Şahsuvaroğlu Dış Ticaret otomotiv sektörüne yaptığı ciddî yatırımlarla tanınıyor. Mayıs ayı içinde Türkiye distribütörü oldukları Koreli Ssangyong markasına ait dünyanın en büyük Ssangyong plazasını açtı. Yunus Şahsuvaroğlu, geleceğe dair yatırımları ile birlikte yaptıklarını Yeni Asya’ya anlattı. Buyrun...
Röportaj: Recep Bozdağ / [email protected]
2015 yılına bakarsak Sssangyong Türkiye’de çok büyük işlere imza atmaya başladı. Bu açıdan 2015 yılı Sssangyong için ne ifade ediyor?
2015 yılı bizim için iki şeyi ifade ediyor. Bir; 1966 ve 2007. Neden? 1966 yılı yarım asırlık bir tecrübemizi ve 11 markayla iş yaptığımızı ifade ediyor.
Erzurum’da başladık ticarî hayatımıza. Erzurum’dan İstanbul’a uzanan bu süreçte hatta İstanbul’dan da dünyaya açıldığımız bu zaman dilimi içerisinde grubumuzun 11 markayla yaptığı tecrübelerin hepsini anlatır. Ki, bunlar Türkiye’de yol yardım hizmetini vermekteyiz. Masa başında kredi vermek gibi çok özel unsurlarla beraber 2015 yılı 1966’dan beri gelen tecrübemizi aktardığımız en iyi yıl olarak karşımıza çıkıyor. O yüzden 1966’yı temsil etti. 2007 yılını da temsil ediyor bizim için, çünkü Sssangyong’u 2007 yılının son çeyreğinde getirdik. Son çeyrekte başlayıp bugüne kadar üç yüz elli milyon dolar yatırım bedeli tutan çalışmaların meyvelerini yemeye başlayacağımız yılı temsil ediyor. Yani 2007, 2015 için bir dönüm noktası oldu. 11 markadaki lider markaların bayiliğini yaparak bulunduğumuz pozisyonu güçlendirdik. Sattığımız markaları yüzde elli gibi yüksek satışla volümlerini biz belirledik. 2000 yılında masanın diğer tarafına geçip biz dağıtımcı olduk. Bütün bu tecrübelerle birlikte biz dünyanın 3 kıt’asında iş yapmaya başlayınca 2007’de Sssangyong sadece bir yerimiz varken bize iş vermeyi kabul etti. Bize daha önce yaptığımız işlerden dolayı bir sempati duydular. 2007’den bu yana o firmalara dünyada ilkleri yaptık. Memleketimiz olan Erzurum’da kendimiz için bir ilk yaptık. Avrupa’nın en büyük plazasını Yenibosna’da açtık. Dünyanın en büyük plazasını içinde bulunduğumuz (Maltepe’de) yerde açmıştık. Bütün bu süreç içerisinde tesis yatırımının dışında onların şu konuda da söz verdik ve dedik ki: Dünyada kimsenin yapmadığı iki şeyi yapacağız. Bir; bugün arabayı satarken müşterinin önüne kâğıdı koyduk. Hangi gün, hangi paradan bize arabasını geri vereceğini yani dört yıl geri alım garantisini verip markanın ikinci el değerini maksimuma ulaştırdık. Bunun yanında yüzde yüz parça bulunulurluğunun garantisini verdik. Olmazsa sıfır arabadan söker veririz, dedik. Yine, on dakikada müşterimize kredi veririz. Müşterimizi hiçbir bankaya göndermeyiz. Banka bize güvenir, kredi evraklarını verir, banka adına imza alırız. İşi masa başında bitiririz.
Ankara’daki Sssangyong merkezi dünyadaki en büyük merkez değil mi?
Evet. Dünyadaki en büyük merkez.
NE PARA BEKLETİRİZ, NE FAİZ GELİRİ ELDE EDERİZ
Küresel bağlamda düşünecek olursak “en büyük ölçekte” yer yapmak ne anlama geliyor?
En büyük ölçekte yer yapmak üretici gözünde şu demek; dünyadaki global krize rağmen benim için bu kadar üretim yapıyorsa, benim geleceğime güveniyordur. Bununla her platformda yürüyüp her konuda desteklenmesini sağlamalıyım demektir. Nitekim bu yatırımların ardından Kore’nin en önemli basın yöneticileri İstanbulda bir araya geldiler. Bu yatırımların sebebini konuşup bunu kesinlikle anlamadıklarını söylediler.
Kazandığım paranın tamamı otomobil işine gider. Ne para bekletiriz, ne faiz geliri elde ederiz. Biz satarız karşılığında da plaza yaparız. Yatırımımız ve tek işimiz bu olduğu için bu yatırımları yapıyoruz.
Onların çok kaliteli arabalar üretiklerini düşünüyoruz. Bu kadar kaliteli bir araç ürettikten, ana sloganı ‘tek bir alanda uzmanlaşmak’ olup orada da can güvenliğini birinci sırada tutmasının ardından yatırım yapılır. Onların kendi basınlarına yaptığı konuşmada bizi merkez yapıyorlar. Sonunda biz onlarla “araba üreteceğiz” diyorlar. Yatırım demek netice itibari ile istihdam demek. Risk alıp yatırım yapmamız Türkiye’ye ileri vadede fayda sağlıyor. Çünkü bugün bu riski alıyorsunuz, şu kadar para yatırıyorsunuz ve yarın ilk rota Türkiye oluyor. Bizim yatırımımızın payı yüzde 70-80 etken, ama ülke olarak demografik yapımız da çok uygun. Her açıdan Türkiye onlar için bir artı...
İstanbul Autoshow’u nasıl değerlendirdiniz?
Müşterilerimizle farklı bir iletişim halindeyiz. Çok samimiyiz. Telefonumda Sssangyong müşterilerinin telefonu kayıtlıdır. Bütün müşterilerime telefon numaramı veriyorum. İstedikleri zaman arıyorlar. Fuardan sonra 13 bin müşteri datamızın hepsi bu arabaları gördüler, inanılmaz beğendiler. Satışlarımız bu aralar arttı, patlama yaşıyoruz. Bugün itibari ile dizel bir araç almaya kalksanız yıl sonuna sıra veriyoruz. Benzinli almaya kalksanız da Temmuz sonuna...
SİPARİŞ YOĞUN, ARAÇ YOK
Sene sonuna kadar satış hacmi nasıl olacak?
Siparişimiz beş bin. Üretim kapatisesinin yetersizliği sebebi ile bize bu yıl sekiz yüz araba verebiliyorlar. Şu an sekiz yüzden fazla kaporamız olduğu için pek hareket edemiyoruz. Çok yoğun sipariş alıyoruz. Yatırımları görüyorsunuz. Bu yatırımları yaparken biz sadece dört tane bina yapıp ilerlemedik.
Gelecekle ilgili olarak ne gibi hedefleriniz var?
Bu yıl itibari ile sürekli büyüme planımız var. Önümüzdeki yıllarda iki kat büyüyerek devam etmeyi planlıyoruz. Bu yıl ise yüzde elli büyümeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren ise satışı iki kat arttıracağız. Talepler daha da artıyor. Önümüzdeki sene yeni bir modelimiz daha geliyor. Her yıl yeni bir modelin gelmesini sağlayacağız. Ayrıca fabrika yatırımları da hedeflerimiz arasında. Fakat bu hedefimiz beş yıldan önce olmaz.
Türkiye dışında Sssangyong olarak var mısınız?
Farklı ülkelerde yaptığımız çeşitli işler var. Otomobil işi de yapıyoruz başka ülkelerde.
Son olarak eklemek istediğiniz birşey var mı?
Genel olarak söyleyeceklerim bunlar. Yeni Asya ile tanıştığıma çok memnun oldum.