"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nitelikli bir “Din, Kültür ve Ahlâk” eğitimi tek çare

11 Kasım 2022, Cuma 02:25
DESAM Başkanı Gürkan Avcı, zorunlu Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi derslerinin anaokulunda başlaması ve ilkokul 1 ve 2’inci sınıflarda da verilmesi gerektiği söyledi.

MEHMET KARA - ANKARA
[email protected]

Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) ile DOTAM BGC katılımcıları tarafından “Geleceğin Türkiye’sinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Kodu” ana temasıyla yapılan toplantısında konuşan  DESAM Başkanı Gürkan Avcı, zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin anaokulunda başlaması ve ilkokul 1 ve 2’inci sınıflarda da verilmesi gerektiği söyledi. 

ÇOCUKLARIMIZ DİJİTAL ÇAĞDA KORUMASIZ BIRAKILDI! 

Çocuk ve gençlerimizin dijital çağla birlikte müthiş oranda artan dezenformasyon ve dejenerasyonlara ve yine yabancı kültür bombardımanına karşı savunmasız kaldığını söyleyen Avcı, “Dijital çağın manipülasyonları çocuk ve gençlerimizin değerlerini ve davranışlarını, tutumlarını ve dünya görüşlerini temelden sarsmaya ve küresel hibrit bir kimlik inşasıyla baskılayarak şekillendirmeye devam ediyor. Dijitalizm çocuklarımızın hayal gücünü sınırlandırıyor ve öğrenme güçlüğüne neden oluyor, okul başarısını düşürüyor, kendi kültür ve değerlerimize karşı yabancılaştırıyor, mutsuz ve öz güvensiz robotlar haline dönüştürüyor. 

BİLGİSAYAR OYUNLARI AHLAKİ DEĞERLERİ BOZUYOR 

Yaygınlaşan bilgisayar oyunları ve sosyal medya araçlarının çocuklarımızı şiddet içeren davranışlara teşvik ettiğini, milli ve ahlaki değerlerimizin bozulmasına öncülük ettiğini dile getiren Gürkan Avcı, “Dünyanın değişik noktalarından yayın yapan sayısız TV kanalları, sinema platformları, diziler, şarkı klipleri, müzikler, sosyal ve görsel medya araçları içerdikleri hem şeffaf hem de subliminal mesajlar yoluyla çocuk ve gençlerimizin bilinçaltını etkileyerek onların davranış, tutum ve duyguları üzerinde onulmaz tahribatlar oluşturuyor” diye konuştu.   

ÇOCUKLAR YALNIZ VE SAVUNMASIZ!

Bugün çocuklarımızın cep telefonu ve bilgisayar bağımlılığını, sosyal ve görsel medya ile geçirdikleri sürenin uzunluğunu göz önüne aldığındı durumun ne kadar tehlikeli olduğunu görüleceğini söyleyen Avcı, “Çocuklarımız bu tehlikeler karşısında yalnız ve savunmasız bırakılmıştır. Anne babalar ne yapacaklarını bilememektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kültür Bakanlığı dahil ilgili tüm kurum ve kuruluşlar bilinçsiz, umursamaz bir şekilde havanda su dövmeye devam etmektedir. Cep telefonlarını, bilgisayar ve interneti yasaklamak hem mümkün değildir hem de çözüm değildir. Öncelikle ebeveynler bu araçlara karşı sınırlandırmayı kendilerine prensip edinmeli, çocuklarıyla daha çok zaman geçirerek çocuklarına rol model olmalıdırlar” dedi. 

RTÜK SİYASETE DEĞİL, ÇOCUKLARI KORUMA GÖREVİ ÜSTLENMELİ 

RTÜK siyasete değil halkın çıkarlarına taraf ve meşgul olmalı ve bu minvalde de çocuklarımızı tüketime, şiddete, her türlü sapkınlıklara ve duygusal bozukluklara teşvik ve tahrik eden reklamları, dizi ve çizgi filmleri pedagoglar ve sağlık uzmanlarının denetiminden geçirmesi gerektiğinin altını çizen Avcı, “RTÜK yalnızca TV ve radyoları değil internet ve sosyal medya mecralarını da denetleme, çocuklarımızı koruma görevi üstlenmelidir. RTÜK hemen bir an önce, hemen yarın subliminal mesaj varlığını tespit eden özel analiz cihazlarını satın almakla işe başlamalıdır” şeklinde konuştu. 

ÇOCUK VE GENÇLERİMİZ KÜLTÜR VE DEĞERLERİMİZE YABANCILAŞIYOR! 

Özellikle son çeyrek yüzyılda gençlerimizin milli, manevi ve ahlaki değerlerimize daha çok yabancılaştığının açıkça görüldüğüne dikkat çeken Avcı, ”Mevcut eğitim, kültür ve gençlik politikaları, asimetrik bir etki olarak batı hayranı, kendi kültür ve medeniyetine uzak, dahası kendi değerlerini hor gören bir gençlik yetiştirmek için en müsait bir ortamı meydana getirmiştir. AKP’nin din eğitimi anlayışı ve kültür politikaları Türk toplumunu dijital emperyalizmin çıkarlarına daha uygun hizmet eder hale getirmiştir. Ne yazık ki muhalefet partileri eğitimdeki bu büyük başarısızlığı, hayati tehlikeyi engellemek bir tarafa oya devşirmekten dahi bigâne kalmıştır” dedi. 

AHLAKİ ÇÜRÜME VE MANEVİ YOKSULLAŞMA ARTIYOR! 

Böylesi bir tehlikenin baskıladığı Türkiye’nin çoğullaşan eğitim, kültür ve gençlik sorunlarına tez elden çare üretmesi gerektiğini ifade eden Avcı şu değerlendirmelerde bulundu: “Çünkü milli ve muasır bir çözüm vizyonu olmadan hiçbir sorun neşet olmuyor. Milli eğitim, kültür ve gençlik politikaları olmadan milli entelijansiya ve akabinde milli ekonomi de olmuyor, oluşmuyor. Son çeyrek yüzyıldaki Türkiye modernleşmesi, refahı ve tüketici rollü teknolojik gelişimi ahlaki çürümeyi ve manevi yoksullaşmayı getiriyor. Din, kültür ve geleneklerimiz adına ne varsa hemen hepsi Ak Parti narsisizminin ve GDO’lu milli politikalarının diktatörlüğü altında ezilip, büzüşüyor! Eğitim, kültür ve gençlik politikalarımızı sarmalayan nepotizm ve despotizm haklı, hakiki ve meşru tepkilerin tümünün önünü kestiği gibi milletimizin derin hafızasındaki yüksek ahlak, feraset ve büyük akıl ila saf bilgiyi de yok ediyor.” 

NİTELİKLİ BİR “DİN, KÜLTÜR VE AHLAK” EĞİTİMİ

Bu nedenlerle, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin Anaokulunda ve İlkokul 1 ve 2’inci sınıfta da zorunlu olmasını istiyor ve haftada 2 saat olarak verilmesini teklif eden Avcı, “Çünkü çocuklarımızın kültür, ahlak ve inanç muhtevalı eğitiminin erken yaşlarda başlaması hele hele günümüzde pedagojik zorunluluk haline gelmiştir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi eğitim ve öğretiminin 6-7 ve 8 yaş grubu çocuklarımızın kişilik ve şahsiyetlerinin oluşumundaki ve sosyal ve kültürel kimliklerinin gelişimindeki etkisi yadsınamayacak kadar önemlidir” şeklinde konuştu. 

PEDAGOJİK VE ÖZGÜN BİR DİN KÜLTÜRÜ DERSİ 

Avcı şunları söyledi: “Çocuk gelişiminde altın çağ olarak ta adlandırılan 6-7-8 yaş döneminde çocuklarımızın dini, ahlaki ve milli nitelikli ilgi ve meraklarının cevapsız bırakılması yahut dijital çağın dejeneratif enstrümanlarının eline bırakılması milletimizin ve devletimizin geleceği için büyük tehlikeler ihtiva edecektir. Anaokulunda ve İlkokul 1 ve 2’inci sınıfta verilecek Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri üniteler halinde özgün ve çağdaş bir formda; drama, eğitsel oyun, hikâye, boyama, şiir, şarkı vb. etkinliklerle verilmesi hedeflenmelidir”. 

DİN VE AHLAK EĞİTİMİ

“Bugün en sert laiklik uygulamalarına tabii Fransa dâhil Batı ülkelerinde de doktriner din eğitimi uygulanagelmektedir ki bu durum kimi Batı ülkelerinde okullar yerine isteğe bağlı din eğitimi şeklinde kiliselerce yerine getirilmektedir” diye konuşan Avcı, “Dünyadaki Hamburg ve Norveç modeli gibi en özgürlükçü modellerde bile durum böyledir. Ve yine Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri AB ülkeleri başta olmak üzere birçok medeni ülkede de Anaokulu ve İlkokul 1 ve 2’inci sınıflarda da verilmektedir. Geleceğin dünyasında dini ve ahlaki değerleri bilmek ve taşımak önemini artıracaktır. Dijitalist küreselleşme çocuk ve gençlerimizin dini, ahlaki, moral ve milli-kültürel değerlerinin talim ve tedrisini zorunlu kılıyor” dedi.

Okunma Sayısı: 6853
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı