"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hep haklının yanında; haksızlığın karşısında

Rüstem GARZANLI
08 Nisan 2018, Pazar
Van Yeni Asya Temsilcisi Ahmet Yaprak’la İttihad’ı, Yeni Asya’yı, Medresetü’z-Zehra’yı ve Van’ın saff-ı evvel Nur Talebeleri hakkında konuştuk.

* Ahmet Yaprak kimdir, kendinizi tanıtır mısınız?

1958 yılında Van’da doğdum, İlk ve orta tahsilimi Van’da bitirdim. Erzurum Eğitim Enstitüsü matematik bölümü 2. sınıftan ayrılarak radyoculuk (elektronik) mesleğine başladım. Askerlik dönüşünde çeşitli ticarî faaliyetlerim oldu, 2002’de emekli oldum. Lise’de okurken Risâle-i Nurlar’la tanıştım, o günden bugüne kadar hizmetin içinde, şahs-ı maneviyeye bağlı kalarak devâm etmekteyiz. Şu anda Van Yeni Asya Gazetesi temsilcisiyim. Dört çocuk babasıyım.

* Ahmet Bey, Van iklimi ve coğrafi yapısı ile bölgemizin en güzide şehirlerinden birisidir. Okulların tatil olduğu yaz aylarında okuma programlarına en uygun bir şehir olması hesabiyle bir külliyenin yapılması gerektiğini düşünüyorum, bu konuda bir teşebbüsünüz var mı?

Van’da Nurlar’ın hizmetine cevap verecek bir külliyeye veya hizmet binasına elbette fazlasıyla ihtiyaç var ve elzemdir. Amma bizlerin Van’da böyle bir projeyi hayata geçirmemiz için maddî imkânımız yoktur. Ancak şahs-ı manevînin maddî ve manevî duâları ile böyle bir hizmet merkezi inşa edilebilir. Van’lı olarak biz de böyle bir hizmet binasını arzu ediyoruz. Gaye-i hayâlimizden birisidir.

* Üstadımızın, ”memleketim” dediği Van’da neden bir külliye bulunmasın, neden misafirlerimizi ağırlayacak bir misafirhanemiz olmasın, neden okuma programları ve anma faaliyetleri merkezi olmasın?

Bu saydıklarımın tamamını Van hak etmiştir. Bediüzzaman Hazretleri Van’ da yirmi sene kalmış, Van Horhor Medresesi onun ilim meş’ale merkezi, Erek Dağı onun tefekkür mahalliydi… Üstadın sevdiği Van Kalesini ziyaret etmeye, Erek Dağı’nda tefekkür etmeye bütün ağabeylerimizi gayrete dâvet ediyoruz. Haydi, külliye için gayret; diyoruz!..

* Bediüzzaman’ın gaye-i hayali olan Van’da Medresetü’z-Zehra adı altında din ve fen ilimleri bir arada okutulacak bir darülfünun açmaktı. Bu gayenin tahakkuku için Van’da bir girişim var mı veya ilerde düşünülüyor mu?

Efendim, Üstad sağlığında Van’da, Bitlis’te ve Diyarbekir’de “Gaye-i hayali” olan Medresetü’z-Zehra isminde bir darülfünun dediği üniversite açtırmaktı. Kısmet olmadı, yalnız o darülfünun için şöyle demiş. “Medresetü’z-Zehranın hakikati ise, istikbalde çıkacak olan Risale-i Nur Medresesine bir zemin ihzar etmek idi. Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükrolsun ki,o medresenin manevî hüviyeti Isparta vilayetinde tesis edildi, Risale-i Nur’u tecessüm ettirdi. İnşaallah istikbalde, Risale-i Nur Şakirtleri, o âlî hakikatin maddî suretini de tesis etmeye muvaffak olacaklar.” 

Öyle bir umudumuz var ki, bu projenin maddî sureti bir gün devlet eliyle olacaktır. Bu projeye de şahs-ı manevînin tecessüm ettiği Nur Cemaati tarafından yardımcı olunacak.

Şunu da belirteyim ki, “Medresetü’z-Zehra’nın programı Risale-i Nur’dur.” Bugün bu programlar devâm ediyor. Dünyanın 60 diline Risale-i Nurlar çevrilmiştir. Bu imanî hizmetler devâm ediyor. Elhamdulillâh….

* Yeni Asya Gazetesi Yönetim Kurulu tarafından Türkiye’nin değişik illerinde organize edilen “İttihad buluşmaları” bölgemizde de yapıldı, Van Yeni Asya Gazetesi Temsilcisi olarak İttihad ve Yeni Asya hakkında bir değerlendirme yaparsanız neler söylemek istersiniz?

