“Bunu sadece alkolsüz otel olarak değil, helal gıdadan üretim kısmına, tüketim şartlarına kadar belli standartlar doğrultusundaki konseptle dünyaya açılmak gerekiyor.”

Helâl turizm konseptine dair ne dersiniz öncelikle?

Arap Baharı ile birlikte özellikle Müslüman ülkelerde bir seyahat yoğunluğu meydana geldi. Bundan dolayı helal turizm daha fazla gündeme gelmeye başladı. Bakir bir pazar neticede. Onun için bizim kesinlikle yurtdışına açılmamız, yurtdışından Müslüman olan misafirleri çekebilmek için buradaki alt yapıyı iyi kurmamız lâzım. Bunu sadece alkolsüz otel olarak değil, helâl gıda kısmından, üretim kısmından tutun da tüketim şartlarına kadar belli standartların doğrultusundaki konseptle dünyaya açılmak gerekiyor. Yarım yamalak oluşturulan bir konsept ileride sektöre ve Türkiye’ye zarar verir. 

İki önemli sorun var; tam olarak konulamamış konsept ismi ve ikincisi helâl konsepte geçiş yapan otellerin sayısının artması. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim konseptimizde şu an için yaşanan en büyük sorun; ki bu konsepte girişler bekliyorduk. Ancak daha bilinçli ve oturmuş bir yapıda olmalıydı. Fakat geldiğimiz noktada özellikle Rusya ile yaşanan krizle birlikte otel sayısının birden 56’ya çıkması sıkıntı oluşturdu. Baktığımızda ise standartların pek de helâl olmaması ve sadece havuzda ibaret kalması ise üzücü. 

Konseptin, alkolsüz olmasının yanında gereken standartlar nelerdir?

İlk olarak bu konsepte giren otelleri müşteri kitlesini mutlaka iyi tanımalıdır. Bu doğrultuda alacağı personelden havuz ve yemek hizmetlerine kadar standart oluşturmalıdır. Bu işin özellikle personelden başladığını düşünüyorum. Eğer aldığınız personel böyle konsept bir otele gelen müşterinin hassasiyetlerini bilmiyorsa sıkıntı orada başlar. İkinci olarak gıda noktasına çok dikkat ediyor misafirlerimiiz. En önemli ayaklardan biri de eğlence ayağı. Sektör olarak en çok zorlandığımız alan da burası. Misafirlerimizin hassasiyetlerini göz önünde bulunduran ekibimiz mevcut. 

Türkiye’de alternatif tatil genel olarak ne durumda?

Biraz önce ifade ettiğim gibi pazar olarak 56 otele çıksak da turizm sektöründe yüzde 5 gibi bir oran var ama ciddî bir oran değil. 

Müşteri memnuniyetiniz ile ilgili neler dersiniz?

Biz müşteri memnuniyetini şu şekilde ölçümlüyoruz; Tüm odalara anket bırakıyoruz. Sitemiz var. Misafirlerimiz ilgili bölüme tatil deneyimlerini aktarıyorlar. Anketler günlük olarak giriliyor. Departmanlara paylaşımı yapılıyor. 

STANDARTLARI OLUŞTURDUK

Sektörün içinde en eski sizsiniz. 200 milyar dolarlık bir pazardan söz ediyorsunuz. Devlet bu konsepte dair ne yapmalı, nasıl bir destek vermeli?

Rusya krizinden önce de bakanlığın bizi bildiğini düşünmüyorum. Sektörde yaşanan sıkıntıdan dolayı son günlerde farklı pazar arayışı ile birlikte 2016 yılında bunun daha öncelikli bir konu haline geldiğini düşünüyorum. Konya’da yapılan Helâl Turizm konulu sempozyumda gündeme geldi. Türkiye’nin hızla pazar payını farklı destinasyonlara kaydırıp dünyada yükselen bu helâl turizmle birlikte buradan pay alması gerekiyor. Ben bakanlığın yeni yeni sektörün farkına varmaya başladığını düşünüyorum. Eğer turizmde yaşanan bu sıkıntı olmasaydı bugün yine helâl turizmi konuşmuyor olacaktık. Pazarı ve konsepti çeşitlendirebilirsek riski o kadar daha azaltmış oluruz. Devletin ya da bakanlığın helâl turizmle ilgili yapması gereken uygulamanın şu olduğunu düşünüyorum; sektördeki temsilcileri, tesiste uygulanabilirlikleri, temsilcileri ve acentaları bakanlık bünyesinde bir toplantı yaparak bakanlık bünyesinde bu işin standartlarını oluşturmalı. Yani önce bir dinlemesi lâzım. Bu konuda yazılı hale getirdiğimiz standartlarımızda var. Bu uzun vadeli bir süreç, bir iki günde olacak bir konsept değil. Bizim yüzde 80 oranında konsepte uygun olarak kurallarımız yazılı durumda.  Bakanlık sektör temsilcilerini dinledikten, gelen kitlenin taleplerini aldıktan sonra; bunun bir ayağında TSE bir ayağında Diyanet İşleri olabilir. Bakanlık da kontrol ve denetici kısmında bir standart oluşturup önüne gelenin helâl konsept açıyorum, demesini engeller. 

Hangi hizmetler var?

Tatil köyünün 167 bin metrekarelik alanı üzerinde sadece bayanlara ayrılmış 10 bin metrekarelik bir kompleks var ve burada  tatlı su havuzu, tuzlu su havuzu, aqua havuz, çocuk havuzu ve çocuklarla birlikte yüzme imkânı da sağlayan anne-çocuk havuzu olmak üzere toplam 5 ayrı havuz; jakuzi, özel güneşlenme terasının yanı sıra hamam, sauna, masaj salonu, cilt bakım ve güzellik salonu, havuz barı, snack (hafif yemek) barı ve özel oyun salonu gibi her türlü konfor mevcut. Bunun yanında Türk hamamı, wellness ve SPA center, buhar odası, fitness center, su aktiviteleri, voleybol ve basketbol sahaları, plaj voleybolu, su sporları, animasyon şovları, lunaparkı ve özel aktiviteleriyle hem aktif hem eğlendirici hem de dinlendirici bir tatil imkânı sunuluyor.

Ailelere imkânlar sunuyor

Şah İnn Paradise olarak aileler için özel çalışmaları olduğunu vurgulayan Yücel, “Aileler, çocuklarıyla otele geldiklerinde, çocuklarını güvenli alanlara bırakarak rahat bir tatil imkânına kavuşacaklar” dedi. Şah İnn Paradise’ın gerçek Türk kültürünü yaşatan ve markalaştıran bir yatırım olduğunun altını da çizen Yücel, “Şah İnn Paradise’ın konseptini oluştururken, Türk kültürünü ve değerlerini dikkate aldık. Bizim bir kimliğimiz var. Binlerce senede oluşan aile, mutfak, yemek, ilişki, misafirperverlik değerlerimiz var. Sunduğumuz hizmette her şeyiyle Türk kültürü ön planda. Bu yönümüzle farklılaştığımızı düşünüyoruz. Türk misafirperverliğini onuncu sezonda da markalaştırmaya devam edeceğiz” diye konuştu. 

5 vakit ezan

Şah İnn Paradise’da 4 kral dairesi, 5 engelli odası, 100 aile odası, 295 standart oda ile toplam 1400 yatak kapasitesi bulunuyor. Konfor ve rahatlık adına hiç bir ayrıntının ihmal edilmediği vurgulanan Şah İnn Paradise’da odalarda kıble yönünü gösteren işaretler bulunuyor ve dolaplarına bırakılmış olan seccade, tesbih ve Kur’ân-ı Kerîm ile isteyen misafirler dinî vazifelerini gönül rahatlığı ile gerçekleştirebiliyor. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan atanmış imam ile tesis mescidinde 5 vakit namaz kılınabiliyor.

Çevreye duyarlıyız

Yanlış hatırlamıyorsam sizin bir yeşil yıldızınız vardı... Nedir bu?

Sürdürülebilir turizm açısından çevre ile ilgili gözardı ettiğimiz bir konu bu. Meselâ Şah İnn Paradise bu anlamda Turizm Bakanlığından yeşil yıldızlı bir tesis. Yani çevreye duyarlı bir tesis. Bunu da Turizm Bakanlığının kendi bünyesinde oluşturduğu, 355 adet standardının olduğu bir konu. Şah İnn Paradise bu standartları geçmiş ve belgesini almıştır.

Orta ve uzun vadeli ne gibi planlarınız var?

Yaşanan krizi fırsata çevireceğiz. Yeni yatırımlar düşünüyoruz. Antalya bölgesinde şehir otelleri ya da termal konseptli yatırımlar olabilir. İşletmeci olarak ya da ülke tanıtımı açısından da farklı arayışlarımız var.

İlerleyen yıllarda ülkemizde helâl turizm nereye

Özellikle 2016’ya kadar bulunduğumuz sektörün kısır bir döngüde olduğunu, aslında büyük bir pazar olmasına rağmen yeteri kadar büyümediğini ve hak ettiği yere gelmediğini düşünüyorum. Dünyada ve ülkemizde yaşanan turizm sıkıntısından dolayı bundan sonraki süreçte 17 yılda alamadığımız mesafeyi 5-6 yıl gibi kısa bir sürede rahatlıkla alabileceğimizi tahmin ediyorum. İç pazar için helâl turizm yeterli değil. Sektöre giren yeni dinamiklerle pazar payı genişlese de dünyadan muhakkak pay almamız gerekiyor. 

RÖPORTAJ: REYHAN KESER