Yaz günlerini Yeni Asya Isparta-Barla Tesislerinde geçiren emekli Aydın Yaşar, ‘Anladım ki, insan gençlik yıllarındaki birikimlerini ihtiyarlık döneminde yaşıyor. Nasıl bir gençlik yaşarsa insan öyle de bir ihtiyarlık yaşayacaktır. Asıl ahenkli musıkî, kâinattadır. İnsan onu bulma çabasındadır’ diyerek, gençlik yıllarında atılacak adımlara dikkatleri çekti.

Gençlik yıllarında profesyonel anlamda müzikle ilgilenen Aydın Yaşar, kendisine sorulan müzikle ilgilenmenizin özel bir sebebi var mı sorusuna, ‘Müzikle olan ilgi tamamen içeriden gelen bir kabiliyettir. Her insanın müzikle bir fıtrî bağı vardır. Çünkü musıkî kâinatın da temelidir, mayasıdır.’ dedi.

Kendisiyle Barla Yeni Asya tesislerinde görüştüğümüz Aydın Yaşar’a müzikle ilgili sorular sorduk ve cevaplar aldık.

Aydın Bey bize kendinizden bahseder misiniz?

Yeni Asya ile kırk yıldır tanışıyoruz. Benim hayatımın anlamı bir anlamda Yeni Asya ile gelişti. Yeni Asya bizi bir cemaatin insanı olmayı sağladı. Bizi bir şahs-ı maneviye kattı. Bu bizim için çok önemlidir. Şimdilerde farklı bir Nur ortamında olsak da yine Yeni Asya ile dostluk bağımız devam ediyor. Ben Mersin’de esnaf olarak Radyo-Tv tamircisiydim. Elektronik aletlerle ilgilenmeyi çok seviyordum. Tamirler yapıyordum. Hatta o yıllarda Yeni Asya okuyucusu olanların radyo-televizyon tamirlerinden ücret almıyordum.

Müziğin dünyanızdaki yeri nedir?

Müzik benim için bir hayat biçimi. Şu an emeklilik yıllarımı yaşıyorum. Biraz da hastalığım var. Düşünüyorum eğer benim dünyamda müzik olmasaydı. Bu kadar hayata bağlı olmazdım. Müzik benim hayata tutunmamı sağladı. Şu an yüzüm gülüyorsa bunu büyük oranda müziğe borçluyum. Müzik insanı daha dinamik yaşamaya, daha ümitli olmaya, olaylar karşısında daha sabırlı olmaya alıştırıyor.

Doğru müzik insanı normalleştirir

Kendisine, ‘Müzikle ilgilenmeniz ailenizde nasıl karşılanıyor?’ dediğimizde ise, Yaşar, ‘Müzik ev içinde tatlı bir esinti oluyor. Ortamı yumuşatıyor. Müziğin olduğu yerde sertlik, çatışma, düşmanlık hisleri olmuyor. Müzik varsa, kötülük; kötülük varsa müzik olmuyor. Musıkî insandaki uç duyguları gideriyor. Notaların ruhunda farklılık vardır. Her nota özeldir ve diğer notalarla birlikte anlamlıdır. Müzik, onun için farklılıkları içinde barındırıyor. Müzikte hoşgörü vardır. Birbiri ile tamamen farklı olanla yan yana yaşamak, farklılıklardan bir ahenk oluşturmak ancak müzikte olan bir şeydir.’ dedi.

Musıkînin icra edildiği ortamda bir hoşluk vardır

Musıkîşinas emekli Aydın Yaşar, ‘Ev içerisinde bunları söylerken benim parça seslendirmemden dolayı, evimizin bir odasını diğer odalardan izole etmek durumunda kaldık.’ diye de ilâve ediyor.

Emekli musıkîşinas  Aydın Yaşar:

Müzikle olan ilgi tamamen içeriden gelen bir kabiliyettir. Her insanın müzikle bir fıtrî bağı vardır. Çünkü musıkî kâinatın da temelidir, mayasıdır.

Enstrüman insanı hasta etmez, onu kullanmayı bilmemek eder

‘Farkında olsa da olmasa da, her insanda müziğe karşı bir ilgi vardır’ diyen Yaşar, ‘Güzel olan şey, o ilgiyi bir potansiyel taşıyor olmaktan öteye, onu hayatla buluşturmaktır. İşte o zaman bir anlam ifade edecektir. Meselâ keman insanı verem eder deniyor. Bu doğrudur, çünkü içli olan keman enstrümanının böyle bir etkisi vardır. Ama meselâ insan kemanda seslendirdiği parçayı kendisi de söylerse, yani dışarıya o içli birikimi dökerse işte o hastalık etkisi insanda kalmıyor. Ve insan bu içli etkileşimi dışa atmış oluyor. Yani keman insanı verem etmiyor, onu kullanmayı bilmemek verem ediyor. Enstrüman insanı hasta etmez. Onun olumlu etkisini bilmemek veya onu nasıl kullanacağını bilmemek hasta eder.’ dedi.

Röportaj: CEMİL DEMİRDÖĞMEZ - SEBAHATTİN YAŞAR

BARLA / ISPARTA