“İttihad Buluşmaları”nın köküne inersek, tâ 1911’de Bediüzzaman Hazretleri Şam’da, Emevî Camii’nde irad ettiği hutbede bütün İslâm âlemini “İttihad”a dâvet etmiştir. Maddî ve manevî terakkiyatınızı sağlayacak ancak Cemahir-i müttefika-i İslâmiye’dir. Bütün İslâm âleminî ittihada dâvet etmiştir. Aksi takdirde Avrupa zalimleri sizleri parça parça edip, ondan sonra bir bir yutacaktır.

İşte “İttihad Gazetesi” de, Üstadın buyurduğu üzere bütün Risale-i Nur Talebelerini hatta bütün İslâm âlemini ittihada dâvet eden bir dâvetiyedir.     Üstad Bediüzzaman 40’lı yıllardaki bir Emirdağ mektubunda demişti ki: “Risale-i Nur, matbuat lisanıyla konuşmak zamanı gelmiştir veya gelecek gibidir.” Bu sözdeki hasret ve ideali kalıcı bir hizmet olarak gerçekleştirmenin ilk adımı İttidad’la atıldı. 24 Ekim 1967’de Zübeyir Gündüzalp’ in manevî rehberliğiyle. İttihad, haftada bir çıkan sayılarıyla Risale-i Nur’un med- yadaki dili oldu. 21 Şubat 1970’te de günlük Yeni Asya’nın önünü açtı.

Dün ittihad ne yazmışsa bugün Yeni Asya da onu yazıyor. Yeni Asya medar-ı iftiharımız, gaye-i maksadımız, “Hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez” düsturu ile haklının yanında; haksızlığın karşısında bir gazetedir.

“İttihad buluşmaları”nda birliğin, beraberliğin, tesanüdün sağlanmasına çalışılmıştır. Bu konuda gayret gösteren bütün Yeni Asya okuyucularını, Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerini tebrik ediyoruz.

*Ahmet Bey, malûmunuz Bediüzzaman Van’da yirmi sene ikamet etmiş bu arada ona en yakın olan talebelerinden Molla Habib, Molla Hamid, Molla Resul, Molla Münevver, Ali Çavuş ve Çaycı Emin Ağabeydi, onlarla ilgili ailelerinden veya şehir ahalisinden edindiğiniz hatıraları anlatır mısınız?

Efendim, yukarıda saydığınız Üstadın ilk talebelerinden Molla Hamid Ekinci, Van’lıdır. Zamanında Van Emniyet Müfettişliği yapan Abdullah Ekinci’nin kardeşidir. Molla Hamid Ağabey 1984 senesinde, Van’da vefat etmiştir.

Molla Resul: Onun belirgin ismi, Molla Resul’ı-Gavrî’dir. Aslen Siirt’in Garzan mıntıkasındandır. Âlim bir zat idi. 1872’de doğmuş, 1952’de vefat etmiştir. 1922’den sonra üç yıl Van’da kalmış, Üstad’dan birkaç yaş büyükmüş.

Molla Münevver: Birinci Dünya Savaşı’nda Üstadla beraber harbe iştirak etmiş, asıl adı Mehmet Münevver Çetin’dir. 1873’te doğmuş, 16 Nisan 1971’de vefat etmiştir. Aslen Bitlis, İsparit nahiyesinin Çirçak Köyü’ndendir. 15 yaşında Van’a gelir, Üstad Horhor Medresesi’nde ders verdiği sırada Molla Münevver de Horhor Medresesine dahil olur.

Birinci Cihan Savaşı başlayınca, Bediüzzaman gönüllü Alay Komutanı olarak harbe iştirak eder, Molla Münevver de onunla birlikte harbe iştirak etmiştir.

Molla Yasin: (1876-1965) Van’ın kurtuluş kahramanlarından ve Bediüzzamanın on beş yıllık arkadaşı idi. Günleri harp cephesinde, Erek Dağı’nda geçmiştir. Ağabeylerin hatıraları yazılmış, oraya havale edelim. 

* Ahmet Bey, söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Bana bu fırsatı veren Yeni Asya‘ya teşekkür eder, selâm ve saygılarımı arz ederim.

Okunma Sayısı: 4788
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    8.4.2018 19:53:42

    Vanli ve Yaprak soyadi hic de yabanci gelmedi!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı