"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Külliyat basımı zaman alacak

06 Aralık 2014, Cumartesi
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Risale basan yayınevleriyle yaptığı toplantıda Diyanet Tekeline bırakılan Külliyat’ın basımının zaman alacağını söyledi.

Risale-i Nur Külliyatının Bakanlar Kurulu kararı ile devletleştirilerek eserler üzerindeki bütün hakların Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi sonrası Ankara’da, 03.12.2014 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığında yapılan toplantıya Yeni Asya Medya Gurubunu temsilen katılan Av. Kadir Akbaş ile toplantının detaylarını konuştuk. 

Sn. Akbaş toplantıya kimler iştirak etti, kimler dâvet edildi?

Bediüzzaman Said Nursî tarafından telif olunmuş eserler ile Bediüzzaman’ın vird edindiği bazı evrad ve ezkar ile namaz tesbihatına dair hakların Bakanlar Kurulu tarafından, kamuya mal edilmesi ile bu eserler üzerindeki hakların Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kullanılmasına ilişkin karar sonrası Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in nazik dâveti üzerine 03.12.2014 tarihinde Sayın Görmez başkanlığında Risale-i Nur Külliyatı neşreden yayınevlerinin temsilcileri ile Ankara’da bir araya geldik.

Dört saat kadar süren toplantıya Sayın Görmez bizzat başkanlık etti. Toplantıya Sayın Görmez ile birlikte Diyanet İşleri Dini Yayınlar Genel Müdürü ve Hukuk Müşaviri ile Risale-i Nur Külliyatı neşreden yayınevleri temsilcileri iştirak ettiler. Bendeniz ile birlikte yayınevlerini temsilen toplantıya üç hukukçu da iştirak etmişlerdi.

Diyanet İşleri Başkanı Sn. Mehmet Görmez, Risale-i Nur Külliyatının bütün haklarının Diyanet İşleri Başkanlığına devri sonrası, bu hakların nasıl kullanılacağı hususunda bir değerlendirmede bulundu mu?

Sayın Görmez, Risale-i Nur Külliyatı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanacak olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur Külliyatı arasında bugüne kadar mesafeli olmakla beraber, yekdiğerinin hukukunu gözeten bir zemin olduğunu mealen belirterek, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Camiasından,  nice zor zamanlarda bile Risale-i Nur Külliyatı ve Bediüzzaman Said Nursî aleyhine bir kanaat ve değerlendirmenin tezahür etmediğini ifade ettiler. Bakanlar Kurulu kararı ile Bediüzzaman Said Nursî tarafından telif olunan eserler ile kararda adı geçen bazı evrad, ezkar ve namaz tesbihatının bütün haklarının Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmesi ile büyük bir mes’uliyet altına girdiklerinin farkında olduklarını belirttiler. 

Sayın Görmez;

a) Risale-i Nur Külliyatını inhisarları altına almayacaklarını, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün Külliyatı tahkikli bir surette basmaya kararlı olduklarını, ancak Diyanet İşleri Başkanlığının yayın mevzuatı ve tahkikli bir surette basmak arzuları sebebiyle bütün Külliyatın basılmasının zaman alacağını,

b) Bakanlar Kurulu kararı uyarınca aslına uygun olarak basacak bütün yayınevleri ile sözleşme imzalanacağını ve bu yayınevlerine bandrol verileceğini,

c) Esas alınacak, asıl olarak belirlenecek eser nüshalarının tesbiti için bir ilmi heyet teşkil ettiklerini, elinde müellifin tashihinden geçmiş Kur’ân hatlı ve Latin harfleri ile yazılmış eser nüshalarının dijital ortamda paylaşılmasını,

d) Esas alınacak eser nüshalarının tesbitinin zaman alacağının anlaşılması halinde, kısa bir süreliğine de olsa, mevcut metinler üzerinden basıma izin verileceğini,

e) Kararda belirtilen eserlerin, Risale-i Nur Külliyatının neşir haklarının münhasıran herhangi bir vakfa veya yayınevine verilmesin gündemlerinde olmadığını ve bunun düşünülmediğini, 

f) Diyanet İşleri Başkanlığı olarak yayınevlerinden bir telif bedeli talep etmeyi düşünmediklerini, yayınevlerinin zaten gelirlerini Risale-i Nurların neşri için sarf ettiklerinin kendileri tarafından da bilindiğini ve zaten karar uyarınca da bunun böyle olması gerektiğini,

g) Eserlerde lügatçe olup olmaması, olacaksa sayfa altında mı, yoksa eserin sonunda olması gerektiği konusunda henüz karar vermediklerini,

h) Eserlerde yer alan Âyet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerin meallerinin sayfa altında verilmesinin uygun olacağını,

i) Müellifin tashihinden geçmiş nüshalar arasından farklılığın tesbiti halinde bu hususun ilmi heyet tarafından ayrıca değerlendirileceğini,

j) Eserlerin bütün haklarının Diyanet İşleri Başkanlığına devri işlemine karşı itirazları haklı bulmadıklarını, müellifin de arzusunun bu yönde olduğunu talep ve ifade ettiler.

Toplantıda siz herhangi bir değerlendirmede bulundunuz mu?

Yeni Asya Neşriyatı temsilen toplantıya Sayın Abdullah Eraçıkbaş ile birlikte iştirak etmiştik.  

Söz alarak;

a) Risale-i Nur Külliyatının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından resmî bir şekilde neşredilmesinin Aziz Üstadımızın da arzusu olduğunu, eserlerin bir kısmının veya tamamının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından neşredilmesini bütün Nur Talebelerinin memnuniyetle karşıladığını, Diyanet Camiası’nın Nurlarla buluşmasının son derece memnuniyet verici olduğunu, bunu hamd ve duâ ile karşıladığımızı, 

b) Ancak,  Bediüzzaman Said Nursî’nin, eserlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından resmen neşredilmesi arzusunda olmakla birlikte asla ve kat’a, Kur’ân’ın malı olan, Ümmetin malı olan Nurların Devlet kontrolü altına alınmasını arzu etmemiş olduğunu, buna dair eserlerinde en küçük bir imanın dahi yer almadığını, aksine devletleştirme işlemini cerh edecek pek çok beyanının olduğunu,

c) Nurların devletleştirilmesine dayanak kılınan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 47. Maddesinde yer alan “kamuya mal etme” düzenlemesinin,  bu hükümetler döneminde hazırlanan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Tasarısında olmadığını, değişiklik öncesi hali ile bile Anayasa ve AİHM içtihatları ve Avrupa Birliği müktesebatına aykırı olduğu kanaati ile tasarıya alınmadığını,

d) FSEK’nun 47. maddesinde yer alan düzenlemenin yakın zamanda İstiklâl Marşı dışında, bir eser için 63 yılda hiç kullanılmadığını, Siyasal İktidarlara fikir ve düşünce hürriyeti alanını dilediklerince kısıtlama yetkisi veren böyle bir düzenlemenin, Risale-i Nur Külliyatının, sun’î bir şekilde gündeme getirilen bandrol engelini aşmak bahanesi ile kanunlaştırılmasının rahatsız edici olduğunu,

e) Kanunlaştırılmak istenen düzenlemenin ilk halinin fecaat olduğunu, eser sahibi hayatta iken bile müsadere yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilmek istendiğini, kamuya mal edilen eserin akibeti ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmediğini, Plan ve Bütçe Komisyonu Sayın Başkan ve vekiline yapılmak istenen düzenlemenin Anayasaya açıkça bir şekilde aykırı olduğunu, AİHM’in  pek çok içtihadı ile tenakuz teşkil ettiğini, bandrol engelinin aşılması için Risalelerin devletleştirilmesine ihtiyaç bulunmadığını, bunun meseleyi bir çıkmaza sokabileceğini, Kültür Bakanlığı’nın Risale Yayıncılarını bir araya getirmesinin, bir Çalıştay tertiplenmesinin elzem olacağının söylendiğini, ancak bunun kabul görmediğini, bir düzenleme yapılacaksa Avrupa Birliği Öksüz Eserler Direktifinin esas alınmasını, kamuya mal edilmeden öksüz eserler statüsündeki eserlerin aslına uygun olmak kaydı ile bütün yayınevleri tarafından basılabileceğine dair bir düzenlemenin maksada hizmet edeceğini, hem bandrol engelinin bu şekilde aşılacağını hem de sadeleştirmenin önüne geçileceğini ifade ettiğimizi, ancak bize “biz herkesin basmasını istemiyoruz” cevabının verildiğini, kamuya mal edilen eserin basım mecburiyetinin olmadığını beyan etmemiz üzerine öneri olarak hiç değilse kamuya mal edilen eserin topluma ulaştırılacak şekilde basımı mecburiyeti getirilsin önerimizin kabul edildiğini,

f) Bakanlar Kurulu’nun kararına dayanak teşkil eden kanun maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile yürütmeyi durdurma talepli olarak açılmış bir dâvâ varken ve dâvânın esastan görüşülmesine geçilmişken Bakanlar Kurulu’nun Anayasa Mahkemesinin kararını beklemeden Risaleleri kamulaştırma kararı vermesinin yanlış olduğunu, bu aşamada nihaî bir karar oluşturulmadan önce Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararın beklenmesinin doğru olacağını, ancak çözümün her halükârda Nur Talebeleri tarafından müştereken bulunacağını, bu kabil toplantıların devam etmesinin faydalı olacağını, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın neşre esas olacak metinlerin tesbiti hususunda çalışmalarına devam etmesini, Anayasa Mahkemesinin kararı ne yönde olursa olsun, Nurların Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanmasına hukukî bir engel bulunmadığını ve bunun bütün Nur Talebelerinin müşterek arzusu olduğunu,

g) Bakanlar Kurulu Kararı’nın hem Anayasa’ya hem de kanunî düzenlemeye aykırı bulunduğunu, bu sebeple yürütmeyi durdurma talepli olarak Danıştay 10. Dairesinde dâvâ ikame ettiğimizi, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sayın Görmez’a karşı bir zu-i zan içerisinde olmadığımızı, Risale-i Nur Külliyatının neşri hususunda siyasî iradenin belirleyici olmasına prensip olarak karşı çıktığımızı, bu düzenlemenin bugün veya yarın başka ellerde engelleyici bir fonksiyon icra edebileceğinin makul düşünen Nur Talebeleri tarafından samimiyetle dile getirildiğini, Nur Talebelerinin Risalelerin neşri yetkisi üzerinden baskı altına alınmak istenebileceğini, Risale-i Nur’a dost olmayan kişi veya guruplar tarafından bu düzenlemenin kolaylıkla menfi bir surette kullanılabileceğini,

h) Kültür Bakanlığı’nın bugün burada olduğu gibi meselenin bütün taraflarını bir araya getirerek bir çözüm arayışına girmek yerine, temsil yetkisi sınırlı, dar bir kadro ile meseleyi konuştuğunu, dışlayıcı bir anlayışı benimsediğini,  bu sebeple niyetleri meşkuk bir iki kişinin basına yansıyan beyan ve açıklamalarının rahatsızlık verdiğini, Nurların neşir yetkisinin kapalı kapılar ardında bir pazarlık konusu yapılmasının hatalı olduğunu, oluşan hassasiyetin bu yanlışlıklardan kaynaklandığını,

i) Risale-i Nurların  neşri meselesine siyasî iradenin müdahil olmasının ilk semeresinin bir yıla yakın bir süredir Nurların neşrinin yasaklanması şeklinde tezahür ettiğini, Nurlara dost olduğunu iddia eden bir yönetim zamanında bile yapılan ilk müdahelenin neticesinin böyle menfi bir surette tecelli etmesinin tedirginliği arttırdığını, bu sebeple de Cemaatimizin Nurların neşri hususunun Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden Devlet iradesine tabi kılınmasına itirazlarımızı hukukî zeminlerde sürdürmeye kararlı olduğumuzu ifade ettik.

Yaptığınız değerlendirmelere Sn. Görmez’in tepkisi nasıl oldu?

Sn. Görmez bu sürecin siyasî iradenin kararı ile başlamadığını, muazzez Üstadımızın hayattaki muhterem talebeleri, ağabeylerin ısrarlı arzuları ile başladığını, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Nurlara dost ve müzahir olduğunu, endişelerimizin yerinde olmadığını, en menfi zamanlarda bile Diyanet Camiasının Nurların aleyhine kullanılamadığını, Yeni Asya Gazetesini takip ettiğini, okuyucu ve yöneticilerine hususî selâmlarını iletmemizi, Danıştay’da açılan dâvâya ihtiyaç bulunmadığını ifade ederek bu dâvânın geri çekilmesi arzularını belirttiler. 

Toplantıya katılan diğer temsilcilerin bir değerlendirmesi oldu mu?

Söz alan diğer Nur hadimi temsilcilerin bir kısmı Risale-i Nurların resmen Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından neşredilmesinin Üstadımızın vasiyeti olduğunu, bunu hamd ile karşıladıklarını, vesile olanlara duâcı olduklarını, Nurların neşir hakkının herhangi bir vakfa veya gruba devredilmesine karşı olduklarını belirttiler. Baştan sona edep ve nezaket dairesinde bir toplantı yapıldı. Biz bu kabil bir heyetin, Nurların neşrini gaye-i hayat bilen heyetin teşkili ile düzenli bir şekilde toplanmasının, teşrik-i mesai içerinde olmasının zaruret olduğu kanaatindeyiz. Çünkü hukuki süreç ne şekilde neticelenirse neticelensin, nüsha birliğinin sağlanması, şerh, izah ve tanzim faaliyetleri birlikte hareket edilmesini zarurî kılmaktadır. 

Toplantının ertesi günü Sayın Mehmet Görmez, Hukuk Müşavirleri aracılığı ile Danıştay’da ikame olunan davanın maksada hizmet etmeyeceğini, bu dâvâya ihtiyaç bulunmadığını ifade ederek dâvânın geri çekilmesi arzularını tekrar ilettiler.

Sayın Görmez’e ve Diyanet Camiasına, nazik dâvetleri ve misafirperverlikleri için bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Gökhan YILMAZ / İstanbul

Okunma Sayısı: 4076
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bilâl TUNÇ

    6.12.2014 21:38:52

    Yeni Asya'ya ve Kadir Bey kardeşime cansipârâne gayretlerinden ötürü minnet ve şükranlar sunuyorum.. Özelleştirmedik şey bırakmayan Devletin, Risâle-i Nurları devletleştirmesi çok garîp!.. Başkan, Külliyât’ın basımının zaman alacağını söylemiş.. İyi de zâten basım yasağı dokuzuncu ayına girdi.. Dahâ ne kadar zaman alacak?.. Her vesîle ile câmi kürsü ve minberlerinden Ulu Önder propagandası yaptırtan Devlet nasıl oluyor da Nurculuğa soyunuyor?.. Cem'-i zıddeyn mi, inkılâb-ı haqâiq mi?.. Yoksa bir Alicengiz oyunu mu?..

  • M Numan

    6.12.2014 17:53:42

    inşaallah nüsha birliği sağlanır ve şerh izah ve neşriyat çalışmaları devam eder. her meşrebden ehli kimselerle bir kurul oluşturulur bu kurul ortak çalışmalalarla itfaiye vazifesini gören nurları neşrederler. inşaallah

  • hakan kagan

    6.12.2014 15:50:41

    Umarım yalan çıkmaz.Ki ölceğimi bilsem yeniasya'ya izin verilse bile devletin izin verdiği bir neşriyat kavramına katiyen karşıyım.Risale-i Nur talebesi neşriyat yapmak için kimseden izin almaz...Bu izin lafı bile hafakanlar bastırıyor bana.Dİyanetin baktığı pencereden farklı bakıyoruz biz.Onlar bizlerin baktığı gibi bakamaz.Basacaklarsa bassınlar.Yoksa süfyaniyet adamı tökezlettimi bu kanun bazılarında derin bir pişmanlık uyandıracak göreceğiz.O vakit iş işten geçmiş olacak..Ahirette bazılarınla yaka paça olacağız anlaşılan..

  • ali yeşilkaya

    6.12.2014 12:43:49

    cenab-ı hak şerleri hayreyliyor inşaallah. diyanet,hiç akla gelmeyecek şekilde,siyaseti kullanarak risaleleri inhisarı altına almak isteyenlere(onların da hiç ummadığı bir tarzda)gerekli cevabı vermiş.mehmed görmez beye hassasiyeti ve açık görüşlülüğü sebebiyle teşekkür ediyoruz.bilmukabele selamlar. şu noktadan itibaren,nurcuları yanıltarak risaleleri 3-4 kişinin tekeline almak hevesinde olan abilerin ve taraftarlarının da hevesi kırılmıştır.aym nin iptal kararından sonra meselenin çözülmesi daha da kolaylaşmıştır.zira nurcuların arasına fitne sokan ekibin,kanun ve bakanlar kurulu kararı sonrasında dahi niyetlerinin gerçekleşmeyeceği tebeyyün etmiştir. yeni asya olarak hukuk mücadelemize devam ederken bu tip toplantıları,nurcuların,3-5 kişinin tahakkümünden kurtulması amacına hizmet ettirme çabasında olalım. kadir beye de bin barekallah...

  • ömer

    6.12.2014 12:34:51

    İnşaallah toplantı Hayırlara vesile olur. Sayın Görmez'in düşündüğü gibi sonuçlanır inşaallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı