"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Din, kimsenin tekelinde değildir’

21 Haziran 2018, Perşembe
Saadet Partisi Kahramanmaraş Milletvekili adayı Vahap Karpınar, “İslam dininde ruhbanlık olmadığı gibi din, hiçbir zümre ya da partinin de tekelinde değildir. Din, herkesin ortak değeridir” dedi.

Saadet Partisi Kahramanmaraş milletvekili adayı Vahap Karpınar’la seçim sürecini ve Millet İttifakı’nı konuştuk. Karpınar, ekonomiden, dış politikaya, helâl gıda hassasiyetinden, şeker fabrikalarının satışına kadar birçok konuda çalışmalarını ve projelerini anlattı.

* Millet İttifakı’nın, siyasî sonuçlarının haricinde toplumda nasıl bir karşılığı olacak?

Seçim barajı 1980 darbesinin  bir ürünü olmasına rağmen, on altı senedir girdiğimiz seçimlerde, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir dönem sözcüsü olan sayın Burhan Kuzu’nun ifadesiyle ‘Seçim barajını esnetelim ya da kaldıralım da Saadet Partisi veya BBP meclise mi girsin?’ diyerek Saadet Partisi’ni mecliste istememesi dahası adeta, ‘Saadet Partisi meclisin dışında güzel’ demesinden dolayı, bizi bu seçimlerde, CHP, İYİ Parti ve Demokrat Parti ile seçim işbirliği yapmaya zorladı.  Bundan önceki seçimlerde Saadet Partisi barajı aşamaz, diye Saadet’e oy vermeyen seçmenimiz, bu seçimlerde oyunu tereddüt etmeden Millî Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi’ne verecektir inşaallah. 

* Millet İttifakı, İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden oluşuyor. Burada Saadet Partisi’nin olması ve CHP ile ittifak yapıyor olması sanki Saadet Partisi dini değerlerden taviz veriyormuş gibi propaganda ediliyor. Buna ne diyorsunuz?

Şimdi evvelâ şunu söylemeliyim. İslâm dininde ruhbanlık olmadığı gibi din, hiçbir zümre ya da partinin de tekelinde değildir. Din, herkesin ortak değeridir. Eylem ve söylemleriyle dini hassasiyetini ortaya koyan Saadet Partisi’nin CHP ile yaptığı işbirliği üzerinden bazı AKP’li vatandaşların Saadet Partisi’ni yıpratmaya çalışmaları, onaltı senedir ülkenin içine düştüğü yangından haberi olmamasından kaynaklanmaktadır. Bir aslanı, ceylanı, kurdu ve kuzuyu bir araya getirip serinliğe, esenliğe dahası hayata doğru koşturan saik, ormanda çıkan yangındır. Evet bugün ülkemizin içinde bulunduğu yangın bizi bir araya getirdi. Biz CHP’nin de içinde bulunduğu bir blokta yer alarak aslında bu üç parti ile devlet-millet paydasında buluşmuştur.

Hukukun üstünlüğü paydasında buluştuk

AKP’nin 16 yıldır kamuya işe alımlarda yandaşı seçmesi, bizi liyakat (emaneti ehline verme) paydasında buluşturdu. Ekonomide hep satmayı seçmesi, bizi milletin malı olan fabrikalara sahip çıkma paydasında buluşturdu. AKP’nin hiç bitmeyen sandıktan birinci parti çıkma tutkusu, bizi ülke bütünlüğü ve millet barışı paydasında buluşturdu. AKP’nin 16 yıldır rakiplerinden öç alma sevdası, bizi hukukun üstünlüğü paydasında buluşturdu. Adaleti, yasamayı ve yürütmeyi tek adam eliyle icra etme inadı, bizi tek adamlığa son verme paydasında bir araya getirdi. 16 yıllık çöken ekonomi, yozlaşan ahlâk ve maneviyat, huzur ve barışın yok olduğu bir iklimde çıkan yangın, dört ayrı parti olan bizlere sahip olduğumuz farklılıklarımızı bize ikinci plana attırdı ve bizi bir araya getirdi. 

* Türkiye şu anda hayvanî ürünleri (katır, domuz, eşek, at sakatatları) ithal ediyor. Müslüman bir fert olarak ne yediğimi bilme  hakkımı, aydınlanma hakkımı devletin sorumluluğu olarak kabul edip ona göre bir çözüm üretecek misiniz?

Helâl ve tayyip gıdaları yemek zorundayız. 12/06/2006 tarihinde değiştirilen Türk gıda kodeksini tekrar değiştirip helâl ve temiz bir gıda şartnamesi hazırlayacağız inşaallah. Ülkemizde yaşayan, farklı dinlere mensup tüm vatandaşın yediği gıdanın menşeini bilmek hakkı vardır. Biz, bu hakkın tesisi için gerekli kanunları çıkartacağız inşaallah. Mevcut olan bu  düzenlemeler, AB uyum yasaları çerçevesinde yapıldı. Bu çerçeve planlarını milletimizin sağlık ve afiyetleri çerçevesine uygun olarak inşallah iptal edeceğiz.

* Türkiye’nin komşularıyla olan sıkıntılarını gidermek için nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Ekonomi tarım, eğitim ve sanayide doğru ve basiretli bir siyaset uygulamadan, dünyada ve bölgemizde söz sahibi olmadan, sözümüz dosta ümit vermez ve düşmana da korku salmaz. Maalesef, AKP yöneticileri on altı senedir tüm sahalarda uyguladığı politikalarla ülkemiz beka sorunu ile karşı karşıya getirmiştir. Bize göre asıl beka sorunu, daha fazla bu iktidarın ülke yönetiminde kalması neticesinde doğacaktır. Zira, on altı senedir ferasetten uzak olarak yürütülen dış politika yanlışları sinekleri üzerimize çekmekte, pompalanan sun’î kahramanlıklar ise ülkemizi dış güçlerin tasallutundan uzak tutamamaktadır.

* Toplumda kamplaşmanın olmaması için sizce siyasetçiler ne yapmalıdır?

Tam da Temel Karamollaoğlu’nun yaptığı gibi ‘Yeniden Büyük Türkiye’ hedefine ulaşmak için uzaydan getirilen insanlarla değil, ülkemizin siyasî farklılıklara sahip tüm toplum kesimlerini kucaklayarak, bu farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek on altı yıldır özlediğimiz kardeşlik iklimini yakalayabiliriz. Bu zenginliklerimizden de asla vazgeçmeyeceğiz. 

* Şöyle bir hadis var; ‘En zayıfınızın durumuna göre yürüyünüz.’ Ekonomide nasıl bir proje ile en fakirlere ve toplumun en zayıf kesimine göre bir çözüm bulacaksınız?

Toplumun her kesimi hızla fakirleşmektedir. On altı senedir ‘çılgın’ projeler insanımızın işsizlik sorununa çözüm olamamış, üretime dayalı olmayan bu projeler insanımızın cebini boşaltmaktadır. Yapılan köprü, günlük kırk bin araba geçiş garantilidir. Pahalı olmasından dolayı araçlar geçmeyince de geçmeyen araçların ücreti insanımızdan alınmaktadır. Yapılan şehir hastaneleri de yüzde 70 doluluk garantisi ile yapılmıştır. Hastaneler, tabiî şekerin yerine yaygınlaştırılan NBŞ’li şeker yiyerek kanser olan vatandaşlarımızla doldurulmaktadır. Şeker fabrikaları da aynı maksada matuf olarak satılmıştır. Böylece fakirleşen insanımız doğduğu yerde doymadığı için doyacağı şehirler aramaktadır. Biz ülkemizde bölgelerin sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginliğini işleyecek fabrikalarla ülkemizi donatıp işsizliği ve fakirliği sona erdireceğiz inşaallah.

* Dinî değerlerin siyasette bir araç olarak kullanılmasını nasıl buluyorsunuz? 

Bediüzzaman Hazretleri’nin söylediği gibi “Din hayatın hayatı, hem nuru hem esası, ihyay-ı din ile olur bu milletin ihyası.” dediği gibi hayatın her alanına şamil olan dinimizin her alanda referans alınması gerekmektedir, ancak siyasî ikbalimize din vasıta edilirse, din siyasetin nesnesi haline getirilirse, bu en büyük bir vebaldir ve bu, hiçbir kimsenin  hayrına da olmaz. Biz buna karşıyız. Biz dindarız, dinci değiliz. Yönetim anlayışımızda, adalet, liyakat, istişare, ahlâk, şeffaflık ve denetim, verimlilik, plan ve program esastır.

Vahap Karpınar kimdir? 

Kahramanmaraş ilinin Elbistan ilçesi’nin İğde kasabasında 1977’de doğdu. 1997’de Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptıktan sonra 2010 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’nın açtığı yurtdışı sınavını kazanarak Bakü Türk Anadolu Lisesi’nde beş sene görev yaptı. 2015 yılından beri Trabzon’da öğretmenlik yapıyor. Evli ve 3 çocuk sahibi.

***

RÖPORTAJ: H.MÜZEYYEN LEVENT

Okunma Sayısı: 5230
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı