TMMOB İZMİR İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI EYLEM ULUTAŞ AYATAR’I ZİYARET ETTİK

Eylem Hanım, bu yoğun çalışmalarınız içerisinde bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Yeni Asya Gazetesi mensupları olarak sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ediyoruz. Sizinle tanışmak ve ülke gündemindeki meseleleri konuşmak için geldik. Yayınevimizin çıkardığı birkaç kitabımızı takdim ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

Hoşgeldiniz, sizleri böyle görünce kendimi üniversitede öğrenci gibi hissettim.

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

İzmir doğumluyum. Tüm eğitimimi ilk okuldan üniversiteye kadar İzmir’de aldım. 2001 yılında Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Bir süre başka firmalarda çalıştıktan sonra  kendi firmamı kurdum. Sonra inşaat mühendisleri odasının çeşitli bölümlerinde 14 yıl çalıştıktan sonra iki dönemdir de şube başkanı olarak görev yapıyorum. Bizler seçimle geliyoruz ama maaş almıyoruz. TMMOB’ta şube başkanları bir ücret almazlar, kural budur. Aslında ücret almamak da güzel bir şey.

Mimarlık veya inşaat mühendisliğinde işsizlik sorunu var mı?

Ülkemizde genç işsizlik problemi var. Yaptığımız ankete göre genel olarak ülkemizde %30 un üzerinde işsizlik var. Kadın ve gençlerde bu oran %50’ye çıkıyor. Üniversitelerde inşaat mühendisliği bölümleri çok fazla var. Mezun olanlar iş bulamayıp, marketlerde veya farklı sektörlerde çalışıyorlar.

Aslında Türkiye’de inşaat sektörü revaçta, neden iş bulunamıyor?

Aslında mühendisliğe gereken önem verilmiyor. Çok sayıda mühendis mezun oluyor. Yeterli akademik kadro olmadan her ile bir üniversite açmak da sıkıntıları arttırıyor. Mühendisliğe girişteki üniversite barajı çok düşük, 300 bin sıralamadan bile mühendislik fakültelerine girilebiliyor. Biz bunun 50 bin olması için kampanya düzenledik, imzalar topladık, çok ses getirdi aslında. Devâsâ binalar yapılmış ama hoca yok orada. Bir süre sonra öğrenci de tercih etmiyor. Zaten hoca da yok, ama o sayısal çokluk işsizlik olarak yansıyor. Yüzde 10 civarında kadın meslektaşımız var. Erkek mesleği olarak biliniyor bu meslek. Okurken büyük emekler, paralar harcanıyor ama sonuçta en basit mesleklerde çalışan mühendisler var maalesef. Ülkede ekonomik kriz var. Çünkü bu hemen hemen bütün meslekler için mesela öğretmenlik, hukuk gibi geçerli. Genel bir durum bu. İşsizliği  aşmak için her şantiyede bir mühendis kampanyası başlattık. Sadece imza atan değil, tam zamanlı inşaatta bulunan şantiye şefi mühendis kampanyası başlattık. Bu yola girse hem işsizliğe hem de inşaatlardaki problemlere çözüm olabilir. Daha güvenli yapıya da faydası olacak. Şu anda bir şantiye şefi aynı ilde 5 inşaatı üsleniyor ama sadece imza atıyor, sürekli inşaatta değil. Belediyelere resmi kurumlara yazı yazarak ihalelerde genç mühendislere de tecrübe kazanmaları için alan açmalarını istedik. İzmir Büyükşehir Belediyesi buna uyarak ilk olarak Çiğli Tramvay işinde genç mühendisler için alan açtı. Tecrübeli mühendisin yanında çalışmak için bir şans aslında ama aslında devletin bu projelere destek olması lazım. Geçenlerde bir bakan “mühendis ihraç ediyoruz’’ dedi. Mühendis bir mal mı ki ihraç ediyorsunuz. Aslında gençler yurtdışına kaçıyor.

Oda olarak faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Tabii bizim Oda olarak asıl işimiz meslektaşlarımızı geliştirmek ve eğitmek. Üyelerimizin yeterlilik ve yetkinliğini arttırmak için çalışıyoruz. Sürekli eğitimler düzenliyoruz. Mevzuattaki eksiklikler için yazışmalar yapıyoruz. Yetkin mühendis gibi kavramlar oturtmaya çalışıyoruz. Deneyim bizim için çok önemli. Teorik önemli ama tecrübe pratikle artıyor. Ürün denetimi değil, üyenin denetim ve kalitesini arttırmaya çalışıyoruz.

Kamu ile irtibatlı mısınız?

Biz kamu kurumu niteliğinde meslek örgütüyüz, doğrudan bir kamu kurumuyla bağımız yok.

Kamu, sizden vaya Odalarınızdan  destek alıyor mu?

Zaman zaman, ihtiyaç duydukça.

TOKİ projelerinden ve deprem konutlarından bahseder misiniz, sizin sistemde mi çalışıyorlar?

Onların sistemi farklı. O inşaatlar müşavir firma üzerinden denetleniyor, yapı denetim kanununa tabi değil zaten. Denetim yok diyemem, başka bir denetim mekanizmasıyla kontrol ediliyor. Bazen plan değişikliği de yapılıyor. Plan belediyenin işi aslında. İzmir depreminden sonra yapılan deprem konutlarında da bazı sıkıntılar var. Neden 5 kata düşüldü, açıklamadılar. Sebebini bilemiyorum. Yatay mimari de olabilir. Mağduriyetler oldu, yalıtıma dair de şikayetler oldu. Alan, evine oturabilmek için 100 bin TL masraf ediyor. Zaten depremzede var karşınızda.

Yeni Asya Gazetesini tanıyor musunuz?

Tanıyorum, ama çok takip ettiğimi söyleyemem.

Gazetemiz Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin görüşleri ışığında günlük hadiseleri değerlendirir. Bediüzzaman “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam’’ diyen birisi. Said Nursi sadece bir Hoca değil, aynı zamanda kıymetli görüşleri olan birisi. Mesela tek adamlık fikrine karşı olan bir âlim. 

İnceleyeceğim. Siz bize gazete bırakın.

Bediüzzaman Hazretlerini daha önceden duydunuz mu?

Biliyorum.

Biz hürriyet taraftarı olan Avrupa Birliği fikrini savunan, rahmetli Adnan Menderes ve rahmetli Süleyman Demirel gibi demokrat ekolü savunuyoruz. Bu binada rahmetli Demirel konferans vermişti. 

Ülkemiz aslında çok güzel bir ülke. Belki dünyanın en güzel cografyasında, en güzel topraklarında yaşıyoruz ama bazen boşa kürek çekip, enerjimizi boşa harcıyoruz gibi geliyor. Her gün bir kötü haberle uyanıyoruz. Ülkemizde insanın kıymeti yok maalesef.

Eskiden değirmenler varmış. Buğday daneleri bitince taşlar birbirine sürtermiş yani kendine zarar verirmiş. Bazı değerler kaşınarak devam eden bir sistem var maalesef. Mesela Bediüzzaman hazretleri “Din umumun mukaddes malıdır’’diyor. Bunlar istismar edilmemeli. Din, siyasete alet edilmemeli.

Çok doğru, laiklik kavramının özelliği bu.

Çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Teşekkür ederim, iyi ki geldiniz. Tekrar beklerim. Hayırlı çalışmalar sizlere de...

YENİ ASYA - İZMİR