girme çalışmalarımızda gelinen nokta neresi?

Şimdi biliyorsunuz Hırvatistan ile Türkiye aynı zamanda tam üyelik görüşmelerine başladı. 2004’te ikisi için de karar çıktı. 2009’da Hırvatistan 35 maddedeki görüşmelerini de tamamladı ve 2013’de tam üye oldu. Türkiye 35 ana maddenin sadece 1 tanesini kapattı ve Türkiye’de de AB’de de tam üyelik unutuldu. Fakat Suriyeli mülteciler konuyu tekrar gündeme getirdi. Biz unutulduğunu Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı olarak şöyle tespit ettik. Biz Her yıl 12 kentte, 1200 ölçekli bir araştırma yapıyoruz, yani hep aynı kentlerde -tabii kişiler farklı oluyor- 2005’de başka bir kurum yapmış, o zaman halkın %74’dü AB’ye tam üyeliğe inanıyordu. 2011’de bizim yaptığımız araştırmada %34’ü tam üye olacağımızdan hareket ediyordu. 2012’de bu %17’ye düştü. 2013’te %18’e düştü ve ilk defa 2015 yılında %40’a çıktı. 

Peki neden?

Çünkü Türkiye halkı AB’den soğumuştu. Yunanistan’daki kriz, -ondan da evvel Romanya ve Macaristan’daki kriz- ve benzeri diğer büyük krizler insanlara artık AB’nin dağıldığını düşündürdü. Bir de bizim kendimize bir özgüvenimiz geldi. Türkiye biliyorsunuz; 2004-2011 yılları arasında toplam %53 büyüdü. Ve “Bizim artık Avrupa Birliği’ne ihtiyacımız yok” dendi. 

Biz AB ile çıktığımız yolculukta 35 müzakere faslından sadece birini kapatabildik. Peki Türkiye neden bu konuda yavaş davranıyor, engel nedir?

3 tane asıl unsur var. İlki; Fransa. -Sarkozy zamanında boykot getirdi-. 2) Yunanistan, 3) Güney Kıbrıs. Fakat bu ülkelere, Almanya başta olmak üzere hiç bir ülke dayatma yapmıyor. Yani Güney Kıbrıs mesela AB’ye çok muhtaç, istediği takdirde bu engelleri kaldırabilirdi. Bu çalışmayı yapmadı. Yani AB Türkiye’ye çok soğuk bakıyor. Bir de şöyle bir maddeyi kabul ettiler: Bu 35 ana maddede başında ve sonunda ülkelerin onay vermesi lazım ve eğer biz 35 maddeyi de başarıyla tamamlasak bile -tarihte ilk defa- bir halk oylaması yapılacak ve bizi istemeyebilecekler. Bu da önemli bir faktör. 

Türkiye o fasıllara uygun uyum süreçlerini gerçekleştirdi mi peki?

Aslına bakarsanız Türkiye de çok istekli değil. İstekli olmadığı için de fazla bastırmadı. Yani baktıkları zaman bu fasıllara uygun olan: Demokratikleşme, basın özgürlüğü, azınlıklar konusunda biz yeteri kadar adım atmadık. AB’ye her zaman bir engel imkânı verdik onlar da bunu da her yıl yüzümüze vurdular. Her ne kadar AB Bakanı Volkan Bozkır o ilerleme raporlarını geri iade ediyorsa da iadenin hiç bir hükmü yoktur. Ben bugünkü hükümetin AB’ye tam üye olmak istediğine inanmıyorum. 

Peki ya muhalefet nasıl bakıyor AB’ye?

MHP’nin gündeminde AB diye bir şey hiç yok zaten. CHP’de dış politikadan anlayan kimse olmadığı için ilgilenen yok. Bir tek HDP, kendi açısından AB’ye önem veriyor ki en azından Kürtlere daha fazla özgürlük, özerklik gelsin diye bakıyor. Fakat sonuçta hükümetin de muhalefetin de gündeminde AB yok. 

23 ve 24. Fasıllar üzerinden soracak olursak. Özellikle yargıdaki durum AB müktesebatı ile ne kadar uygun?

Türkiye açısından en büyük ayıbımız 23 ve 24’tür. O kadar çok ayıbımız var ki bu konuda. Ne AB bunu aşmayı düşünüyor ne de Türkiye bu konuda bir girişimde bulunuyor. Yani hukuksal açıdan, büyük bir sorunumuz olduğu için bir atak yapmadığımızı görüyoruz. 

Mevcut hükümet – her ne kadar o gömleği çıkardık dese de- Milli Görüş ekolünden geliyor. Acaba bilinç altlarında AB’yi hâlâ ‘Hıristiyan kulübü’ olarak görüyor olabilirler mi?

Hayır. 

O zaman üye olmak için çabalamamasının temel sebebi ne?

Şimdi AB tabii ki belirli bir süre, Sarkozy zamanında Merkel ile bir konuşma yaptılar. “AB bir Hıristiyan değerler topluluğudur. Bu yüzden Müslüman bir ülkenin AB’de yeri yoktur” diye. Halbuki bu doğru değil. Bakın AB’nin şu andaki nüfusu 507 milyon. 28 ülke, 39 halk grubu, 507 milyon insandan söz ediyoruz. Bunun 21 milyonu Müslüman. -Bu Müslümanlar ilk kez 1961’de ilk önce 6.800 Türk gittikten sonra girdi.- 21 milyon Müslüman ne demek biliyor musunuz? Hollanda’nın nüfusundan 6 milyon fazla, 4 kere Danimarka, 2.5 kere Yunanistan, vs. Demek ki AB’de artık Müslüman bir ülke var. Bunu reddetmelerine pek imkan yok. 

“Ben hükümetin AB’ye üye olmayı istediğini pek sanmıyorum” dediniz, bunun sebebini ne olarak görüyorsunuz?

Ben Türkiye’nin dış politikasında büyük aksaklıklar görüyorum. Komşularımızla sıfır çatışma dedik, çatışması olmayan komşumuz kalmadı. Bir ara Türkiye çok ciddi bir Afrika açılımı yaptı 2002’de. İhracatımızın %2’si Afrika ülkelerine %74’ü AB ülkelerine idi. 2007’de işadamları gitti, 2008-2009’de okullar açıldı. 2009-10 da THY uçmaya başladı. 2013’de neredeyse tüm Afrika ülkelerinde büyük elçiliklerimiz vardı. Bu politika da iflas etti. Türkiye’nin ciddi bir dış politikası olmaması ve Ahmet Davutoğlu’nun AB’den fazla hoşlanmaması sebebiyle AB’ye sıcak bakmıyorlar. Bir de Türkiye’nin AB Bakanı , -eski bir diplomat olmasına rağmen- bu konularda çok başarısız. Sadece şova yönelik işler yapıyor. Gidiyor, herkesle görüşüyor ama aldığı bir veri yok. 

Peki nereye varacak bu iş, AB üyeliği Türkiye için bir hayal mi, hiç umut yok mu?

Şimdi ben AB’ye başından beri inanmış bir insanım. Fakat AB çok genişledi. Yani benim gireceğim AB 15 ülkeli bir Avrupa olsaydı bana bir şeyler kazandırırdı. Türkiye’nin AB’ye üye olup olamayacağını 2017 Mayıs ayında söyleyebiliriz.

Neden 2017 Mayıs?

AB hep 7 yıllık  bütçe yapar. 2014-2019 yılları bütçesi yapıldı ve bu bütçe 979 milyar Euro’dur. Eğer yeni ve büyük bir ülke birliğe katılacaksa, bu yeni yapılacak bütçeye 50-60 milyar civarında büyük para koyarlar. şimdi 2020-2026 bütçesi 2017’nin  Mayıs ayında kararlaştırılacak. Üyelik için bekleyen 2 büyük ülke var. Ukrayna fiilen bölündüğü için ve AB Ukrayna’yı kaybetmek istemediği için Batı Ukrayna ön plana çıkıyor. 2017’nin Mayıs ayında belli olacak bütçe için Ukrayna ve Türkiye için para koyarlarsa biz AB’ye gireriz. 2017’de hazırlanacak olan bütçede Türkiye için ayrılmış bir para yoksa, Türkiye’nin 100. yılda AB üyesi olma ümidi bitmiş oluyor. 

Tamamen mi?

AB kendi içinde sıkıntılar yaşıyor. Birlik içindeki dayanışma bitmiş durumda. Bakın Schengen anlaşması çökmüş durumda. Danimarka İsveç sınırını, Almanya Danimarka sınırını, Avusturya Almanya sınırını, Fransa İspanya sınırını kontrol ediyor. Yıl sonunda Schengen vizesi diye bir şey kalmayacak. Her ülke yavaş yavaş kendi vizesini uygulamaya koyacak. 

İmtiyazlı ortaklığı kabul etmeyerek hata mı yaptık?

Esasında benim hep karşı çıktığım ama şimdilerde hak verdiğim bir durum bu. Biz eğer 11 yıl evvel imtiyazlı ortaklığa sıcak bakıp da adım atsaydık, sonradan diğer maddeleri tartışabilir-dik diye düşünüyorum. Yani imtiyazlı ortaklığı kabul edip yine üyelik müzakerelerine devam edebilirdik. Almanya bu konuda çok bastırdı. Ama hepimiz karşı çıktık.

YARIN: Üyeliğimiz AB'ye de, bize de çok şey katar

Röportaj: 
Gökhan Yılmaz 
MGokhanYlmz 
Ekrem Özden 
EkremOzden86
[email protected]

Fotoğraflar: Mustafa Sait Önal

Okunma Sayısı: 4647
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı